HÜCRE

Bölüm/21

Arkadaşlar yorumlarınızı okuyamadım :)
Okuyup Aaa bak bu çok güzel yazmış, saydırmış, sövmüş diyemedim???? SEBEP ben sizi bölümsüz bırakmıyorum siz yorumsuz bırakın beni giderim bende görersiniz. Yok size de başka bölüm kitabı burda kapatayım da görün Final bölümü bu. Bitti hadi eyvallah son kez okuyun bakalım.
MEDYA-BARAN
_______________________

Koğuşta günler tam tıkırında ilerliyordu, Son olaylardan sonra herkesin bana olan bakış açısı değişti, bu değişim en çok Yılmaz abise oldu, Adam artık İllallah ettiriyordu, ama bu sevgisi çok hoşuma gidiyor olduğunu inkar edersem Allah çarpar, beğenmiyon mu diyip ağzıma ederdi.

Aslan.... Ah benim kara meleğim, kuyruksuzum, başımın belası ve biriciğim. Kuyruksuz Aslan peşimde kuyruk gibi geziyordu git desem de gitmiyor sinir krizine sokuyordu beni. Daha fazla dayanamamıştım ve gece gece bağırıp irkilmesini sağladım.

"LAN AÇ AĞZINA İŞEYEYİM YA DA ELİNE NE PEŞİMDEN GELİYON GİTSENE ." tamam bende korkuyordum ama bu kadarı fazlaydı, tuvalette istediğim gibi işeyip rahat bi oh çekemiyordum. Erkeğiz bizde canım. "Yok öyle yırtma götünü de bitir işini de sarılalım biraz, bu duvar fazla geliyor bana içeriye dalmak istiyorum."

Yeter diye çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.   İşimi bitirip çıkarak ellerimi güzelce yıkayıp, ıslak ellerimi Aslan'ın üzerine silerek kuruttum, Aslan ise bana yüzünü buruşturarak baktı.

"Elini üzerime niye sürüyon lan?" Hafif sinirli çıkan sesiyle bundan nefret ettiğini anladım, daha çok sırıtıp suyu açaraka avucuma doldurduğum suyu Aslan'ın üzerine atmaya başladım. Aslan üzerine gelen sulardan kurtulmak için kafasını çevirip kaçmaya çalışsa da nasibini yemişti.

Kararan gözleriyle üzerime resmen uçmuş, iki kolumdan tutarak arkamda ki duvara sırtımı yasladı. "A-Aslan..?" titreyen sesimle ismini fısıldadım, yüzüme yaklaşıp sırıtarak ellerini kollarımdan belime indirerek tuttu, Vücudunu bana yasladı.İşte şimdi sıçmıştın oğlum, sevimlice dişlerimi göstererek gülmeye başladım, yüzündeki ıslaklıkları sildim.

"Dur kurularım ben şimdi seni, sen sakin ol tamam mı?"  Ellerimle yüzünden boynuna damlayan damlaları sildim, Aslan çenemden tutup hafif kaldırarak gözlerime bakmaya  başladı. İçimde ki his korku değildi, daha farklı bişeydi. Karşı koyamadığım, Aslan'ın sinirli olduğunu düşünüp kaçmam gerekirken, gözlerinde ki ışıltıyı görebiliyordum. Üzerime eğilip dudaklarıma yaklaşmasıyla nefesimi tuttum, "Aslan..." dudaklarına doğru fısıldayıp gözlerine odaklandım. "Söyle mavişim" odağı sadece dudaklarımdı, bakışlarını oradan ayırmıyor sanki ben her konuştukça içine düşecekmiş gibi bakıyordu, Yaa Aslan efendi işte böyle yola getirirler adamı.

"Öpecek misin beni..?" Salak gibi dile getirdiğim soruyla kafamı duvara vurma isteğin artıyordu, lan içimden diyecektim ben onu!
"Bilmem ister misin?"  Yüzüne bakıp yutkundum, kuruyan dudaklarımı ıslatma ihtiyacı hissedince dilimi üzerlerinde gezdirdim, Aslan'ın bakışlarının kararmasıyla resmen dudaklarıma atıldı şaşkınlıktan hareket edememiştim. Bütün kanım çekilmiş kalbim maratona girmiş gibi çarpıyordu, Nefesimi tutup dudaklarımın üzerinde hareketsizce bekleyen dudakların tadını almak istercesine kavradım üst dudağını, Aslan'ın yüzünde sırıtma oluşurken o da bunu bekliyormuş gibi alt dudağımı emmeye başladı, ellerimi boynuna sıkıca sarıp ensesinde ki saçları okşadım, dudakları alt dudağımı esir alıp dişleriyle ezerek eziyet ediyordu, sıcak dilini dilimle buluşturup tadını almak istercesine tok bir ses çıkararak emdi, aynı şekilde bende onun dilini dudaklarımın arasına hapsedip emmeye başladım.