Çığlığım ile birlikte yanımdaki ,tanıdık yoğun tarçın kokulu kişinin de Çığlık atması ve yerinden sıçrayarak uyanması bir oldu
"Ne bağriyosun be "
Dedi Carlos olduğunu yeni idrak etiğim kişi
"Asıl sen niye bağırıyorsun"
"Sana uyum sağliyorum"
Güldüm ve gülüşlerimin arkasından devam ettim
"Bağırarak mı "
Dedim be tekrar güldüm gözümü avuşturarak etrafa bakındım. burası benim odam değildi korkarak sordum
"Burası neresi ve nasıl geldim"
"Odam olur kendisi"
Aynı tonda bir çığlık daha attım
Ve oda yine aynı tondan bana eşlik edercesine çığlık attı
"Bu seferde mi uyum sağlamak için di?"
"Hayır sadece canım istedi "
Diyip doğrulduğu yerde kendini ,sırtı bana dönük olacak şekilde attı
"Nası geldim buraya ?"
Vücüdunu hafiften bana çevirip salak mısın yoksa röl mu yapiosun der gibi bir bakış attı
" kağıtan uçak yapıp seni ona bağladım sonrada buraya fırlatım.nası güzel fırlatmışmıyım?"
Dedi ve göz devirerek tekrar sırtını bana döndü
"Şimdi lütfen sesiz ol uyumak istiyorum"
Dedi sırt kaslarını bana sergileyerek sahiden carlos neden üstüne bir şey almamıştı ve ben neden onun odasında olamya çığlık atmışda üstü çıplak olmasına tepki vermemiştim ve neden hala onun sırt kasını izlemekle meşgülsün bilemem
"Tamam ben eve dönuyorum sen uyu"
" Ev? Ev dediğin şey sadece eski ve bir odadan oluşan o yuvarlağımsı çamur çiçek yığını mı "
Dedi ve yatakta yuvarlanarak bana döndü ve bir elini başına koyarak beni izlemeye başladı
"Artık orda kalamazsın "
"Neden ?"
Güldü
"Ne mutfağı ne banyosu nede salonu var orda mı yaşamak istiyorsun cidden "
"Orda yaşanmicaksa ilk geldiğimde neden ordayım"
Baktı gözlerimin içine derinlemesine ve boğulmasına baktı ,masmavi deniz gözlerimde intihar etmek istermişcesine uzunca baktı. odanın her yerini ve özelikle şuan bulunduğum yeri kaplayan yoğun tarçın kokusu başımı döndürürken belki mantıklı düşünemiyordum çünkü Carlosun pespembe ve pas parlak dudaklarına gözüm kayıp duruyordu kokunun etkisi miydi bu yoksa farklı bir büyü mu vardı burdada neslini devam ettirme büyüsü
"Gözlerin ne renk?"
Dedi gayet normal ve sakin bir ses tonu ile .şayet ben salak yada Carlos kör değilse gözlerime uzaktan bakan biri bile mavi renkte olduğun hatta kenarlarındaki lacivert ve göz bebeğime yakın arada bir parlıdayan ışıltıyı fark edebilirdi. Ama Carlos aranızda 20 santime yakın bir mesafe bile yokken gözlerimin rengini mi bilemiyordu ? Ama hak veriyorum çünkü ben Carlosun yanında salaklaşiyordum ha normalde değilsin yani ve belkide Carlos da benim yanımda körleşiyordur
"Fosforlu pembe"
Dedim ve göz devirerek onun bana bakarken boğulduğu ve benim bilemem kaç dakikadır izlediğim siyah ama kenarlarında benim tam aksime bordoya kaçan kırmızı siyahla karışmıl halkayı ve göz bebeğinin yanında çok nadiren beliren turuncu renkteti ateş topunu izlerken ateşten çok korksamda onun her detayını izlerken kendimi resmen ateşe atığım gözlerinden ,onun gözleri karşısında gayet sade kalan halılara, duvarlara çevirdim
Tamam avanda Carlosun gözleri çok güzel evet
"Hayır yani"
Dedi ve doğrularak yuzunu ondan çevirdiğim yüzümün hizasına getirdi ve tekrar göz göze gelmemizi sağladı
"Çok farklı bir mavi "
Dedi fısıldayarak ardından sıcacık elini yanağıma düşen uzun siyah saçımı kulağımı arkasına attı ama elini yanağımdan çekmedi
Yaklaştı gözlerime daha derin bakiyor okyanusun en derinine dalış yapiyordu baş parmağı ile yanağımı okşarken"Kenarlarındaki normalde biraz daha parlak olan lacivert halkayı ve sevinince yada heyecanlanınca göz bebeğinin yanında beliren minik beyaz su damlasına benzer ufak ışıltıya hiçbir mavi gözlü kız yada erkek yada hayvan sahip değil "
Evet anlaşılan bu hikayede salaklaşan ve körleşen sadece bendim çünkü carlos körleşmiyo aksine şahin gözlerine şahinlik katmaya devam ediyordu .yoksa göz bebeğimim kenarında su damlasına benzer ışıltığı kim bu kadar detaylı bilebilirdi SU DAMLASI OLDUĞUNU BEN BİLE YENİ ÖĞRENDİM .
Yanağımda olan eli yavaşca enseme doğru kaydı ve yavaşca beni yüzüne yaklaştırdı
Dudağı dudağıma yaklaşırken gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı bu seferde öpmicekti ve bunu dile getiricekti biliyorum
Ama bu sefer sıkıntılı bir nefes vererek sanki küfür eder gibi söyledi bu cümleyi"Hayır ,bu seferde öpmiyeceğim seni"
Elerimi boyununa doladım ve kendimi ona yaklaştırıp yatağa doğru yatıracaken söylendim
"Yalvarırım öp beni Carlos "
Dedim ve onunla beraber doğrulduğumuz yatakta onun üstünde olacak şekilde uzandık tam onu öpmek için yaklaşiyordum elerini sırtımdan belime doğru yavaşca sürterek indirdi sıcacıktı.gözlerini sıkıca yumul dudağını dişlerken kendimi bir anda onun üstünde yanında buldum beni kenara atmış hızlıca yataktan kalkmıştı derin bir nefes alarak . azarlar bir ses tonu ile
"Bir daha bunu yapma"
"Sakın"
Diyede devam etti dolan gözleri ile birlikte sağ eli ile yüzünü silip arkasına döndü ve kapının yanındaki tüm duvarı kaplayan aynaylı dolaba doğru ilerledi. Kapısını açtı ve içerden izlemekten sıkılmayacağım kaslarnı gizleyen bollukta geri bi t shirt aldı ve giymeden önce bana dönüp gözlerimi karın kaslarından gözüne çevirmeni sağladı.ilk baş tek kaşı hayava kalktı ama ardından sırıtarak
"İzin almadım ama giyebilir miyim?"
"Nealaka ?"
"Kaslarımı öyle bir izliyorsun ki benim olduklarından şuphelenip onları kapatmak için izin isteme ihtiyacı hisetim "
Dedi ve gülerek üzerini giyindi
" Ne yazıkcı kahvaltı yaparken kirlenmelerini istemem ama .merak etme bi ara onları izlemen dışında başka şeyler yapmana da izin veririm"
Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerlerken
"Senden izin alan yok"
Dedim gayret ciddi çıkan sesimle
"Ha izin almadan yaparsın yani tamam bana her türlü hava hoş"
Dediğinde kafasına yumruk yaptığım elimle vurmuştum.şayet ben bile bu kadar hafif vurduğuma inanmamıştım zaten sert vursam hiseder miydi?
Carlos kafasını tutup
"Ah! Kafam uğğf"
Diye gülüşlerinin arasında söylenirken ben ise ona havuç yiyen bir unicorn görmüş kanatlı bir fare gibi bakiyordum acaba Carlos yerine Kendi kafana mı vurdun ?