Ben hiç hırsızlık yapmadım,
Fakat senin yaptığın umut çalmaktır.
Şu fakir ruhumu doyuranı çalmak,
Düpedüz vicdana kelepçe vurmaktır.
Vicdanın hür değilse eğer,
Ömrün de ta en baştan sevgiye muhtaç kalmıştır.
Sen gittiğinde vicdanını paslı zincirlere bağlamıştın Yelda,
Gözlerine vuran sevgisizliğini hiç unutamadım.
Epey zaman geçti üstünden,
Benim gönlümden kopan iyi niyetle başlayan cümleler değil,
Feryat figan çığlıklardır.
Sen gideli seneler oldu Yelda,
Ben hala suretini hatırlarım.
Pare pare olmuştu da içim,
Sabahın ışıklarıyla annemin kucağında toplamıştım.Senin gittiğin gün aralığın yirmi biriydi.
Gittiğinden beri kaç Aralık geçti kim bilir,
Yirmi birinci gecesi bitmek bilmiyor Yelda.****
Aşk şiiri değil.
Yelda, Murat'ın biricik kardeşi.
Yelda. En uzun gece manasına gelmekte.
Yelda. Sayısız uzun gecede yürüse bile yine yürüyecek bir yol bulan manasına gelmekte.
Yelda. Hep gitmekte.
Yelda gitmelere gitmeyi de sevdi hep.
Onunda bir öyküsü vardı. Yarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hali kalmamış konuşmaya dudakları çatladığından
RandomDudağımdan dökülmeyecek, zihnimde var olan şeylerin arada bir yaptığı konuşmaları, diyalogları veya düşündüklerini barındırır. Okunmaya değer mi? Bilmem.