Breaking Through The Clouds (BL) novel

Bölüm 150

"Bu sefer tereddüt etmeden ipi tutacağım ve seni aşağı atacağım."

.............

Gongzhou Şehri Kamu Güvenliği Bürosu.

"Ne, arabada bomba mı var?!" Belediye başkan yardımcısı aniden ayağa kalktı, elindeki ahize aniden telefon kablosunu çekti ve telefon pürüzsüz konferans masasında cırtlak bir ses çıkardı.

Etrafta bir kargaşa koptu ve ardından bir sürü tartışma yaşandı.

Konferans odasının penceresinin dışında gece yarısıydı ve karanlık mürekkep kadar yoğundu, ancak floresan ışıkları farklı seviyelerdeki tüm liderlerin üzerinde parlak bir şekilde parlıyordu. İlk bakışta herkesin yüzünde aynı ciddiyet vardı, ancak yakından bakıldığında herkesin gözlerinin farklı ışıklarla parladığı görülecekti.

"Tamam." Belediye başkan yardımcısının göğsü hızla inip kalktı; dişlerini sıkarak cevap verdi: "S Eyaleti ve Jianning Şehri'nin ortak birimlerinden her an cevap bekliyor olacağız. Herhangi bir bilgiye veya yardıma ihtiyacınız olursa, lütfen bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin!"

Belediye başkan yardımcısı ahizeyi yerine bıraktı, sandalyeye çöktü ve derin bir iç çekti.

Toplantı odası sürekli uğulduyordu ve kimse belediye başkan yardımcısının solunda, lacivert bir üniforma ve göğsünde 003 polis numarası olan beyaz bir gömlek giyen orta yaşlı bir adamın gözlerinin kararsız olduğunu fark etmedi. Bir süre sonra cep telefonunu eline aldı ve sekretere kısık bir sesle "Bazı şeyleri almak için ofise dönüyorum" dedi. Sonra hızla kapıdan çıktı.

Alt kata inip sağa döndükten sonra 003 ofisinin kapısını iterek açtı ve arkasından kapattı. O ana kadar belli belirsiz bir panik ve korku içindeydi. Birkaç nefes aldıktan sonra posta kutusunu tekrar açtı-

[Eğer bir gün kurumun başına bir şey gelirse, benim için tüm kanalları derhal haberdar etmeli, alt ve üst tüm hatların derhal gizlenmesini sağlamalısınız].

[Aksi takdirde, sizinle ilgili tüm kanıtlar 24 saat içinde otomatik olarak ortaya çıkacaktır].

003 gözlerini kapattı. Yoğun pişmanlık zihnine hücum etti, sanki on bin karınca kalbini yiyip bitiriyordu. Her zaman şeytani bir gülümsemeye sahip olan Maça Kralı şu anda karşısına çıksa, belki de aklını kaybedecek ve karşı tarafla birlikte ölmeyi dileyerek ileri atılacaktı ama artık bir şey söylemek için çok geçti.

Birlikte ölemezdi.

Hâlâ resmi bir kariyeri, bir ailesi ve parlak ve ışıltılı olması gereken her şeyi vardı.

Bir sigara içtikten sonra 003 nihayet cesaretini topladı, titreyen elleriyle eki açtı ve e-postanın içeriğine göre belirlenen personele teker teker talimatlar göndermeye başladı...

Konferans salonunda, sade görünümlü bir sekreter aniden ayağa kalktı, kalabalığın arasından geçerek belediye başkan yardımcısının arkasına doğru yürüdü ve kulağına birkaç kelime fısıldadı.

"...Yeterince eminim." Belediye başkan yardımcısının gözlerinde bir alay belirdi: "Onu bu kadar uzun süre izledikten sonra, bu gece gerçekten tilki kuyruğunu gösterdi. Teknik dedektifler onu yakalamaya hazır, değil mi?"

Sekreter başını salladı  "Şimdi ne yapmalıyız?"

Belediye başkan yardımcısı öksürdü ve ayağa kalktı. Konferans salonundaki irili ufaklı her seviyeden lider ona baktı, ancak onun kasvetli ve ciddi bir ifade takındığını ve "Halletmem gereken bir iş var, birazdan dönerim" dediğini gördü. Sonra arkasına bakmadan sekreterle birlikte dışarı çıktı.