-20-

207 21 29
                                    

Shinoa ile olan konuşması yüzünden tir tir titriyordu Yuu. Planları istediği gibi gitmemişti. Ve şimdi ne yapacağını bile bilmiyordu.

Sadece Mika'yı düşünebiliyordu o an. Ondan ayrılmak istemiyordu. Ondan uzakta yaşamayı hiç istemiyordu.

Üstünü bile giyinmeden pijamalarıyla Mika'nın evine gitti aceleyle. Kapıya öyle bir vuruyordu ki sanarsınız az sonra ölecek.

Mika çok geçmeden kapıyı açtığında Yuu hemen üzerine atlamış ve sarılmıştı. Tabi atlaması yüzünden ikiside yeri boylamıştı.

"Ne oluyor Yuu-chan? Neden bu kadar korkmuş gözüküyorsun?" Mika, Yuu'yu üzerinden itmiş ve ayağa kalkmıştı. Yuu'da ayağa kalktığında kapıyı kapatıp salona geçmişti ikili.

"Mika, sana her şeyi anlatacağım." Yuu'nun dediği şey yüzünden Mika'nın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "Sonunda anlatmaya karar verdin demek." Yuu kafasını onaylar bir biçimde salladığında olup biten her şeyi anlatmaya başlamıştı.

"Biliyorsun, Shinoa çocukluğumuzdan beri benden hoşlanıyor. Ve ailelerimizde çok yakın arkadaş. Bu yüzden bizi sevgili yapmaya çalışıyorlardı sürekli. Aslında Shinoa'nın ailesi çok zengin olduğu içinde zorluyor ailem beni. Hatta en sonunda onlar İtalya'ya taşındı diye bende gitmek zorunda kaldım. Ama ben seni seviyordum ve yanında kalmak istiyordum. Bu yüzden bana bir şart sundular. Eğer Japonya'ya gitmek istiyorsan Shinoa ile sevgili olacaksın dediler. Bende kabul etmek zorunda kaldım. Ama nasıl oldu bilmiyorum, Shinoa senden hoşlandığımı anladı..."

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti Yuu. Mika onu pür dikkat dinliyordu.

"Ve şimdi de beni geri götürmeye çalışıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum." Konuşmasını bitirmesiyle Mika'dan tokat yemesi bir olmuştu Yuu'nun.

"Neden bu kadar aptalsın? Baştan söyleseydin ya!" Mika sinirli bir biçimde konuştuğunda Yuu sadece gözlerini kaçındırmakla yetiniyordu. Mika şuan ne yapsa haklıydı ona göre.

"Ne yapacağız şimdi?" Sevdiği çocuğun gitmesini istemediği için durmadan söyleniyordu sarışın. Bir yol bulmalıydı.

"Bende kalsan olmaz mı?"

Yuu bu fikri önce bir düşündü, daha sorna ise onayladı. "Başka çarem yok sanırım."

Mutsuz olduğu her halinden belli oluyordu siyah saçlının. Ancak yapacak bir şeyi yoktu. Ailem en fazla ne yapabilir ki? diye düşündü kendi kendine.

Daha sonra sarıldı sevdiği çocuğa. Kokusunu içine çekti. Sanki bir daha yapamayacakmış gibi. Kendine koala gibi yapışmış olan Yuu'nun saçlarıyla oynamaya başlamıştı Mika. Kesinlikle onu kaybetmeyi istemiyordu.

Romantik anlarını bölen şey ise çalınan kapı sesi olmuştu. İkiside birbirinden ayrılmış ve tüm odaklarını kapıya vermişlerdi.

"Açmalı mıyım Yuu-chan?" Mika tedirgin bir şekilde Yuu'ya bakmıştı. Tabi oda ne yapacağını bilmiyordu. "Sanırım açmalısın."

Onu onaylayıp kapıya giden Mika, açtığında Shinoa'yı göreceğini düşünüyordu. Ancak hiçte düşündüğü gibi olmamıştı.

Kapıyı açtığında elinde silah olan bir adamla karşılaşmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. "Kimsiniz?"

"Mikaela Hyakuya, siz misiniz?" Mika tek kaşını kaldırarak bakmış, çok geçmeden konuşmuştu. Adamın neden bunu sorduğunu anlayamamıştı.

"Evet, beni-" Mika'nın konuşmasını yarıda kesen silah sesi olmuştu. Silah sesini duyduğu gibi koşarak kapıya gelmişti Yuu.

Geldiğinde gördüğü manzarayla ağzı açık kalmıştı. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Gözleri dolmuştu.

"M-Mika!"

Bu gerçek olamaz diye geçirdi içinden. Mika'm beni asla bırakamaz.

Affet || MikayuuWhere stories live. Discover now