2- Evlenme Teklifi

33 3 7
                                    

Minari Taichi

2 ay önce

Zilin çalması ile kapıya yöneldim. Kapının yanındaki aynadan saçlarımı düzeltip kapıyı açtım. Shoto gülümseyerek bana doğru baktı. "Merhaba Minari." Ben de ona aynı şekilde gülümsedim ve bana doğru uzattığı çiçek buketini aldım. Bukette siyah, beyaz ve kırmızı renkte güller vardı. Bizim saç renklerimiz.

İçeri davet edeceğim sırada benden önce konuştu. "1 saate hazır ol sana sürprizim var. Mümkünse güzel bir elbise giy ve sana verdiğim bu çiçekleri de getir. Hadi ben kaçtım sürprizi son bir kez kontrol edeceğim her şey tam mı diye. 1 saate seni almaya gelecek birileri." dedi ve dairemin hemen karşısındaki asansöre binip gitti. Arkasında güldüm. 

1 saate "birileri" beni almaya gelecekmiş. Hadi bakalım.

Dolabıma baktım, mümkünse güzel bir elbise giy demişti değil mi?

Dolabıma baktım, mümkünse güzel bir elbise giy demişti değil mi?

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Saçlarımı yapmak için aynanın karşısına oturdum.

ஐ ♥―♥―♥―♥→ ‼... The Main Woman ...‼ ←♥―♥―♥―♥ ஐ 

Yaklaşık 1 saat sonra

Makyajımı yapmayı bitirmiş, kahve yapmak için mutfağa girdiğim sırada kapı çalmıştı. Gerçekten şimdiden 1 saat oldu mu ya?

Kapıyı açtım ama karşımda takım elbise giymiş Izuku ve Katsuki görmeyi beklemiyordum. İkisi de gülümsüyordu, Katsuki sanki silah zoruyla gülüyor gibi dursa bile.

"Merhaba Minari-san! Bizi Shoto gönderdi." Izuku gülümseyerek bunları söylerken Katsuki yavaş yavaş somurtmaya başlamıştı bile. "Hadi! Seni şu 'sürprize' götürmemiz gerek." dedi Katsuki.

Hemen beyaz spor ayakkabılarımı giyip onlarla birlikte aşağıya indim. Katsuki'nin olduğunu bildiğim içerisi baya geniş olan siyah jeep'in önünde yine aynı şekilde takım elbise giymiş ama Izuku ve Katsuki'den farklı olarak siyah güneş gözlükleri takmış olan Mina ve Denki vardı. Saçma sapan haraketler yapıyorlardı. Sanırım 'hazır bu kıyafetleri giydik madem o zaman ajan gibi davranalım' dediler ve şimdi bir çeşit oyun oynuyorlar. Hatta böyle dediklerine eminim.

Sanırım asla büyümeyecekler.

Mina bizim geldiğimizi fark edince bana kapıyı açtı. "Çok centilmensin." dedim ve arabaya bindim, dördü de peşimden bindi. Mina "Evet, tabii centilmenim o da var ama aslında Shoto-kun para ödüyor diyeydi." dedi. Onunla birlikte güldük. 

Ve şöförümüz de yine takım elbise giyen Eijiro bana el salladı.

Çok uzun bir yolculuk olmadı, yaklaşık 20 dakika sonra araba durdu ve Eijiro bir şöför edasıyla "Son durak! Kimse kalmasın!" diye bağırdı. Katsuki ona karşılık olarak "Araba benim amına koyayım sana ne oluyor?" diye homurdandı.

          

Arabadan indik, çok şık bir restoranın önündeydik. Tüm ışıkları yanıyordu ama restoranın büyük camlarından içeride kimse yokmuş gibi gözüküyordu.

Denki yanıma geldi ve koluna girmemi istermişçesine bir pozisyonda durdu. "Size Shoto'nun yanına kadar eşlik etmeme izin verin Ma'am" dedi flörtöz bir şekilde. "Koluna girmemi mi istiyorsun diye sordum aynı flörtöz tonda. Başını salladı. "Yani ne yapalım abin falan yok babanı da buraya getiremeyeceğimiz için elimizde sadece ben varım. Bir de Izuku var da o da Miyu burada olsaydı onu koluna takardı ama şansına küssün."

Derin bir iç çektim, neden bu kızdan bahsediyordu ki. Yani şimdi sırası mıydı? Denki'ye döndüm güneş gözlüğünü çıkartıp başının üstüne koymuştu. Gülümseyerek "Cidden her anın içine sıçmaya başarıyorsun, şimdi şu kız ne alaka?" dedim sanki ondan bahsedilmesi beni sinirlendirmemiş gibi umursamaz bir tavırla. Denki "Ne bileyim öyle aklıma geldi," diye mırıldanırken Bakugou onun sözünü kesti " 'Şu kız' derken onun bir adı var biliyorsun değil mi?" dedi.

Ona doğru baktım "Daha abisi bile bir şey demiyorken sen neden kalbini kıran bir kızı savunuyorsun ki?" dedim alaycı bir ses tonuyla. "Kardeşini önemsemeyen bir abiye sahip olması benim suçum değil!" dedi; sinirlenmişti, aynı lise zamanlarındaki gibi.

Izuku konuşmaya atladı "'Kardeşini önemsemeyen bir abi'? ben kardeşimi önemsemiyor olsam bile senden daha çok önemsediğim kesin!" anlaşılan Izuku da sinirlenmişti. 

"O yüzden mi kardeşin hakkında söylenenler umrunda olmuyor!" 

"Hiçbir şey söylemedi ki!"

"Şimdi söylemedi daha önce defalarca kez söyledi ama umrunda bile olmadı! ŞİMDİ NASIL GELİP DE 'SENDEN DAHA ÇOK ÖNEMSİYORUM' DİYEBİLİYORSUN!"

"MADEM MİYU O KADAR UMRUNDA NEDEN 8 YILDIR ONUNLA HİÇ GÖRÜŞMEDİN!"

Bakugou sustu. Bir süre sonra "Kendimce sebeplerim var, tamam mı?" dedi sadece.

Sadece Denki'nin koluna girdim ve hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek restorana girdik. İçerisi çok şıktı masalar koyu ahşap sandalyeler siyah renkti. Zemin beyaz mermerdendi. İçeride kimse yoktu. Yani bizimkiler dışında.

Hepsi takım elbise giymişti ve hepsi balkon kısmındaydı. Balkon kısmına gittik biz de. Balkon içerisinin yarısı kadar büyüktü diyebilirim. Balkonun her yeri sarı ışıklarla aydınlatılmıştı.

İçeride Ochako, Momo, Shinso, Yuga, Tsuyu, İida, Kyoka, Hanta ve Toru vardı. Ve ah tabii ki de. Shoto. 

Hemen onun yanına doğru gittim. "Merhaba tatlım."

Etrafına doğru baktı sonra bana döndü "Ben dayanamayacağım galiba ya, bekleyemem yani." 

"Hadi ama o kadar hazırlık yaptık" diye bir ses geldi kalabalıktan.

Shoto diz çöktü ve cebinden bir kutu çıkardı. Yavaşça kutuu açtı, içinde parlak taşlı güzel bir yüzük vardı. "Benimle evlenir misin?" dedi. Yavaşça Izuku'ya doğru baktım, onaylar bir şekilde başını salladı. "Evet." dedim.

Ayağa kalktı ve bana sarıldı.

Denki yanımıza geldi. "Dostum o kadar hazırlık yapmıştık önce yemek falan yiyecektiniz hani. O kadar hazırladık yani."

Bakugou hemen bağırmaya başladı "HAZIRLADIK MI?! İŞİMİ MAHVETMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY YAPMADIN DENKİ KAPA ÇENENİ!"

ஐ ♥―♥―♥―♥→ ‼... The Main Woman ...‼ ←♥―♥―♥―♥ ஐ 

Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes sarhoş olmuştu. Etrafıma baktım Shoto ve Katsuki konuşuyorlardı ve pek sarhoş gibi durmuyorlardı, sanırım burada sarhoş olmayanlar bir tek o ikisi ve benim. Lisede araları cidden iyi değildi ama şimdi eğer Izuku ve Eijiro'yu saymazsak sanırım birbirlerinin en yakın arkadaşılar.

The Other Woman | Todoroki x ReaderWo Geschichten leben. Entdecke jetzt