13-I know who you pretend ı am.-

504 71 255
                                    

Ertesi Gün!|•Reika Saionji 🎀|

Sınıfın kapısından içeri girdiğimde sırtıma soğuk vuruyordu. Bu sadece bir hissiyat olsa da, üstümü titretiyordu. Onlarla her gün aynı ortamda bulunmam beni ciddi anlamda titretip, geriyordu.

Çantamı yanımdaki boş sandalyeye yerleştirirken, Eftal'e göz atıp tekrar çantaya döndüm. Daha dün onu ve arkadaşını engelleyip, gruplarından çıkmıştım. Herkesi yavaş yavaş kaybedecektim. Her şeyin sonunda da ailemi. Yine de, bu onlar için daha iyiydi. Kaure'nin sağı solu belli değildi ve onun yüzünden hiçbir şey olmamalıydı.

...🩰

Üç ders bitmişti. Sınıftan çıkıp hızlıca yangın merdivenlerine girdim. Üst ve alt merdivenlere göz attım. Boştu. İnsanların olup olmadığını kontrol edip Kaure'yi aradım.

Kaure telefonda tiz çıkan, sakin olmayan bir sesle "Neredesin sen?" diye sordu. Her zaman sinirleri gergin ve aptallığın daniskası bir egosu var.
"3. Katın yangın merdivenlerinde seni bekliyorum."
"Geliyorum." dedi ve yüzüme kapattı.

Merdivene oturup çenemi elime dayadım. Aynı zamanda da dirseğim dizimin üstündeydi. Dakikalar sonra alt kattan kapı gıcırtısı duyuldu. Gelen kişi ağır adımlarla merdivenlerden çıkıyordu.

Kaure tam önümdeydi. Ellerini cebine koymuştu ve yüzünde kâfirlerden fırlamış bir ifade vardı.

Ayağa kalkıp beklemediği bir hareketle hızlıca Kaure'ye tehditkar bir şekilde işaret parmağımı savurdum. Çocuğun aniden gözleri kısılmıştı ve geriye sendelemişti. Ona asla gücümün yetmeyeceğini biliyordum ancak onun pisliğini üzerimden atmam gerekiyordu.

sinirle çocuğun üzerine yürüdüm. "Bana bak Kaure, bu iğrenç şey damarlarımda dolaşıyor. Kopamıyorum, O boktan şeyden uzaklaşamıyorum. Benden uzaklaştırman gerek. Sana ilk defa ricada bulunacağım, bana bir daha asla uyuşturucu verme. Kendimi tanıyamıyorum! Onu senden tekrar isteyeceğim, biliyorum, ama ben gidemiyorum. Lütfen siktir git hayatımdan. Almadan bir şeyler hissedebilmek istiyorum."

Cümlemin ardından Kaure, ciddi anlamda sırıtmaya başlamıştı. Ona savurduğum parmağımı tutup sertçe ittiğinde parmağımın acısıyla hafif bir inilti bıraktım. Aptal orospu!

"Senin iyiliğini düşünecek biri miyim sence ben Saionji?" dedi ufak bir kahkaha bırakırken. "Gerçekten sikimde bile değilsin. Sen ne kadar istemesen de, ailenden çaldığın para bana gelecek. Bağımlı bir kaltak olman senin sorunun. Ben sadece satıcıyım, içmiyorum." dedi alayla.

Kan beynime sıçrıyordu. Bir insan nasıl bu kadar ahmak olabilirdi? "Cehennemin dibine kadar yolun var Kaure!" diye bağırdım. Bu cümleleri kuracak kadar pis bir duruma nasıl düşebilmiştim..

Kaure tekrar ellerini cebine soktu. "Kaybol şimdi. Okulda yahut karakolda adının uyuşturucu bağımlısı olarak çıkmasını mı sağlayayım?"

Sinirden elim ayağım titriyordu. Orospu çocuğu. Kendisi bana sattığı için, ceza almayacağını mı sanıyordu? Japonya'da Kaure gibilerini polisler siker atar.

Kaure, sertçe beni geri ittiğinde ağzımı açamamıştım. Bağırmaya hazır şekilde elini kaldırdığında gelen ses onu bozdu. Her şeyden önce, korkan bendim..

''Aman Tanrım!"
Bu endişeli bağırış, İri mavi gözlerini bize diken Aoto'dan gelmişti. Çocuk merdivenin başında şok içinde ikimize bakıyordu.

Kaure ellerini cebine atıp "Size iyi hesaplaşmalar." dedi. Hafif ve sinir bozucu bir şekilde sırıtarak merdivenlere yöneldi. Kısa süre sonra kapı çarpma sesiyle yangın merdiveni koridorundan çıktığını anlamıştık. Siktir.

Kronol | √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin