"ezgi uyan hadi gece uyuyamassın yeter bu kadar" gözlerimi açıp uyku mağmurluğuyla etrafa baktım "saat kaç ki" "8 oldu ezgi eminim ki eve geldiğinden beri uyuyorsun yetmezmi abim" "yeter.tamam sen çık üzerimi değiştiriyim gelicem " "bekliyorum uyuma geri bak hem barışla serdar da gelicek" "hıhım"abim odadan çıkınca üzerime beyaz crop ve siyah eşohman giydim saçımıdı at kuryugu yapıp çıktım
salona gidip abimin göğsüne sindim oda saçımı öpüp "günaydın abim" "sağol abicim ee ne zaman gelicek barışlar" "gelirler şimdi" "peki,yemek yedin mi sanada bırakmıştım" "yedim ezgi sağol ellerine sağlık harikaydı" "afiyet olsun" derken kapı çaldı abimle aynı anda kalktık kapıyı açıp hoşgeldiniz dedik onlarda normal olarak hoşbulduk dediler içeri geçince "kahve yapıyım nasıl içersiniz" "yok ezgi hiç zahmet etme" "ne zahmeti barış hadi hadi nasıl içersiniz" "peki orta olsun benimki serdara ve kaana şekerli" "sen nasıl içersin ezgi" "orta da abi neden" "merak ettim tanımaya çalışıyorum seni " "neyse mutfaktayım ben" barışla bir ortak noktamız olması houma gitmişti aslında doğru söylemek gerekirse barışa bir hoşlantı duyuyor olabilirdim çünkü yan yana gelince gözüm hep ona kayıyordu ben düşüncelere dalmışken bir andan arkamdan bir el
ocağı kapattı bu barıştı "neden kapattın" "sen dalmıssın taşıyordu" "heh doğru pardon dalmışım sen ne için geldin" "şey için şey su evet susadım" cümle kuramamasına güldüm "peki ben veriyim" kahveleri koyup bardak aldım onun için doldurup arkama döndüm ama onu direk dibimde görmeyi beklemiyordum o anki şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım "çok güzel gülüyorsun" diyip bişey dememe fırsat vermeden gitti diyemezdim zaten daha fazla beklemeyip tepsiyi alıp çıktım "sonunda ne yaptın kız kahve mi ürettin mutfakta " "o kadar oldumu ya" tamam karışma kardeşime" "aman görmemişin de kardeşi olmuş" derken zaman geçti onlar gidince saat on ikiye geliyordu
yediklerimizi makineye yerleştirip dosyalara bakan abimn yanına oturup gene göğsüne sindim burası benim güvenli yerimdi ve açıkçası çoğu yastıktan daha rahattı geldiklerinde hiç bahsetmemişlerdi bugünden ve bu iyi olmuştu ne kadar gülsemde çok korkmuştum bir eliyle beni saran diyer eliylede dosyaları tutan abime dönüp "abi" "hım" "sence zeynep abla güzel mi" dosyadan gözünü ayırıp bana baktı "nerden çıktı bu" vallah bende bilmiyom "bilmem aklıma geldi" "çok güzel böyle saçları gözleri herşeyiyle mükemmel-" "abi sen aşıkmısın"yok öyle bişey" "diyorsun" "evet" "peki benim bir arkadaş varda ona ayarlıyıcaktım fotoğrafını gösterdim çok beğendi numarasını da verdim hatta şuan sahildeler" "zeynep o çocukla, kim lan o" "valla bilmem yakışıyorlarda şimdi" "çıkıyorum ben sen yat uyu bişey olursa serdarları ararsın" "nereye" "merkeze" tabi tabi mutfaktayken buse abla arayıp sahile çağarmıştı ama yorgun olduğumu söyleyip gitmemiştim oradan biliyordum orda olduklarını buse ablayı arayıp olayı anlattım yanından ir bahane ile çıkıcaktı "oh be sonunda olucaklar desene" "evet" ""yalnız aferin kız sana" "ama eve gelince kapıyı kitlesem iyi olucak" "sanırım efjowjfr neyse yarın öğle molası gelin zeynep ablayla orda sorguya alırız sorma şimdilik bir şey" "tamam küçük kaçak görüşürüz kaan geliyor" "görüşürüz" diyip kapattı sonra ise gidip yatağıma yattım birkaç dakika sonrada uykuya daldım.
Kaan efe yılmazdan;
ezginin dedikleriyle aklıma ilk gelen bahaneyi söyleyip çıktım evden tabiki merkeze gitmiyordum sahile gidicektim zeynebin yanına evet onu seviyordum ama söylemiyordum kimseye arabayı parkedip indim etrafa göz gezdiriyordum bir yandan da sonra gözlerim zeynebin gözlerinde durdu kısa bir süre bakıştık şaşkınca "kaan efe" beni beklemiyordu büyük ihtimalle yanına giidip etrafa baktım e kimse yoktu "nerde o" "kim?" "ezginin tanıştırdığı buluşacağınız adam nerde zeynep!" "kimseyle buluşmadım ben buse vardı şimdi oda saçma sapan bahaneler uydurup gitti bir anda" "şimdi anlaşıldı ulan ezgi ulan buse yaktım sizi" "ne oldu yani anlamadım ben" "olan şu ezgi ve buse bize oyun yaptı kıskanıp buraya gelmem için" "sende beni kıskanıp geldin öyle mi ama neden" "hala anlamadın mı?" "neyi" "sana olan aşkımı, sevgimi ,bakışlarımı , herkese kızarken bir sana izin veryorum kaan efe demeye sana bir şey olunca kalbim sıkışıyor canım yanıyor aradığında ilk ben geliyorum farketmiyormusun cidden" dedim ilk defa sesim titremişti ama artık dayanamıyordum bu ekibe geldiğinden beri yani 2 yıldır ona aşıktım oda gözleri dolu dolu bakıyordu dolmasındı "bende sana aşığım ama-"
daha cümlesini bitirememişti ki silah sesleri geldi bir arabadan adamlar ateş ediyordu zeyneple birlikte kendimi bi arabanın arkasına siper edip bizde onlara karşılık verdik insanlar etrafa kaçışıyordu adamlar arabadan inmiş ateş etmeye devam ediyordu ve kalabalıklardı "zenep sen merkezden yardım iste" "tamam" o sırada içlerinden biri " hakan demirsoyun selamı var kızını almadan peşini bırakmıyıcakmış" dedikleriyle deliye döndüm bir insan kızına ve oğluna böyle davranabilirdi "asla söyle ona çok bekler bırakmam ezgiyi asla" dedim bağırarak
merhaba arkadaşlar dün bölüm atamadığım için özür diliyorum sanırım artık bu şekilde iki günde bir atıcam.
bakalım diyer bölümde neler olucak okuduğunuz için teşekkürler bidahaki bölümde görüşürüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kaçak Ezgi
Teen Fictionbu hikaye kendi halinde garsonluk yapan ezgiyi ailesinin onu zorla evlendirmek istemesi sonucu evden kaçan ve kaçarken bir polis ekibine rastlamasını anlatıyor nerden bilebilirdi ki o ekipte ailesinin küçükken yetimhaneye bıraktığı abisi kaan efeyle...