9.TÖRE

117 11 14
                                    


9.BÖLÜM
TÖRE

Kafamı çevirmemle balkondan çıkan adamla göz göze gelmem bir oldu. Dilim tutulmuştu. Öylece kalakaldım. Ne yapacağımı bilemeden burnuma yanan evin kokusu gelmişti. Ben daha ne olduğunu anlamadan bir el ağzımı kapatıp beni ayağa kaldırdı.

Bu galiba benim sonum olacaktı....

Elinden kaçmaya çalıştığım kar maskeli adam Beril'e silah doğrultunca olduğum yere çakıldım. Kulağıma seslenmesiyle buz gibi donduğumu hissettim. "Sesini çıkarma yoksa kız ölür." Sesi kalındı ve soğuktu. Söylediği şeyi yapacağına dair işaretler veriyordu.

"Tamam lütfen Beril'e bir şey yapma, lütfen."

Ben sessiz olsam da Beril, susmamıştı. "Defne'yi bırak çabuk, Defneee. Defne lütfen gitme."

Yatakta yatan Boran'a son kez baktım. Bu bir veda olmamalıydı. Böyle bitmemeliydi. Ona daha yeni alışıyordum. Daha yeni kabullenmiştim. Buna hazır değildim.. Beni vurmasını umursamadan adamın ellerinden ısırıp son kez Boran'a sarıldım. Kimse de olmayan kokusunu son kez içime çektim.
Arkamdan gelen ani vurma sesiyle gözümün önü karardı ve yere düştüm.

—————————————————————————

Boran'ın ağzından;

Burnuma gelen yanık kokusuna uyandım. Doğrulup hemen yanımda yatan Hakan'ı uyandırdım. Hakan uyanmayınca etrafa baktım. Yerde yatan Beril'i görünce donakaldım. "Def..Defne.. Hassiktir!"

Defne'nin odasına koşarken merdivenin köşesinde ki yanan kapıya baktım. Odası cayır cayır yanıyordu. Hayır Defne o odada değildi.. Beril buradaysa o da buralardadır diye içimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Odama dönüp Hakan'ı uyandırdım.

"HAKAN KALK! EV YANIYOR. HAKAN DUYUYOR MUSUN?"

Hakan yavaşça gözlerini açtı ve direk doğruldu. Yerde yatan Beril'i görünce direk ona koştu. Beril'in yanına geçip onu uyandırmaya çalıştık. Öksürükleri arasından uyanmaya çalıştı ve bize bir şey söylemek istercesine elini kaldırdı.

"Bor..Boran Defne.."

"Ne oldu Beril? Defne nerede? Senin burada ne işin var?"

"Defne'yi kaçırdılar. Siz uyanmadınız.."

Beril öksürmeye devam ediyordu. Duyduklarımla  Dünyam durmuştu ama önce buradan kurtulmam gerekiyordu. Alevler neredeyse tüm evi sarıyordu ve mantıklı davranmam gerekiyordu.

"Hakan, Beril'i kucağına al. Çabuk çıkıyoruz buradan. Balkonda merdiven olacaktı. Onunla ineceğiz aşağıya."

Balkona çıkıp merdivene bakacaktım ki, merdiven çoktan buraya dayanmıştı. İçimden bir küfür daha savurdum. Defne'yi benim yanımdan mı kaçırmışlardı! "Hakan buraya gel. Beril'i sırtıma ver. Çabuk Hakan."

Hakan Beril'i sırtıma koyduktan sonra odaya gitti. Neden olduğunu anlamasam da sorgulamak için vaktim yoktu. Beril sırtımda yavaş yavaş aşağıya iniyordum. Aşağıya indiğimde bahçenin hala yandığını gördüm. Telefonum her şeyim içeride kalmıştı. Aklımı kaybediyordum. Ben Defnesiz nefes alamazdım ki..

OPİA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin