Kaçan Kovalar

5. Bölüm: Gündüz +Gece

Ormandan Bu sefer adam bağırışları ve silah sesleri geliyordu. Korksamda onu tekrar görmeyi sabırsızlıkla bekliyordum.

Ormana girdiğimde altımda beyaz bir elbise,Elimde ise Fener vardı.

Ormanda çok sis vardı,koşarak silah seslerine doğru gidiyordum.

Sonunda silah seslerinin olduğu yere varmıştım fakat konuştukları İçin onları dinlemeye karar verdim ve beni görmemeleri için ağacın arkasına saklandım.

Siyah saçlı olan "Bunu al ve yastığının altına koy,gece gelince herşey bambaşka bir boyuta varıcak. 'Kaçan Kovalar' Sarayında duruyor tek fakat bir saray olduğunu sanıyor ve rüya... Orası başka bir EVREN,Saf kız anlamıyor hiçbirşeyi." Diyordu kurmak olana.

"Tamam,peki... Ya herşeyi öğrenirse?"
"Öğrenemez,o saf köylünün teki."

Burada birsürü köylü vardı. Saf diyordu...
Kaçan Kovalar sarayı,rüya...
Bunların anlamı neydi ki?

Cesedi ormanın derinlerine kadar sürüklediler ve gözden kayboldular.

Hemen eve gitmem lazımdı! Bir cinayet...
Hemde sakin bir köyde?!
Ve bir gizem...
Buda neydi? Keşke yeseydim en azından kusardım...

Eve vardım ve odamı sıkıca arkamdan kapattım. Cama yaklaştım,orman...
Mavi alevler alıyordu!
İnsanlar görür,yardım eder diyip uyudum.

Üstüme pirkemi örtüp uykuya kendimi bıraktım. Yatağımla neden evlenmiyordum ki?

🌚

Uyandığımda başka bir odadaydım,yine birşeyler olmuş gibiydi.

Odama biri girdi,Hizmetçi kostümü giymiş bir kız önümde durdu.

"Prensesim,Ne giymek istersiniz?"
"Ne dedin sen?"
"Ne oldu prensesim?"
"Prenses mi?" Arkama döndüm.
"E,arkamda kimse yok ki?"
"Prensesim,şakalarınıza bayılıyorum. Balo İçin çok heyecanlı görünüyorsunuz!"

Balo?,Prenses..?

Elindeki iki kıyafete baktım. Biri kan rengindeydi. Diğeri ise sarı renkli ve göz kamaştırıcıydı.

Kan renkli olan o kadar...
Şıktı ki!
Hizmetçi kostümlü kıza Kan renkli olanı gösterdim.
"Onu istiyorum." Kız beni onayladı.
Tam çıkacakken kolundan tuttum.

"Sana birle sorucam... Ben Hafızamı hatırlayamıyorum da,Ben kimim? Bu nasıl bir balo? Sarayın ve krallığın adı ne? Benim adım ne?"

"Prensesim, Siz Prenses Callıe'siniz. Krallığın adı ise 'kaçan kovalar' balo ise 2 yılda bir yapılan Eş balosu. Seçtiğiniz biri ile dans ediyor ve Halk'a tanıtılıyorsunuz. Sizin eşiniz var zaten. Komşu Krallığın Varis Prensi 'Damıan Zeron' İle bir ay sonra evleneceksiniz. Unuttunuz mu?"

"Hafızamı kaybettiğime göre? Tabikide unuttum!" Dedim. - ki zaten bilmiyordum-

"Balo da eşinizle kendinizi takdim eder ve halka sunarsınız. Sunduktan ise sadece soylular kalır sarayda." Dedi kız.

"Adın neydi?"
"Armelle prensesim."
Başını eğdi ve odadan çıktı.

Az önce Pelin Yani ben... Normal köylü kız,ne yaşamıştı böyle???

🌓

Artık herşey hazırdı,balo birazdan başlayacaktı.
Buda rüyadır o yüzden düşünmeme gerek yoktu. Sabah olunca uyanıcam ve buradan gidecektim.

Kan rengindeki elbisemle merdivenlerden aşağıya indim. Halk,soylular ve Prens aşağıda beni bekliyordu.

Prens ile ilk defa karşılaşmıştım. Belize mavisi gözleri ve Siyah hafif dağınık saçları vardı.

Gözleri ormanda gördüğüm mavi alevlere beziyordu...

İnsanların önüne çıktığımda gergin değildim,buradan uyandığım an kendi dünyama gidecektim zaten. O yüzden... Keyfini çıkarmak en iyisiydi.

Prens kulağıma uzandı "Prensesim,Bir daha kaçan kovalar oynamak ister misiniz benimle? En son havuza atlamıştınız ama bu sefer gerçekten oynayacağız."

Hayır,hayır...
Bunu oynamak birdaha istemiyorum.

Baloda insanlarla sohbet ettik,sıra danstaydı. Ve benim onunla dans etmem gerekiyordu.

Ben sandalyede düşünürken göz hizama bir el geldi. Elin sahibine bakmak İçin başımı kaldırdığımda yine onu gördüm. Samimi bir şekilde beni ilk dansa kaldırmak İçin bekliyordu.

Elini zorunda olduğum İçin tuttum,beni dansa kaldırmıştı.

Elimi omzuna koydum,ayak ritmimizi aynı tutmaya çalışarak dans ettik. Eh,evde odamı temizlerken de dans ettiğim için az çok biliyordum.

Belimi sardı elleri,başka çaren yok Pelin. Bu sadece bir rüya. Yada kabus da diyebiliriz.

'Another Love' Şarkısı çalmaya başladı biz dans ederken. Şuan süpürge veya kitaplarla dans etmiyordum. Sadece,rüya-pardon kabusumda- ediyordum.

Bir anda heryer karardı.
Kılıç sesleri duyulmaya başladı. Herkes koşturuyordu.

"Ne oluyor?" Diye sordum prense.
"Kaçan kovalanır oynuyoruz,Prenses."