Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sadece biraz daha aşağıları okuyun anlayacaksınız
____
Elimdeki kek ve kurabiyelerin olduğu poşeti sıkıca tutarak kapıyı yavaşça tıklattım. Kapıyı 1.90 boyu ve heybettiyle üstü cıbıldak Selçuk açmıştı. Bir elinde tesbihi diğer elinde sigarasıyla otuz iki diş sırıttı.
"Hoş geldiniz" söylediği şey karşısında gözlerimi devirdim. Sigarasını ağzına alarak elimdekileri taşımama yardım etti. Ağzında sigara olmasına rağmen gözlerini kısmış şekilde benimle iletişim kurmaya çalışıyordu.
"Ge iher"
(Arkadaşlar burada ağzında sigara olduğu için düzgün konuşamıyor 'geç içeri' diyor)
"You are arebic" kaşlarını çattı
"İheri iheri"
('içeri içeri')
Yavaşça adımlayarak salona geçtim o da arkamdan poşetin içindekileri didikleyerek geliyordu. Boş koltuğa oturunca o da aynı şekilde tekli koltuklardan birine oturarak getirdiklerimi tıkandı.
"Sevdin mi?" Kafasını salladı. Saçları dağınık altında adidas bı eşofman üstü çıplak adam beni feci azdırıyordu. Yerimden kalkarak yanına adımladım. "Beğenmene sevindim" kafasını kaldırarak bana baktı. "Eyvallah" diyerek tekrar gömüldü. O kadar iştahla yemişti ki her yer çikolatalı kek olmuştu. Üstündeki keki kaldırarak orta sehpaya bıraktım. O ne olduğunu anlamadan hızlıca kucağına oturdum. Kaşlarını çatarak bana bakmıştı.
"Lan emo-"
"Sadece ağzını temizleyeceğim, söz daha ileri gitmeyeceğim" konuşmasına fırsat vermeden ağzını elimle temizlemeye başladım. Minik kek parçalarını silerken hissettiğim şeyle gözüm irice açıldı. Onun da kaşları tekrar çatılmıştı.
"Noldu la" hızlıca atıldım
"Yok bişey" sanırım boxer giymemiş olacak ki altımdaki aleti daha bı yakından hissediyordum ve bu çok zordu.
"Bitmedi mi?"
"Ahm ne?"
"Temiz olmadı mı?"
"A şey yok biraz şey daha var ben hemen şey yani şey yapıyorum"
"Neyse çabuk hallet"
"Tamam tamam hemen bitiriyorum" ıhmm o şey tam deliğimin üzerindeyken nasıl ciddi kalacağım, ya anlarsa. Yerinde kıpırdanarak daha bı yayıldı koltukta.
"Siktir!"
"Kim!?"
"Yok ben şey diyecektim ense traşın çok güzel olmuş ondan ani bı tepki verdim pardon" yüzünde gururlu bı gülümseme meydana geldi."eyvallah koçum, gel seni de yapak bı traş"
"Yok abi ben uzun seviyorum teşekkür ederim"
"Kaç santim?"
"Ha?"
"Yok bişey kalk artık üzerimden çok ağırsın lo"
"Ne ben mi ağırım" kaşlarımı yalandan çatmıştım, öyle bı kilo takıntım yoktu sadece biraz eğlenmek istiyordum şimdi.
"He oğlum eşek kadarsın"
"Bak kırıldım şimdi niye öyle dedin ki" gevşekçe gülmüştü. Elimi göğsüne vurarak onu sertçe ittim ama geri tepmiş olacak ki tam geriye doğru düşeceğim sırada belimden sıkıca tutarak kendine hızlıca bastırdı. Yüzümüz o kadar yakındı ki nefes seslerimizi duyabiliyorduk. Altımdaki şeyin hafiften sertleşttiğini hissedince yüzümde ufak bi tebessüm oluştu.
"Emo sakın" gözlerim dolmuştu yoğun hazdan
"Ihmm lütfen"
"Emo bak kötü olacak"
"Selçuk lütfen" kendimi yavaşça altımdaki sertliğe sürtüyordum ve bu beni delirtiyordu, daha fazla hızlanmak için Selçuktan komut bekliyordum. Dişlerini sertçe sıkarak kafasını havaya kaldırdı ağzından bı küfür mırıldanarak bana baktı. Elini belime indirince kendimi altımdaki sertliğe hızlıca sürtmeye başladım. Altında boxer olmadığı için daha iyi hissettiriyordu. Biraz daha sürtündükten sonra aletimi sıvazlamamama rağmen boşalmıştım gözlerim dolu doluydu çok hassastım lakin Selçuk daha boşalmamıştı. Üzerinden yavaşça kalkarak önünde oturdum.
"Emre yeter!" Kafamı omzuma eğerek dolu gözlerimle ona gülümsedim. "Lütfen sadece anın tadını çıkar sonra konuşuruz bunları" eşofmandan belli olan aleti elime alarak güzelce sıvazladım. Bu çok büyüktü bana nasıl gireceği hakkında hiçbir fikrim yok genelde yükselince parmaklarımla yetiniyordum içim hiç bı sik tarafından doldurulmamıştı.
Elimde sıvazladığım aletin ucunu yavaşça ağzıma alarak emmeye başladım. Bı lolipop edasıyla yaladım, göz ucuyla baktığımda haz aldığını görünce daha bı hızlandım, boğuk boğuk inlemeleri beni daha bı hırslandırıyordu ki telefon çalınca saçlarımdan sertçe tutarak beni durdurdu.
"Emo bak sakın ses etme" kafamı usluca sallayarak aleti ağzımdan çıkardım. Selçuk telefonu açarak konuşmaya başladı. Aletini görüyordum ama ememiyordum. Ufak bi yalasam ne olur ki? Ağzımı toplarına götürerek yalamaya başladım.
"He valla Zeko haklıs-ag lan dur lan yok sana demedim zeko hele bı dakka bekle"
"Emo dur lan"
"Selçuk abi sen şimdi o telefonu kapatırsan değil seninle konuşmak yüzüne bile bakmam bir daha" kaşları çatık bir şekilde telefonu tekrar kulağına götürdü. Bı topu yaladıktan sonra diğer topu yalamaya başladım. Göz ucuyla ona bakınca kendini sıkarak konuşuyordu gülümseyerek aletini tekrar elime alaraka ağzıma götürdüm, ileri geri hızlıca ağzımda emdim.
"Ohhh Zeko oh ne olacak bu agg Zeko biraz yorgunum bugün ondan cano- offff offf offf" geleceğini anlayarak boğazımın acımasını umursamadan köküne kadar aldım aletini, hırıltılı sesler çıkartarak ağzıma ve yüzüme tüm menisini püskürttü. Ağzımdaki aleti ağzımdan çıkartarak yaşlı gözlerimle ve meni dolu yüzümle Selçuğa baktım.
