"İlk ve tek kavgamızı hatırlıyor musun Hyunjin?" Dedi Seungmin tebessümle.
"Hatırlamaz olur muyum! Çok tatlıydın. Beni göt etmiştin." İkisininde yüzümden gülücükler silinmiyordu.
"Bana iftira atmıştın ama!"
"Ama durum tamamen öyle gözüküyordu."
"Bu iftira attığın gerçeğini değiştirmez!"
Seungmin aklına gelen küçüklüğüyle salondaki sessizliğe anlatmaya başladı.
Hyunjin'in evine gelmişlerdi. Jeongin ve Bada beraber bir süpriz hazırlayacaklarını söylemiş o yüzden bugün eve gelmemelerini söylemişlerdi. Yarın saat tam 15.00da evde olmak zorunda olduklarını söylemişlerdi.
Salonda herkes Seungmin'i izliyor uyumaması için anıları anlatıyordu.
Hyunjin ve Seungmin'in arasında ki bir yaşı saymazsak nerdeyse göbek bağları beraber kesilmişlerdi. Her zaman yakın olan ikilinin ilk kavgası çok saçma ve çok komikti.
"Seungmin! Patenlerimi kırmışsın!" Deyip hızla küçük Seungmin'in yanına geldi küçük Hyunjin.
"Ne!? Ben bir şey kırmadım!"
"O zaman nasıl kırıldı benim patenlerim!? En son sen sürmek için almıştın."
"Ben kırmadım Hyunjin. Beni suçluyorsun şu anda."
"Git Seungmin ya! Hem patenlerimi kırmışsın hem de gelmiş bana yalan söylüyorsun! Kıskandında mı yaptın?" Deyip elindeki patenleri Seungmin'in önüne atıp ağlayarak kaçtı büyük olan.
Seungmin'de ağlıyordu. O yapmamıştı.
Ama aklına koydu patenleri tamir edecekti.
Çimenli yerden kalktı ve evine gitti. Anne ve babası yine kavga ediyordu. Seungmin onları duyamamazlıktan gelerek bodruma indi.
Babasının eski alet çantasını ve eski patenlerini buldu. Şimdi bunlar ayağına olmadığı için giyemiyordu. Ama tekerlekleri oldukça sağlamdı.
Sağlam tekerleri abisinden daha öğrendiği gibi tornavida olduğunu öğrendiği ince uzun demir çubukla söktü.
Hyunjin'in pateninin tekerlekleri zarar görmüştü.
Zarar görmüş patenleri çıkarıp sağlam tekerleri taktı ve sağlamlığını kontrol etmek için ayağına giyip ayağa kalktı küçük olan.
Gayet sağlam olmuştu.
Hızlıca ışıklı ayakkabılarını giydi ve sağlam patenleri eski patenlerinin kutusuna koyup paketledi.
Bodrumdan elinde büyük kutuyla çıktı ve ailesine görünmeden evden çıkıp Hyunjinlerin evine gitti. Direkt yan evdi zaten. Köylük bir yerdi ve herkesin büyük bahçesi vardı.
Seungmin bahçede ağlayan Hyunjin'in sesini duyduğu gibi demir kapıyı sırtıyla ittirdi ve koca kutuyla içeri girdi.
"Hyunjin!"
"Defol Seungmin! Sana sinirliyim ben! Sevmiyorum,istemiyorum seni!"
Seungmin Hwang'ların arka bahçesine geçti ve Hyunjin'in önüne büyük kutuyu koydu.
Hyunjin çimende oturmuş göz yaşı döküyordu.
"Patenini kırdığımı düşündün Hyunjin hyung. Kıskandığımı söyledin. Ve artık beni istemediğini, sevmediğini söyledin." Deyip derin nefes aldı Seungmin.
Kutunun yanına oturup içini açtı. Ardından devam etti.
"Biliyor musun ben senin patenini kırmadım. Ama sen benim kalbimi kırdın hyung."
"Seung.."
Seungmin kutudan sağlam patenleri çıkarıp büyük olanın küçük ellerinin üzerine koydu.
"Bak" dedi küçük.
"Patenlerim.."
"Tekerlekleri kırılmıştı. Eski patenlerimin tekerlekleriyle değiştirdim. Peki sen benim kalbimi nasıl onaracaksın hyung."
"Göt gibi kalmıştım Seungmin.."
"Yaa ne demişim zamanında. Seungmin in the building!"
"Şerefsiz ya." Deyip uzandı ve arkadaşının kafasına yavaşça vurdu.
"Cidden böyle yaşandı mı ya." Dedi Changbin.
"Hee bu Şerefsizin kız kardeşi kırmış geldi suçu bende buldu!"
Kalabalık gülünce Seungmin'de keyiflendi.
"Herkes nasıl tanıştığını anlatsın hadi!" Dedi en büyükleri keyifle.
"Ben başlayacağım." Dedi Jisung ve devam etti.
"Civcivimle tanışma hikayemiz şöyl-"
"Evime zorla girmişti!" Diye daldı Felix.
Bütün salon "Ne!" Diye bağırınca Jisung toparlamak için anlatmaya başladı.
"Ya o olay hiç öyle değildi bir kere."
Jisung yoğun işinden döndü evine girmek için anahtarlarını aradı. Bulamayınca ofladı pofladı ondan sonra cüzdanından bir kart çıkarıp kapıyı açtı.
İçeriye hiç bakmadan banyoya gitti ve güzel bir duş aldı. Duştan çıktığında etrafta ki koku dikkatini çekti. Evi genelde alkol kokardı ama şu an çiçek kokuyordu.
Yine hiç bir yere bakmadan koltuğa uzandı bornozuyla ve uyuya kaldı.
Sert bir çığlıkla uyanan han karşısında mavi saçlı çilli bir çocuk görmeyi beklemiyordu.
"Sen kimsin!" Dedi ikisi de aynı anda.
"Oha Jisung kendi evini karıştırıp Felix'in evine mi girdin?"
"Ya oldu işte öyle bir şey.." deyip utandı Han.
"Peki Jisung ve Hyunjin'i ilk tanıştırdığımızda ettikleri kavgalar.."
Dedi Felix gülerek.