3. Bölüm "Yardım Çağrısı"

21 2 0
                                    

3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

3. Bölüm "Yardım Çağrısı"

🌱

Toprak Krallığın'dan...

Küçüklüğüme dair anılarım silik silik olsa da, huysuz bir çocukluk geçirdiğimi unutmamıştım. Öylesine şımarıkça, utanç verici bir geçmiş, nasıl hafızamdan silinebilirdi? Sarayın koridorlarında bakıcılarımdan ağlaya ağlaya kaçar, ortalığı velveleye verirdim. İstemediğim bir şeyi zorla yaptıklarında koca sarayda kıyameti koparırdım. Babam çok sabırlı bir adamdı. Her davranışımı alttan alır, sabırla sakinleşmemi beklerdi. Çünkü biliyordu ki o küçük kız, annesinin ilgisini biraz olsun çekebilmek için yapıyordu tüm bunları.

Bir prenses kusursuz olmalı öyle değil mi? Ama anne sevgisinden mahrum büyümüş bir insan olarak, ben kusursuz bir prenses değildim. Ben eksiktim. Ben eksik bir prensestim. Benim hiç kapanmayacak büyük bir eksikliğim vardı. Anne sevgisi.

Şimdi büyümüştüm ve o küçük çocuktan eser kalmamıştı. Herkesin bir şeyleri atlatma şekli farklıdır. Ben de acımı sonuna kadar yaşamış ve artık acımla yaşamayı öğrenmiştim. Şimdi ise on sekiz yaşıma girmiştim. İçimdeki eksiklik hala göğsümün bir köşesinde bir sızı olarak yaşıyordu. Ama artık sadece bir sızıydı. Çünkü buna alışalı yıllar olmuştu.

Hep ben ve babam vardık. Babam bana benziyordu. Çünkü o da eksikti. Ben anneme, o da hayatının aşkına muhtaçtı. İkimizin de yarası aynı kadındı. Benim babamdan başka kimsem yoktu. Onun da benden başka. Ben yıkılsam babam da çökerdi, o yıkılsa ben de çökerdim. Birbirine bağlı bir düğümden ibarettik. Düğümümüz çözüldüğü an ipin savunmasız iki ucu gibi, ikimiz de yeri boylardık.

Babam şimdi tam karşımda durmuş arkamdaki bedene bakıyordu. Ne diyecektim? Baba, bu senden sakladığım, ateş krallığının kayıp varisi mi? Ne? Hayır! Asla söyleyemezdim. Bana güveniyordu ve ben onun güvenini kaybedemezdim.  Arkamdaki bedeni görmekten korkar gibi başımı arkama çevirdiğimde arkamda sadece küçük bir çocuk vardı. Bana doğru yaklaşırken elinde bir Pembe Glayör tutuyordu. Küçük çocuk çiçeği bana verir vermez yanımdan uzaklaştı. Kaşlarım çatıldı.

Pembe Glayör, zerafeti simgelerdi.

"Benimle oyun mu oynuyorsun varis?" diye mırıldandım, kendi kendime. Önüme dönerken elimdeki çiçeğe bakakaldım.

"O küçük adam da kimdi?" Önüme düşen gölgeyle başımı kaldırıp gelen kişiye baktım. Lucas elimdeki çiçeğe bakıyordu ardından bize bakan babamları görünce başıyla selam verdi.

Ellerimin arasındaki çiçeğin yapraklarını okşadım. Bu güzel çiçeği odamdaki saksılığa dikmeliydim. Lucas'ı cevapsız bıraktığımı farkedince konuştum. "Pardon, dalmışım! Bilmiyorum. Küçük bir çocuk bunu bana verip gitti."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 29 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ELEMENTLERİN FISILTISIWhere stories live. Discover now