3. BÖLÜM

79 9 4
                                    

Anıl'dan

Nasıl yani?

Hemen nasıl engellemiş olabilirdi? Sadece adımı söylemiştim.

Yanıma biri oturunca telefondan başımı kaldırdım. Defne yanımdaki havluyu alıp saçlarını kurulamaya başladı. "Ne yapıyorsun burada tek başına?"

Omuz silkip başımı telefona çevirdim. Bir anda başıma gelen havlu ile elimdeki telefon şezlonga düştü.

"Bir şey var işte. Niye anlatmıyorsun?" Başımdaki havluyu ona geri verdim. Bakışlarım tekrar telefona dönünce Defne hızlıca telefonu aldı.

Telefonu almak için eline doğru uzandım. "Defne ver telefonumu." Güldü ve "O zaman neyin olduğunu söyle." dedi.

Başımı sallayınca telefonumu verdi. "Bir kız, bir erkek ismini söylediği anda neden engel atar?" Defne'nin bakışları telefonumu buldu. Birkaç saniye boyunca konuşmadı. En sonunda bir şey diyecek olmalı ki bakışları beni buldu. "Deniz mi engel attı sana?"

Başımı salladım. "Onunla ilgileniyor musun? Bu sadece sana zarar verir, Anıl.  Deniz aşk konularından hiç hoşlanmaz. Aşk ve Deniz birbirine zıt şeyler. Kendi denginde birini bul."

Söyledikleri doğru muydu bilmiyordum ama canımı fena hâlde sıkmıştı. "Mesela senin gibi birini mi?" Dediklerimi beklemiyor olacak ki şaşırmıştı. O konuşmadan önce tekrar konuştum.

"Benimle ilgileniyor musun emin değilim. Sana böyle bir yargı ile de yaklaşmak istemiyorum. En baştan söyleyeyim seni sadece arkadaşım olarak görüyorum ve hep öyle kalacaksın."

Bakışları denize doğru çevrildi. "Deniz'i benden iyi yapan şey ne?" Bilmiyorum der gibi başımı salladım.

Bir anda yerinden kalktı. "Burada tek başına oturma. Bizimkilerin yanına gidelim. Eve gidince Deniz'i biraz sorguya çekerim. Endişelenme." Son dediği ile yerimden kalktım birden. "Gerçekten sorar mısın?" Başını salladı.
Daha sonra bizimkilerin yanına doğru ilerledik.

Deniz'den...

Onun mesajından iki saat felan geçmişti. Ben hâlâ koltukta oturmuş dizi izliyordum. Teyzem yanıma oturunca diziyi durdurup kulaklığımı çıkardım.

"Bir şey mi oldu?" Başını salladı. "Akşam yemeğine arkadaşlarınız geliyor."

"Arkadaş?"

Ne ara arkadaş yapmıştım?

"Ee Defne'nin arkadaşları, seninde arkadaşların artık." Başımı iki yana sallayıp onu reddettim. "Ben az ve öz arkadaşı daha çok severim." Dediklerime güldü.

"Sen ne annene ne de bana benziyorsun, Deniz. Azıcık sosyal ol kızım." Dediklerine dudağımı büzdüm. Teyzem bana birden daha da yaklaştı.

"Aralarından beğendiğin oldu mu? Maşallah yakışıklı çocuklar. Beğenmişsindir birini." Dediklerine göz devirmemek için zor durdum.

"Hayır, teyze hiçbirini beğenmedim. Arkadaş olarakta görebileceğim insanlar değil. Davranışları, hayatları bana çok ters." Kaşlarını çattı ve tam konuşmak için ağzını açmışken kapı çaldı.

Evin içini dolduran sesler ile onların geldiğini anlamıştım. Teyzem yemeğin birazdan hazır olacağını söyleyince hepsi salona geldi.

O bilerek yanıma oturmuştu. Onun yanına Erim oturunca bana daha da yaklaştı. Hayır koltuk zaten küçüktü. Daha nereye geliyorsun?

"Sen neler yaptın, Deniz?" diye sordu Defne. Yamaç'ın omzuna başını koymuş bana bakıyordu.

"Kurabiye yapmıştım. Yemekten sonra yeriz." Yamaç bir anda yerinde zıplayınca omzu Defne'nin yanağına sertçe çarptı.

LOBELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin