0.7

333 40 30
                                    

"Çünkü sevmek mantıksızdır, izah edilemez."

Son on iki saattir olduğu gibi kendimi yine dünü düşünürken bulmuştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Son on iki saattir olduğu gibi kendimi yine dünü düşünürken bulmuştum. O kadar kötü anının üstüne bana öyle güzel bir an yaşatmış üstüne güven ve huzuru dibine kadar yaşatmıştı. Bunun için ona minnettardım. Hayatımda ilk kez bir insanla yeni tanışmış olmama rağmen kasmıyordum, aksine üstümde anlamlandıramadığım bir rahatlık vardı.

"Bu iyice leyla oldu, yakında bunu çaydanlığa gülerek bulursak hiç şaşırmayın kızlar."

İpek'in sesi kulağıma dolduğunda düşüncelerimden ve aptal sırıtışımdan kurtulup ciddi bir ifade takındım ve karşımda bana kıkırdayarak bakan üç kıza kaşlarımı çattım.

"Birincisi leyla olmadım ikincisi komik mi kızım ne gülüyorsunuz!"

Bu bir sorudan çok uyarıydı bunu anlamış olacaklar ki üçünde aynı anda dudaklarını birbirine bastırmış gülüşlerini saklamaya çalışıyorlardı.

"Yani benimde böyle bir anonimim olsa bende leyla olurdum."

Gökçe'nin başladığımız muhabbete dönüp beni kâle almamasıyla kaşlarım gerçekten çatılmış ve gözlerim kısılmıştı. Avını daha iyi görmek için gözlerini kısan bir puma gibi hissediyordum kendimi.

"Böyle anonimim olsa ben mecnun olup çölü aşmıştım kızım."

İpek ve Gökçe'nin kendi aralarında beni rencide etmeye başlamaları ile gözümü Kainat'a çevirdim. Yardım dilercesine baktım gözlerinin içine, masum bir köpek yavrusu gibi.

"Tamam ya gitmeyin bal köpüğümün üstüne." yanıma yaklaşarak beni kanatlarının altına almıştı meleğim benim. "Leyla ya da mecnun değil ama bu gidişle kendi aşk hikayesini yazacak."

Söylediklerinin ardından hemen yerimde doğrulup yalandan kırılmış gibi dudaklarımı büzdüm ve kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Aşk olsun Kainat, sende mi?"

Kızlar benle dalga geçmeye devam ederken bizimkiler masaya gelmişti. Kızların güldüğünü ve benim somurttuğumu fark etmiş olacak ki Toygar yanımdaki sandalyeye oturmuş kolunuda sandalyemin demirine atmıştı.

"Hayırdır bal köpüğü, neye gülüyor bu cazgır cadılar?"

Söylediklerine gülmemeye çalışıp tüm ciddiyetimle lafa girecektim ki Gökçe çoktan homurdanmaya başlamıştı.

"Cazgır cadı derken! Ne cadılığımızı gördün pis köpek!"

"Sen sus cadaloz ben bal köpüğüme sordum."

sende hissettin mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin