17.bölüm

2.2K 110 8
                                    

Gece filmi izledikten sonra eve gitmiş sabah da erkenden kalkıp askeriyedeki işlerimi halletmiştim. Operasyon emri gelmediği için tüm tim erkenden askeriyeden çıkmıştık. Doğu günün kalanını ailesiyle geçireceği için bende market alışverişi yapmış eve dönüyordum. Telefonum çalınca arabanın ekranından yanıtladım.

"Efendim Buket."
"Tatlım tahmin et ne oldu?"heyecanlı sesinden iyi bişeyler olduğunu anlamıştım.
"Mert duvarları boyamaktan vazgeçmiş olabilir mi?"
"Mucize oldu demedim Güneş."
Küçük bir kahkaha attığımda
"Söyle artık." dedim.
"Hakkariye geliyorum."
"Ne! "
"Yaşaşınnn." arkadan gelen mertin sesiyle gülümsedim.
"1.5 hafta sonra Hakkarideki görevime başlamam gerekiyormuş. O yüzden eşyaları kolilemeye başladım."
"Benim yapabileceğim bişey varmı?"

"Aslında 2 büyük işi senin yapman gerekiyo."
"Neleri?"
"Ev ve Mert için uygun anaokulu bulma işi senin."
"Oraya gelip ev arayamam. Senin bulman benim de direkt taşınmam gerekiyo."
"Emin misin Buket?"
"Evet, sana güveniyorum tatlım, bizim için en uygun evi ve okulu bulacağından eminim."
"Şu an operasyon emri yok, bugün boş gibiyim. Bakmaya başlarım."
"Sağol kuzum."
"Her zaman anne kuş. Benim için Merti öpmeyi unutma sakın."
"Tamam tatlım. Kendine dikkat et, görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapatıp eve gittim. Marketten aldıklarımı yerleştirip bişeyler atıştırdıktan sonra internetten emlakçı aramaya başladım. Aklıma yatan 3 emlakçıyı arayıp randevu aldım.

Üçüyle de görüşüp yaklaşık 11 eve baktıktan sonra benim evimin bir alt sokağındaki daireyi uygun bulmuştum. Baktığım evlerin hepsi benim oturduğum mahallede olduğu için sadece 3 saatimi almıştı.Beğendiğim dairenin videosunu Bukete gösterip onay aldıktan sonra Mert için okul arama çalışmalarına başladım.

Ahu kahve içmek için cafesine çağırmıştı. Önce onunla görüşmeye karar verdim. Cafenin önüne geldiğimde mekanın güzelliği beni mest etmişti. İçeriye baktığımda kalabalık olduğunu gördüm. Cafe burda ünlüydü sanırım.
İçeri girdiğimde gözlerim Ahuyu aradı. Arkadan omzuma dokunulduğunda arkamı döndüm.
"Hoşgeldin tatlım."
"Hoşbuldum Ahu abla."
"Gel arka tarafta oturalım."

Söylediği yere geldiğimizde masalardan birine oturup 2 kahve söyledik.
Mekanın iç dizaynı çiçeklerle yapılmıştı. Geniş ve ferah olan ortam, saatlerce vakit geçirmek isteyeceğim kadar güzeldi. Tavanlardan sarkan turna kuşları da cafeye çok ayrı bir hava katmıştı.
"İyi iş çıkarmışsın."
"Teşekkür ederim ama sen daha asıl bombayı görmedin."
"Asıl bomba derken?"

"Üst kat. Üst katın dizaynı buradan tamamen farklı. Orada küçük bir sahne var. Canlı müzik için. Ayrıca tavanlar cam."
"Merak ettim şimdi. Canlı müzik aktif olarak varmı?"
"Yani eskiden vardı. Her gece düzenli olarak gelen guruplarla burası dolup taşıyodu."
"Neden şu an yok?"
"Kavga çıkmıştı. Devrim de o gün görevdeydi. Ya ben yokken daha büyük bir olay çıkarsa diye endişelendi."
"Haklı aslında."
"Evet, maalesef öyle."

"Turna kuşları..."
"Beğendin mi?"
"Çok beğen-dim de bişey sorabilir miyim?"
"Sor tabi."
"Bunlar Devrim abi için mi?" sorduğum soruyla şaşırdı. Konuşamadı. Nihayet kelimelerini toparladığında
"Anlamını pek bilen yok. Herkes dekor sanıyor ama evet Devrim için.İlk anlayan sensin."
"Ben biliyorum anlamını."
"Bağtıl inanç falan ama hikayesini duyunca yine de yaptırmak istedim."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güneş'in DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin