on iki

3K 232 49
                                    

,,,

Ufuk'un telefonunu ona uzatarak zaferle gülümsedim. "Kanka inandı mı?" "Birazdan burada" Ufuk beni surlara bırakarak Ömerle buluşmak için plan yapmaya çalışmıştı. En sonunda onun telefonunu yaşlı bı amcadan almışım gibi mesajlar attıp Ufuk'un amcasının fotoğrafını atarak daha inandırıcı bı hava vermeye çalıştık.

"Ulaş ben gidiyorum o zaman" Ufuk'a sıkıca sarılarak vedalaştık.

"Görüşürüz yavrum" tam gideceği sırada arkasını dönerek tekrar bana baktı.

"Masumu oyna" diyerek göz kırptı.

"Orası en basidi" biraz duraksadım, "benim için" gülerek uzaktan yumruk çakışı yaptı, aynı şekilde ona karşılık verdim. Arkasını dönüp gittiği sırada bı banka oturarak Ömer'in gelmesini bekledim.

Ondan hoşlanıyordum, bunu kabullenmiştim, beni ona çeken bir şey vardı. Yaptığım çocukluk yüzünden çok pişmandım, ne gerek vardı numara çevirip ergenlik yapmaya amk çok pişmandım ve kendimi ona açıklayacaktım. Bilmiyordu ona ilk alay etmek için yazdığımı, o gün babasından tokat yediğini duyunca öyle kötü olmuştum ki kaç saat ağladığımı bir ben bilirdim. Babasından da intikam alacaktım sırası var daha, götüne baston sokacam o hele bi beklesin. müstakbel kayınbabam olması müstakbel kocama vuracağı anlamına gelmezdi.

Ben alacağım intikamı düşünürken arkamdan dürtülünce altıma sıçacaktım. Tanımadığım bir şehirdeydim tabi korkacaktım. Arkamı dönmemle donmam bir oldu 'ne olur Ömer bu olsun ne olur' birbirimize tip tip bakıyorduk. O da tuhaf bakıyordu yüzüme, ağzı aralandı bir şey diyecekti durdu, tekrar ağzını araladı yine durdu 'konuş amk hadi lann ' tam ben konuşacakken "Ulaş?" hay senin Ulaş diyen ağzını oydu işte Ömerrrr offf çok yakışıklıydı kara kaşlı kara gözlü uzun boylu yerdim ben bunu neyse sakinleşmeliydim 'sakinleş Ulaş nefes al Ulaş ayıp Ulaş bak kara kaşlın konuşmanı bekliyor hadi '

"Ömer?" Kafasını eğerek hafif tebessüm etti. Kara kaşlım ne güzel tebessüm etti lan o ohh miss miss. Tekrar kafasını kaldırarak bana baktı. "Ulaa oğlum sabahtandır seni ariyem nerde lan o ğalo bizim burdakiler iyidir ğoştur ama ne olacağı belli değildir ha iyisin sen değil neye geldin oğlum" seri bı şekilde konuşması beni güldürmüştü. Kaşlarını çatarak suratıma baktı. "Ula oğlum nedir la o" anlamdıramayarak yüzüne bakınca afalladı. "Gamzen de var" tekrar gülümseyince yanağımda ki çukur tekrar ortaya çıktı. "Evet öz babamdan bı yadigar" ilk önce bı şaşırıp sonra kurcalamadan başka bi soru yöneltti. "Nerededir o ğalo"

"Gitti o"

"Birşey demedi değil sana?"

"Yok yok hemen gitti zaten" kaşını çatarak bana baktı.

"Oğlum ne işin var lan senin burda" hemen gariban rolümü takınıp Ömer'e döndüm.

"Sen öyle beni engelleyince ben nasıl bı vicdan azabı çektim bilemezsin" kaşları çatıktı ama bu sinirli olduğu için değildi, daha çok söylediklerimi her ayrıntısına kadar dinliyor gibiydi.

"O ğadar şey etmeyeydin keşke"

"Nasıl o kadar şey etme Ömer" gözlerimin elmacık kemiğine kaymıştı. "Yoksa o, o yara mı" reflexle elimi yanağına katarak okşadım. "Bu benim yüzümden olan yara mı" önce bı afallasa da sonra elimi tutup yüzünden çekti. "Oğlum yapma sokak ortasında böyle şeyler lan" elimi bırakıp tekrar birşey demek için ağzını araladı. "Nerde kalacaksan lan sen" dudaklarımı 'bilmiyorum' maniyetinde kıvırıp ona baktım. "Bı parkta kalırım herhalde ben de bilmiyorum tam olarak" sinirle bana baktı. "Oğlum sen beni delirteceksen, ne demek parkta kaliyem"

'Şimdi benim vaktim, şimdi benim zamanım, başla bakalım Ulaş. Hatırlarsan lisede bir kere tiyatro gösterisinde yer almıştın, herşeyi yapabilirim ben o deneyimle, hadi bakalım başlayalım' gözlerimi doldurarak Ömer'e baktım. "Bilmiyorum Ömer bilmiyorum. Öyle alelacele gelince yanıma para almayı da akıl edemedim. Of ne kadar gerizekalıyım. Belki gece banklardan birinde uyurken bir ayı gelir parçalar beni kurtulur işte tüm dünya o zaman benden" duraksadım. Timsah gözyaşlarımı silerek ciddiyetle tekrar Ömer'e döndüm. "Ayı filan yok dimi" gülümsemişti. "Bizde kalırsan bir kaç gün sonra seni even yollarık" 'yesss bee işte Zafer benimdir sonundaa' "olmaz ki Ömer öyle, annen baban ne der sonra"

"Saçmalama oğlum seni sokağta bırakacağımi sanmisen değil"

"Bilemedim Ömer size yük olmak istemem"

"Yürü ğade düş peşem" ilerleyerek bir arabaya doğru ilerledi. Araba o kadar lüx değildi ama kötü durumda da değildi. İş görür cinstendi. Sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturarak telefonu çıkarttım.

WhatsApp
Ufuk/Ulaş

Ulaş
Kanka iş tamamdır 👌🏻 arabasındayım şuan

Ufuk çevrimiçi

Ufuk yazıyor...

Ufuk
Tamam yavrum bak bı sıkıntı olursa veya o it sana birşey der canını sıkarsa direkt beni arıyorsun

Ulaş
Tamam aşkm seni çoooook seviyorumm

Ulaş yazıyor...

Ulaş
Ömerden sonra😉

Ufuk
Hain piç

Ulaş
Şaka şaka sadece gül diye

Ulaş
🤡

Ufuk
Salk çocuk kendine iyi bak habersiz bırakma beni

Ulaş
Tmam bye💋

Ekranı kapatarak Ömer'e döndüm "teşekkür ederim" gözlerini kapatıp açıp kafasını eğdi 'eyvallah' dercesine. Elini radyoya atarak bı şarkı açtı. Çalan şarkıyla gözlerim direkt onu buldu 'still with you'

"Birgün sana canli söylerem demiştin hatırlisen" gülümseyerek başımı salladım.

"Hade söyle baxayım.."

,,,

Ulaş:evil

Still with you söyleyen Ulaş🤫

La bize her yer DiyarbakırWhere stories live. Discover now