11.BÖLÜM

2.5K 72 25
                                    

Aren'den..
Sabah uyandığımda Arin'in hala uyuyor olduğunu gördüm. Dün yaşadığı şeyler ona ağır gelmişti. Begüm'ün kendi kızını bile bile hapse yollaması.. Sıla benim kızım dedi?.. Nasıl oluyor bu olay?..

Kendi kendime sorduğum soruları cevaplamaya çalışırken Arin'in yavaş yavaş uyandığını farkettim. Yemyeşil yorgun gözleriyle bana bakmaya başladı. Her ne kadar da yorgun olsa da gözündeki ışıltıyı silemiyordu..

Yavaşça yanına yanaşıtım.. Belini kavrayıp kendime çektim.. Bana bakmaya devam ediyordu.. Birşey söyleyecekmiş gibiydi ama söyleyemiyordu..

Arin: (kısık sesle) O burda mı? A-Agâh?..

Aren:Evet burda.. Onunla konuşmak itemiyor musun??

Arin cevap vermemişti. İkizlerin dediğine göre abisine düşkündü. Ama Agâh'n kendisini saklaması onu hiç mutlu etmemişti.
Arin'in psikolojisini ben bozmuştum ve eskiden yaşadığı tramvlar üstüne tuz biber olmuştu. Yaptığım şeylerin tabiki de affedilecek bir yanı yoktu. Ama Arin beni affetmişti. Ben bile kendimi affedemezken Arin'in bu kadar sakin kalması beni şaşırtıyordu. Çoğu insan şimdiye kadar boşanmak isterdi. Ama Arin yapmamıştı. Üstelik beni sevdiğini söyleyip duruyor ve yanımdan bir dakika dahi ayrılmıyordu. Belki de beni iyileştirmek istediğindendir. Sıla her şeyi bozmadan önceye kadar Arin benle düzenli olarak psikoloğa geliyordu. İlaçlarımın saatini asla şaşırmadan dozuna göre veriyordu. Hayatımda ilk defa benim için çabalayan birini görmüştüm. Ne annem ne de babam ilgili birer aile olmamışlardı. Aşırı sinir bozukluğuna da sebep olan kişiler de ta kendileriydi. Zümra ve ikizlerle ilgilendikleri kadar benle ilgilenmemişlerdi. Asla yaramaz bir çocuk da olmamıştım. Sadece sinirleniyordum ve kardeşlerime sataşıyordum. Babam gaddar bir insandı.. Beni her seferinde banyoya kilitler kemeriyle döverdi. Büyüdükçe sinirim daha da arttı. Kendi şirketimi kurduktan sonra babam normale dönmüştü. Para onun için herşeydi. Ama kendi paramdan zınnık koklatmamıştım.. Bana yaşatılan şeyleri başkasına yaşatmam tamamen aptallıktı. Amam büyük bir yemin verdim.. Karıma herşeyden çok sahip çıkacağım. Çünkü bana değer veren tek insan oydu..

Dşüncelerimden sıyrıldıktan sonra Arin'e baktım.. Küçük bir çocuk gibi kucağımda oturmuş elleriyle oynuyordu. Yavaşça yüzünü kavrayıp gözlerinin yeşilliğinin derinliklerine baktım. Şaşkınca bana bakıyordu. Sakince kendime çekip dudaklarımızı birleştirdim. Dudaklarının tadı vişne gibiydi. Dudağına sürdüğü her neyse onu daha çok öpmemi sağlıyordu. Ani bir hareketle Arin'i yatağa yatırıp ellerini başının üstünde birleştirdim. Arin şaşkınca bana bakıyordu.
Kısık bir sesle "Ne yapıyorsun?" dedi.. kulağına eğilerek "Hiç.." dedim ve onu öpmeye devam ettim. Arin işlerin ilerleyeceğini anlamış olacak ki "Abim aşağıda.." dedi çekingen ve kısık bir sesle. Haklıydı.. Arin'in üzerinden kalkıp koşarak aşağı indim ve Agâh'a babasının evine gidip kardeşleri ve babasıyla görüşmesni, Arin'i ikna edeceğimi söyledim. Agâh kabul ederek evden gitti. Hızlıca üst kata karımın yanına koştum. Kapının aniden açılmasıyla irkilmişti. Masum bir kız çocuğu gibi bana bakıyordu.. Hızlıca gidip dudaklarına yapıştım.Bir elimle ellerini başının üstünde birleştirirken diğer elimle kemerimi açıyordum. Arin ne olduğunu anlayamadan olanlar çoktan oluyordu...

            ~BARLAS BEY'İN EVİ~

Agâh'tan...
Uzun zaman sonra küçüklüğümü yaşadığım eve dönmenin mutluluğuyla ve babamların vereceği tepkinin korkusuyla evime doğru adımlamaya başlamıştım. Her adım atışımda sanki ayağım geriye çekiliyordu. Ya babamlar beni istemezlerse?? Babam hiçbir zaman öyle bir adam olmamıştı. Ama aradan uzun yıllar geçmişti.. Onları bile bile kandırmştım. Kapıda durup kapıyı çalmaya hazırlanmıştım ki elim kendiliğinden durdu. Kaçmanın ecele bir faydası yoktu. Hızlıca kapıyı çaldım.. Biraz bekledikten sonra kapıyı Asaf açmıştı. Beni görünce afalladı ama sesini dahi çıkarmadı. Sadece bana bakıyordu. Aras arkadan "Kim geldi yaw bi kapıya bakamadın mı yavşak?!" dedi. Aras asla değişmemişti. Her zamanki Aras'tı.. Aras da kapıya geldiğinde afallamıştı. İkisi de yeni uyanmışa benziyordu.. "Ulan enişte beyle çok konuştuk halisülasyon görüyoruz amk!" dedi Asaf.. Aras kafasını Asaf'a çevirip "Ulan beyin yoksunu ben de görüyorum sen de görüyosun. BU NASIL HALİSÜLASYON AMK?!? İkimiz de mi kafayı yedik?!" dedi. Aslan ikizlerim tam da yetiştirdiğim gibilerdi.. Tek solukta "Merak etmeyin ben de kafayı yedim abicim" dedim. İkisi birden tekrar bana dönerek gülmeye başladılar ve hemen bana sarıdılar. İkizlerimin tepkisinin böyle olacağını biliyordum. Asıl sorun babamdı. Aras ve Asaf koluma girip beni salona doğru sürüklediler. Babam her zamanki gibi koltuğunda oturmuş gazete okuyordu. O zamanlar çoğu gazete küpürünü saklar bulmacaları beraber çözerdik. Eee zaman değiştiği için şuan tabletten okuyordu.. "Ya oğlum bu nasıl değiştiriliyor gözlüğümün numarası büyümüş tam anlayamadım." dedi. Aras ve Asaf benim gitmem için işaret yaptılar. Tüm cesaretimi toplayarak babamın yanına gittim. "Yardım etmemi ister misin baba?" diye sordum. Sesimi duymasıyla kaskatı kesildi. Asla kafasını kaldırmıyordu. "Aras oğlum ilaçlarımı getir ben yine afallamaya başladım." dedi. Dizlerimin üstüne çöküp babama batım. Konuşmaya cesaretim yoktu.. Cesaretimi topladığım zaman konuşmaya başladım.. "Evet.. Burdayım baba.. Sana yaşattığım şeyler için özür dilerim.. Sadece annemin gerçek yüzünü size göstermek için böyle birşey yapmıştım.. Ama Arin benden önce davranmış.. Özür dilerim.." Babam sadece bana bakıyordu. Sessiz bir şekilde oğlum deyip bana sarıldı.. Ağlıyordu.. Birden ağlaası kesildi ve üstüme yığıdı. Üçümüz birden baba diye bağırdık.. Kaldıramamıştı.. Yapmamalıydım.. Hemen ambulansı arayıp hastaneye gittik..

                 ~İKİ SAAT SONRA~
Babamı hastaneye getirdiğimiz iki saat olmuştu.. Arin'e haber verip vermemek arasında gidip gelirken Aras eğer ona söylemezsek bizle bir daha konuşmayacağını söyleyince ona aramasını söyledim. Zaten aramız limoniydi işi yokuşa sürmenin bir manası yoktu. Babam hala daha içerideyken bizse dışarda bekliyorduk. Koridorun başında Arin bağırarak geliyordu arkasında da Aren.. "Baba.. Babama ne oldu? Ne dediler hah?!" Yaşlı gözlerle bize bakıyordu. Asaf her ne kadar sakin olmasını söylese de dinlemiyordu. Tam o sırada doktor çıktı ve konuşmaya başladı. "Bu haberi size vermek zor. Kalp krizi geçirmiş ve belli bir süre kalbi durmuş. Sinir ve stresten uzak durması gerekiyor. Şuan yoğun bakımda. Bu hafta çıkacak gibi de durmuyor. Size tek söyleyebileceğim şey.. Her şeye hazırlıklı olun.." Arin duyduğu şeyler karşısında ne tepki vereceğini bilmiyordu.. Duvarın dibine çöküp ağlamaya başladı.. Asaf'ın söylediğine göre babam zaten hastaymış. Ama yine ben mahvettim.. Arin ne ikizleri ne de kocasını dinliyordu.. Arin her zaman babacı olmuştu ta ki anneme velayeti verilene kadar. Annem babamla görüşmesine izin vermiyordu. Arin'in her hareketinden haberim vardı evleninceye kadar. Arin'in yanına eğilip ona bakmaya başladım. Ağlayarak bana bakıyordu. Elimi saçlarına atıp onu kendime çektim.. Hiç sesini çıkarmadan sımsıkı sarıldı bana.. Arin'in bana yaklaşacağını sanmıyordum.. Ama şuan kucağımda ve bana sımsıkı sarılıyor..

Babamı görmeye hepimiz birer saat girdik. Doktor urda kalmamızın bir manası omadığını söyleyince evlere dağıldık. Kendi evime gidecektim ama Aras ve Asaf gitmeme izin vermediler ve bizde çocukluğumu geçirdiğim o eve gittik. Ama içinde ne Arin vardı ne de babam...

Arin'den...
Babamın yoğun bakımda yatması hiç iyi olmamıştı. Yaşlandığının farkındaydım ama bunların bir anda yaşanması.. Off ne yapacağımı hiç bilmiyordum.. Ben koltukta bacaklarımı karnıma çekmiş ağlarken Aren yemek yemediğimiçin bana yemek getirmişti.. Pizza dilimini alıp bana doğru uzttı. Bense sadece Aren'e bakıyordum. Aren pizza dilimini bırakıp beni kucağına aldı ve "Eğer her gün babanı görmeye gitmek istiyorsan yemek yemelisin.. Çok zayıfladın Arin kendine hiç bakmıyorsun. En azından benim sana bakmama izin ver.." dedi. Onu kırmamak için başımı salladım ama hiç iştahım yoktu. Aren hızlı yememe gerek olmadığını ve yavaşça yiyebileceğimi söyledi..

Yavaş ve sakin bir şekilde yemeğimizi yedikten sonra Aren bana döndü.. Birşey söylemek istiyor gibiydi. En sonunda konuştu.. "Arin aklımın almadığı birşey var.. Sana yaşattığım onca şeye rağmen sen neden benden boşanmadın.. Senin yerinde başka biriolsaydı beni elli kere terk ederdi.. Ama sen yapmadın.. Neden?" dedi. Şaşkındım çünkü böyle bir soruyu bekemiyordum. "Yardıma ihtiyacın var Aren.. Kimse seni iyileştirmek için çaba göstermemiş. Çocukluğunun her ayrıntısını biliyorum ben.. Yusuf bana anlatıyordu.. Sizin eve kahvaltıya geldiğim güne kadar onların abisi olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Ama senin anlattıklrı kişi olduğum gün kendime söz vermiştim. Sana her türlü destek olacaktım.. İşte bu yüzden senden ayrılmadım.." dedim. Aren yaşlı gözlerle bana sarıldı.. Onun ağladığını görünce ben de ağlamaya başladım. Aren gözlerimdeki yaşları silerken ben de onun yaşlarını sildim.

En son sakinleştikten sonra Aren mutfağa gidip abur cubur ve çerezleri tabaklayıp getirdi. Çok ısarar ettim film izleyelim diye.. Ama her zaman birşey çıkıyordu. Ama bugün film gecesi yapacağımızı söyledi Aren. Hemen gidip pijamalarımı üstüme geçirdim. Çok sıcak olduğu için crop ve şort takım giydim. Aşağı indiğimde Aren tişörtsüz sadece şortuyla oturuyordu. Hızlı adımlarla yanına oturdum ve iyice ona doğru sokuldum.. Filmi izlemeye başladık. Aren romantik komedi sevmez ama sırf ben istedim diye izliyordu.. Film bittikten sonra Aren'e bakayım dedim ki uyuyakalmıştı. Onu uyandırmak istemediğimden yukarı çıkıp üstümüze örtebileceğimiz ince bir örtü aldım ve üzerimize örttüm. Sonra Aren'e doğru iyice sokulup ben de uykuya daldım..

O Ben Olamam Where stories live. Discover now