16. Eski Günleri Yad Etmek

3.9K 406 117
                                    

30.08.2023

***

100k şerefine gelsin 🎉🥳💅

Keyifli okumalarr <33


İkinci kez istediğim limonatamı yudumlarken masadaki gergin bakışlardan kaçınarak pencereye çevirdim kafamı. Orkun yanımıza geldiğinden beri sessizdik Bu da neredeyse 20 dakikaya tekabül ediyordu.

Orkun artık dayanamamış olacak ki Alper'e sorular sormaya başlamıştı. Bunda, benim itinayla bakışlarından kaçınıp onun dışında her yere bakmamın da etkisi vardı pek tabii.

Eskisi kadar yakın hissetmiyordum ona karşı, biriyle aramdaki bağı kopardıktan sonra yakın olamıyordum.

''Sen nasılsın Eren? Mide bulantıların daha iyi durumda değil mi?'' Kafamı pencereden ayırıp Alper'e çevirdim anlık olarak. Soru ondan gelmemişti aslında ama son yarım saattir olduğu gibi yüz ifadesini merak ediyor ve kendimi saniyelik de olsa ona bakarken buluyordum. Nitekim hâlâ siniri yüzünde kendini koruyordu.

''İyiyim, beslenme düzeni işe yaradı.'' Benim dudaklarım kıvrılmışken onun da yüzü gülümser bir hal aldı.

Kısa kısa sohbetler dışında çok uzun bir muhabbet geçmedi aramızda. Bakışlarım hâlâ sahilde geziyordu. Hava çok güzeldi. Ortaköy sahil çok güzeldi ve özellikle kalabalık olmayan bir yere gelmişken gezmek istiyordum. ''Biraz sahilde dolaşalım mı?'' diye bir fikir attım ortaya. Onların da kurtuluş yolu olmuştu. İkisi de onaylarken hesabı ödeyip kafeden çıktık.

Alper arabasıyla alakalı kafe çalışanlarına bilgi verirken ben ve Orkun önden ilerledik. ''Hatırlıyor musun üniversitedeyken ara ara İstanbul'a kaçardık. Bir kere buraya gelecekken kaybolmuştuk.'' O anları hatırlarken kıkırdadım. Sanırım son yarım saat içerisindeki ilk samimi gülüşümdü.

''Hadi sen başka şehirden geliyordun ve buraları bilmiyordun, peki ya ben ve Çağatay?'' Bu onu daha da güldürürken kafasını eğmişti. Ben de utançla çevirdim bakışlarımı. Alper arkamızdaydı. Başı önünde eğik bir şekilde yürüyordu. Düşünceli görünüyordu.

''Cidden siz nasıl kayboldunuz İstanbul'da doğup büyümüş iki arkadaş olarak?'' Tekrar konuşmaya başlamasıyla bakışlarımı Orkun'a yönelttim. Sorduğu soruyu ilk saniyelerde idrak edememiştim. Kısa süre sonra anlamışken tekrar bir gülüş peydah oldu yüzümde.

''Unutma Orkun, gerçek İstanbullular-"

''her yere navigasyonla gider.''

Cümlenin sonunu benimle birlikte söylemesine güldüm. Okul okurken bunu dile getirirdim hep.

Üniversiteyi Sakarya'da okumuştuk üçümüz de. Orkun Antalya'dan gelmişti üniversite için. Ben ve Çağatay ise İstanbul'dan.

Ortam tekrar sessizleşirken karşıdan karşıya geçip sahil kısmına geçmek için ışıkların önünde durmuştuk. Orkun kararsız bir şekilde bana baktı. Az sonra kolunu bana uzatacağının farkına vardım. Bilmiyorum, onunla sohbet etmem onda bir umut ışığı yakmazdı umarım. Çünkü bana olan tavırları eski en yakın arkadaştan, şimdiki en yakın arkadaşının sevgilisinden daha öte gibiydi.

O daha fazla hamle için çabaya girmeden arkamı dönüp bize iyice yaklaşan Alper'e çevirdim bedenimi. Birkaç adımda yanımıza ulaşırken cebinde olan ellerine uzandım. Ne yaptığımı anlamadığı için cebinde sabit kalırken koluna girdim mecburen.

Bedeninin kasıldığını hissettim ancak beni de sıcak bastığı için ne kadar merak etsem de yüz ifadesine bakmadım. Kafam önümde eğikken ayağımla toprağı eşeler gibi sürttüm.

APANSIZ | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin