▪︎party kiss| barış • ismail

🎉0.6'direk dansı yapan bebek yoda

"Kanka İsmail komaya girmiş diyin ben gelmiyeyim."

"Çok geç kapının önündeyiz."

Geldiğimiz eve baktım somurtarak. Ciddi ciddi gelmiştik yani. Barışla karşılaşacağım yetmiyormuş gibi bir de Mert'in ameleliğini yapacaktım.

"Tamam ben geri giderim işi çıktı falan diyin lütfen." Dedim son bi çare geri adım atarken. Arda beni kolumdan tutup attığım iki adımı da geri getirterek yine kapının önüne bırakmıştı.

"Abartma amınakoyayım sanki çocuk seni görür görmez yatırıp sikecek."

Isakın dediğiyle ona bakmadan konuştum."Sen sus çişli."

"Senin ananı sikerim!" Isak bildiğin benim üstüme atlayarak bana saldırdığında bende geri kalmayıp ona vurmaya başladım. Biz ikimiz dalaşırken ne ara açıldığını bilmediğim kapıdan gelen sesle ayrıldık.

Kapıda bize gülen Barış alperi görünce hemen kendime çeki düzen verip Isak'i kenara ittirdim. "Selam" dedim elimi kaldırıp salak bi şekilde gülümseyerek. Yaptığımla gülümsemesi büyürken benim gibi elini kaldırıp selam dedi o da.

"Ee fingirdemeniz bittiyse geçelim mi içeri?" Ferdi'nin dediğiyle gözlerim büyürken hemen Barış alpere baktım. Yarım ağız güldüğünü görünce yanaklarımı ateş basarken hala salak salak sırıtan Ferdi'nin karnına dirseğimi geçirdim."Yarrak yarrak konuşma Ferdi."

"Hadi o zaman girelim." Arda ortamdaki gergin havayı toparlamak için Ferdi'yi kolundan tutup içeri götürdü. Hepimiz sırayla eve girerken kimse farketmeden kaçmayı kafamda planlıyordum. Bizimkiler içeri girdikten sonra kapıyı kapatıp kaçacaktım

Hain planım için kapının önünde Emre abinin koşarak içeri girmesini bekledim. O girdiğinde kapıyı kapatıp arkama bakmadan depar atacaktım ki duyduğum sesle dondum.

"Sen girmiyor musun?" Barış alper kapıda öylece duran bana bakıyordu. Hemen salak bir şekilde gülümsedim yine.

"Niye girmeyeyim canım giriyorum." Dedim ama girmek için bir hamlede bulunmadım. O gidince planımı uygulayacaktım ama gitmiyordu ki.

"E hadi?" Dedi eliyle içeriyi gösterirken. Bu çocuktan kurtulamayacağımı anlayıp başımı salladım yavaşça ve içeri girdim.

Evi incelerken omzumda hissettiğim elle arkama döndüm. Barış alper üstüme giydiğim kot ceketin yakasından tutup çıkarmaya çalıştığında kaşlarımı çattım.

Bakışlarımı gördüğünde "İçerisi sıcak" dedi. Kafamı anladım anlamında sallayıp ceketimi çıkarmasına izin verdim. Zaten şuan temasımız yüzünden kolumu bile kıpırdatamıyordum.

Niye bir şey diyemiyordum ki,çocuk beni böyle soysa durup izleyecek miydim yani?

Büyük ihtimalle evet.

O ceketimi askıya asarken içerisinin harbi sıcak olduğunu farkettim.

"Ev niye bu kadar sıcak?" Diye sordum

"Irfan ishal olmuş üşüyorum diye başımızın etini yediği için kombiyi yaktık" dediğiyle yüzümü buruştururken beni belimden tutup salon olduğunu tahmin ettiğim odaya doğru yönlendirdi.

"Bir de Altay bu sıcak da Kerem belki üstünü çıkarır diye kapatmamıza izin vermiyor." Diye de ekledi yürürken. Elini belime koyduğu andan itibaren dediği hiç birşeyi dinleyemediğim için sadece gülümsemekle yetindim.

Salona geldiğimiz de koltukların üstünde, yerde bir sürü kutu doluydu. Bir de o kutuları boşaltmak dışında her türlü şeyi yapan bizimkiler vardi işte..