Chapter ✧11✧

189 22 314
                                    

"Dikkat et."

Omegam beyaz atın yularını sıkıca tutup atın dört nala koşmasını sağlarken Byakko omzuma uzanmış miskin miskin etrafa bakıyordu.

Kabul etmeliydim ki Byakko gördüğüm en sırnaşık ve uyuşuk kediydi.

Masanın üstündeki sigaradan bir dal alıp dudaklarımın arasına yerleştirdim. Atsushi'nin ipek gibi saçları rüzgârda ahenkle dans ediyor güzelliği gözümü alıyordu.

Kır evine yarım saat uzaklıkta bir çiftlik evine gelmiştik. Amacımız yarış yapmaktı ancak Atsushi'nin bilmediğim bir becerisini fark etmiştim. Atsushi bir omegaya göre oldukça atikti, bir atı ustalıkla yönetiyordu. Hatta ki benden çok daha iyiydi.

"Begonvil çiçeği!"

Bağırtım Atsushi'nin hızını yavaşlatırken çok hızlı gitmesi kurdumu da beni endişelendirmişti. Omegam da hissetmiş olacak ki atını bize doğru sürmeye başladı. Kalp atışlarım yanıma yanaşmasıyla hızlanırken Atsushi'nin gülmekten görünen dişlerine baktım.

Endişelenmen hoşuna gidiyor, Osamu.

Kurdumla hem fikir olmak beni de güldürdü. Atsushi, atın yularını tutup durdurduğunda omegamın bileğine dudaklarımı bastırdım. "Çok hızlı gidiyordun." Atsushi'nin gözleri dudaklarımdan gözlerime çıkarken gülüşünü kesmedi. İneceğini belli eder gibi hareketlenmesiyle beklemeden kollarımı beline doladım. Ayakları yere değdiğinde tek eli omzumda ve ensemde gezindi.

Byakko mırıldanıp gözlerini kapattı. Bu kedinin Atsushi'ye olan düşkünlüğü beni hayrete düşürüyordu.

"Endişelendin mi yoksa?"

Atsushi'nin oyuncu sesiyle tebessüm edip dudaklarımı şakağına bastırdım. Burnumu saçları arasında gezdirirken kafamı salladım. "Endişelendim tabii. Rüzgârla iş birliği yapmışsınız, yüreğime iniyordu güzelliğin." Omegamın kıkırtısı boynuma değip kulaklarıma boğuk geldi.

Kızgınlığımız geçeli bir hafta olmuştu ve Atsushi iki haftadır benimle hiçliğin ortasındaki kır evinde kalıyordu. "Endişeli ifadeni görmek hoşuma gidiyor. Kötü bir omegayım." Atsushi'nin tiyatral sesi kıkırdamama neden oldu. Göz göze gelmemizi sağlayıp dudaklarımı sus çizgisine bastırdım. "Dün usluydun ne hikmetse." Omegamın yüzü kızardı ve kaşları çatıldı. Parmak ucunda yükselip yanağımı ısırdı.

Canımı yakmak yerine içimi gıdıklayan bir ısırıktı. Bana dokunuşları her seferinde kalbimi yerinden sökecek gibi hissettiriyordu.

"Sen iyice yaramaz bir alfa oldun. Çocuğumuzu da alıp gidiyorum ben."

Atsushi omzumu meskeni bellemiş Byakko'yu kucağına alıp kafasını okşarken kedi kısık gözleri arasından bana bakıp Atsushi'nin göğsüne sinmişti. Bu kediyi bazen öyle kıskanıyordum ki kendimden utanıyordum.

"Ne bakıyorsun çocuk? Babanım ben senin ne bu nispet?"

Byakko gözlerini aralayıp mırladıktan sonra Atsushi'ye tekrar sokuldu. Omegamın dudakları arasından bir gülüş peydah oldu. Yanımdan gülerek geçerken ağzım aralık ikisine bakakaldım.

"O kedi aramıza girmeye çalışıyor!"

Omegamın kıvırtarak gidişini izlerken kahkaha attım. Tamam belki de abartıyordum.

...

Saat gece yarısına gelirken göğsüme sinmiş omegamda gezindi gözlerim. Ay ışığı beyaz saçlarına vuruyor sanata dönüyordu. Sanatla bütünleşmişti vücudum. Sanata dokunmuştum, belki de sanatçı olmuştum.

Viva La Vida | DazatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin