Adsız Bölüm

8 2 3
                                    

Ben 16 yaşında öldüm. O camdan atlayarak.

Kendimi bildim bileli her söze bir lafım vardı. Bu da benim çevremde hoş görülmüyor. Sadece benim de değil ki herkesin çevresinde hoş karşılanmıyor. Bunun bir gün başımı ne belalara sokacağımı anlamam gerek de yok.

Yine bir gün böyle bir an annemle küçük bir atışmaya başlarız, hep atışırız sonra bir şey olmamış gibi başka şeylerle ilgilenir mutlu oluruz. Ama ben bu atışmada söylememem gereken bir şey söyledim ve annem bunun üzerine binim canımı çok acıttı. Ben bunun üzerine susamadım ve yine lafımı söyledim. İkimiz de çok kırılmıştık. Annem benim yüzüme bakmayı kesti. Konuşmuyordu. Ben ne desem orada yokmuşum gibi davranıyordu. 

Akşam yemeğinde bana yemek koymamıştı, hatta beni ne çağırmamıştı ne çağırtmıştı.  Onlar yemeği bitirdikten sonra annem babama olanları anlatmış. Ne olacak. Babam da geldi, yanlış yaptığımı söylüyor ve bir şeyler geveliyordu. ' Annenden özür dile gönlünü al' dedi en son bana. Ben de yapamadım ve ' O kadın beni görmüyor, duymuyor; beni yok sayıyorken ben ondan nasıl özür dileyim be adam?!' diye bağırdım. Babamla da o günün akşamı çok kötü kavga ettik. Ne hikmetse babam da annemin yaptığı gibi yaptı. Beni görmedi, duymadı, hissetmedi. İkisi içinde artık bir HİÇ 'ten ibaret oldum. Günlerce onlara yalvardım yakandım. Ama olmadı. Kardeşim başlarda beni teselli etti. Ama o da sonradan " Tek Çocuk" muamelesine kaptırdı ve beni HİÇ saymaya başladı. 

Yaparım sanmıştım. Başarırım,  üstesinden gelirim sanmıştım. Elbet beni af edeceklerdi günün birinde... Ama hangi gün? YIL? Ne zaman? 

Her gece aklımda birisi konuşuyor. Bana ' Boşluk içi doldurulabilir bir kavram... Ancak Hiçlik öyle değil...' deyip duruyor. Bana ne yapmam gerektiğini söyleyip duruyordu. 

Geceler boyu uyuyamadım. Gündüzleri  ailemden istemsizce kaçmaya onların ayaklarının altında olamaya çok dikkat ettim. Geceleri sessizce yapabildiğim temizliği yapıyor etrafı pırıl pırıl  yapıyordum. Bir yandan kendime özen gösteriyordum. Yüzümdeki ve göğsümdeki sivilce yaralarını kapatmaya çabalıyordum. 

Annem terzi değil ancak çok güzel diker. Bana da Mezuniyet Partisi için çok güzel bir elbise dilmişti. Bej ve pembenin karışımından bir rengi vardı. Uzun eteği 2 katlı tülden yapmışı. Tülün altında aynı renk parlak bir kumaştan etek de vardı. Üst kısmı aynı rengin biraz koyu ve simli. Çok güzel bir elbiseydi. Onu ve ayakkabımı gizlice odama aldım. Ardından 3 sene boyunca biriktirdiğim mektup, video, resim, eşya, vs. ne varsa hepsini inceledim bazı resimleri yaktım bazılarını yeniden çizdim.

Sonra bir kağıda ailem için bir not yazdım. Masama yerleştirdim. Annemden aldığım makyaj malzemeleriyle yapabildiğim en güzel makyajı yaptım. Ardından elbisemi ve ayakkabılarımı giydim. Annemim makyaj malzemelerini yerine koydum. Arkadaşlarıma "Sizinle tanıştığıma gerçekten çok memnunum. Sizinle geçirdiğim zaman, rekabet; paylaştığımız güzel anılar için çok teşekkür ederim. Hayatıma girdiğimiz için teşekkür ederim"  diye yazdım. Gece geç bir saat olduğu için herkes uyuyordu haliyle. 

Son bir kez suyumu içtim. Odamın kapısını açtım. Pencerem kocaman değil, çok da yüksekte değiliz. 3. katta yaşıyoruz. Benim odam da ısız bir yöne bakıyordu. Kimsenin girmediği bir bahçeye. Biraz kırıcıydı. Ama önemi yoktu. oradan atlasam yada düşsem ölmem. Ama uzun süre boyunca müdahale edilmezse ölebilirim. Son bir kez  kendime baktım. Güzeldim ve mutluydum. Ama neden mutluydum bilmiyorum. En sonunda penceremden dışarı çıktım. Ucunda dururken sırtımı boşluğa döndüm ve son kez odama baktım. Posterlerim, oyuncaklarım, okuduğum ve okumadığım bir çok kitaplarım... Hepsi bana veda ediyordu. Bir elimi sarkıtıyordum, diğeriyle de tam el salarken " Elveda " dedim. Zarif ve güzel bir şekilde ölümümü gerçekleştirdim kendimce. Bir HİÇ olmayı kaldıramadım. Affedilmeyi başaramadım. Başım, gövdem, kollarım ve ayaklarımda ağır bir acı hissediyorum. Kollarımı zor da olsa üstümde kavuşturdum. Ayaklarımı zorlayarak birleştirdim. Odamın ışığına ve penceresine baktım. Sonra da o kapkara gök yüzünde, tam üstümde parlayan o yapayalnız yıldıza baktım.

Değdi mi peki bunların hepsi?

 SES : Buna değdi...

);)

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin