GİRİŞ

517 17 1
                                    

- İyi okumalar :)

________________________________________________________________________________

02/05/2009 İzmir-Karşıyaka

"Anne! Çorabımın teki nerede?" dedi küçük Asel. Odasını alt üst etmişti fakat çorabının tekini bulamamıştı. "Yine neyini kaybettin bakalım küçük hanım?" dedi annesi Sevim teyze.

Asel elindeki teki kayıp çorabını havaya kaldırıp "anne babamın yanına gideceğiz fakat en sevdiğim çorabımın teki yok" dedi. Neredeyse ağlayacaktı babası onun için çok değerliydi. Ne olursa olsun iyi veya kötü aklına her zaman babası gelirdi.

Sevim teyze küçük Asel'i kucağına alıp önüne düşen perçemlerini kulağının arkasına attı "peki benim miniğim dolabın üslerine bakabildin mi? Hani sinirlenince etrafa eşyalarını saçıyorsun ya annecim" Asel annesine kızgın ama bir o kadarda yumuşak ifadeyle baktı. Sinirlenince tatlı oluyordu "ama anne" dedi ki annesi Sevim teyze onu masasının raf kısmına kaldırdı.

Burası Asel için yüksekteydi ve küçük Asel yükseklikten korkardı, bebekliğinden beri tek korkusuydu 'YÜKSEKLİK' onun için kırmızı çizgiydi. "Bak bakalım çorabının eşi orada mı miniğim?" dedi Sevim teyze tatlı bir ses tonuyla.

Asel gözlerini sıkıca yumuştu, korktuğunda gözlerini yumar babasının yanında olmasını isterdi, babası onun görünmeyen kahramanıydı "bakamam" dedi küçük Asel, sesinde korku vardı.

Kapıdan cızırtı sesi gelince Sevim teyze abisinin geldiğini gördü "bak abinde geldi miniğim hadi yapabilirsin hem abinde görür" dedi bir umutla...

Küçük Asel gözlerini açıp abisine baktı gözleri dolmuştu korkudan "abicim neden ağlıyorsun? biz buradayız yapabilirsin korkunu yene bilirsin" dedi Gökalp abisi. Küçük Asel bir abisine birde annesine baktı ve gözünden bir yaş aktı, annesinin göğsüne sinip "yapamam" dedi tekrar.

Annesi daha fazla üzülmesini istemediği için Gökalp abisine başıyla çorabı almasını söyledi. Bunu anlayan Gökalp abisi sandalyeye çıkıp çorabının tekini aldı. Bir söz vardır 'bazı insanlar pelerin takmaz'. Asel televizyonda izlediği bir çizgi filimde vardı bu cümle

"Miniğim ağlama lütfen baban seni böyle görmek istemez" dedi Sevim teyze, iki evladına da kıyamazdı onun kırmızı çizgisiydi. Küçük Asel kafasını gömdüğü yerden kaldırıp göz yaşlarını sildi "babam üzülmesin" dedi ve abisine döndü "teşekkürler abicim" abisinin elindeki çorabı alıp ayağına giydi "rica ederim abicim" dedi abisi gülerek. Sesinde neşe vardı o da kardeşinin güldüğünü görünce sevinmişti.

"Hadi bakalım artık gidelim" dedi Sevim teyze ve Asel'in elini tutu "Gökalp halanlara söyle biz çıkıyoruz evde yokuz diye" Gökalp hemen kendisini evden atıp halasına haber vermeye gitti.

Aile apartmanın da oturuyorlardı. Birinin başına bir şey gelse diğeri onu kolluyordu.
Kısa süre sonra dışarıya çıkıp arabaya binmişlerdi.

Sevim teyze Asel'i arka koltuğa bindirip kemerini taktı ve yanağına buse kondurdu "şimdi sadece gülüyoruz tamam mı miniğim?" Asel cevap olarak gülerek başını salladı.

Sevim teyze de sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Dikiz aynasından etrafa bakındı Gökalp koşar adımlarla arabaya doğru geliyordu "geldim" dedi ve Asel'e dönüp elindeki sarı civcivi kaldırdı "bunu unutan birileri var sanırım?" Asel hemen abisinin elinden Sarı civcivini alıp "civcivim" dedi, bu civcivi ona babası hediye etmişti 4 yaş doğum günüsünde...

SARI CİVCİV (Askıda)Where stories live. Discover now