Olimpos'un Varisi

Bölüm 5: Eski Anılar

Bölüm 5: Eski Anılar

*Persophone bir anda buldu kendini, Ölüler'in Sarayında. Korkuya kapılı verdi, berbar bir durumda. Kaçırmıştı onu Hades, Ölülerin Lanetli Tanrısı. Nefretle doldu minik Tanrıça, simsiyah bu sarayda.*

YOSS CORAL

"Sakin olmalısın Amoria, o iyi." Dediğini duydum Luna'nın Amoria'ya. O güzel gri gözleri, Afrodit'in Süslü Varisi'nin mavi gözlerine şefkatle bakarken. Luna'yla arkadaş olmak istiyordum, güzel ve zeki bir kızdı, ama sebebi bu değildi. O gri gözleri bana birini anımsatıyordu. Adını anmak istemediğim, altın sarısı saçlarını onun gibi ören küçük bir kız çocuğunu. Zambak'ımı. Belki de bu yüzden onunla kavga etmek, tartışmak istiyordum. Bana miniğimi hatırlattığı için.

Ben onu ve Amoria'yı izlerken yaklaşan adım sesleri duydum, güçlü ve kuvvetli. Öfke dolu adımlar, bu adımlar Sky'ındı. "Ne yapıyorsun burada Coral?" diyen öfkeli sesi duyunca haklı çıktığım için sevindim. Yüzüme sinir bozucu bir sırıtma ekleyerek, "Seninkini izliyorum Caurelum." Dedim sinir bozucu bir sesle. Onu öfkelendirmek kolaydı, ve o Luna'ya aşık olduğumu sanıyordu, aptal.

"Ayağını denk al Coral, ve benim kızımdan uzak dur." Dedi tehdit eden bir sesle. Gülümseyerek ona döndüm, "Senin kızın mı? O seni seviyor mu Caurelum? Yada onun hakkında bir şeyler biliyor musun da onu sahiplenebiliyorsun? Mesela, 6 yaşındayken tam 47 adamı oka geçirip öldürdüğünü biliyor musun?" diyerek karşılık verdim imalı bir sesle.

Söylediklerim karşısında şok olmuş bir şekilde bana döndü, ağzından sadece fısıltı halinde tek bir sözcük döküldü, "Ne?"

Sırıtarak devam ettim, "Abisi onu korurken ölünce o da sağ kalan bütün adamları öldürmüş Caurelum. Zor kız, dikkatli olmalısın. Tanrıça Artemis aşık olabilecek bir kızı kendine Varis seçmez."

Son söylediğimde bir açık bulmuş gibi gülümsedi, "Tanrıça Artemis'i tanıyor musun ki böyle konuşabiliyorsun Coral?"

"Ah Caurelum, elbette ki tanıyorum." Dediğimde doğruyu söylediğime emin olması için sesimi olabildiğince doğal çıkarmaya çalışmıştım.

"Dalga geçme benimle Coral." Dedi sert bir sesle. Anlamıyordum, aşk denen duygu nasıl onu bu kadar salaklaştırabiliyordu? Neden ona yalan söyleyebileceğimi düşünüyordu? Dostum... Kızlar yanımızda bile değildi!

"Caurelum, Caurelum, beni fazla hafife alıyorsun. Styks Nehri üzerine yemin ederim ki Tanrıça Artemis ile konuştum."

Durdu, ciddi bir ifade ile yüzüme baktı. Styks Nehri üzerine yemin etmiştim, eğer sözümde durmazsam sonsuz bir keder beni bulacaktı. Styks Nehri, acıların nehriydi.

"Yoss, sana inanıyorum. Ama sebebi sana güvenmem falan değil, sana asla güvenmeyeceğim. Ama hüzünlüsün, Tanrıça Artemis ile konuştuğun şey aklına geldikçe üzülüyorsun. Bunun zambak dövmen ile bir bağlantısı olabilir mi?" dedi gerçekten üzgün bir sesle ve beni sinirlendirdi.

Zambak'ımdan ona neydi?

Sky'dan nefret ediyorum, lanet olasıca benim kadar yakışıklıydı ve giyim tarzımız çok benzerdi. İkimizde gömlek ve kot pantolon giymeyi seviyorduk. Dış görünüşümüz nerdeyse aynıydı, sadece onun gözleri gökyüzü mavisi iken benimkiler su yeşiliydi.

Bugün ise üzerimde beyaz bir gömlek ve su yeşili bir kot pantolon vardı. O ise lacivert bir gömlek ve kot pantolonu tercih etmişti.

Ona bu kadar benzememeliydim. Bu yanlıştı. Ben sadece deniz olmalıydım, başka bir şeye kapılmamalıydım.

Bir Apollon Kızı'na bu kadar takılmamalıydım.

"Bu seni ilgilendirmez Caurelum. Şimdi git ve kızınla ilgilen." Dedim kızım kelimesini kinayeli bir şekilde vurgulayarak.

Aradığı şeyi bulmuş gibi gülümsedi, "Senin de yaran bu Caurelum. Bir Zambak'a tutkunsun sen."

Yutkundum. Geçmedi. Sadece beraberinde mutlu anılarımı getirdi.

"Of Yoss, gerçekten bana bunu yapacak mısın?" diyen gri gözlü, gri saçlı erkek çocuğuna siyah saçlı bir çocuk karşılık verdi, "Evet, yapacağım Morning."

Çocuk düşündü, sonra sırıtarak, "Lily bunu duyarsa çok üzülür Yoss. O üzülsün mü?" dedi yapmacık bir endişeyle. Yeşil gözlü çocuk kızgınlıkla soludu, "Sen nasıl bir abisin böyle? Lily senin kardeşin benim değil."

Cümlesini bitirmişti ki gri saçlı çocuğun yürümeye başladığını fark etti, hemen yanına koştu. "Tamam Mor! Ama sadece Lily için..." diye mırıldandı.

"Bir Zambak'a tutkunsun sen Yoss. Hadi ama dostum, gerçekten benim kardeşimden başkasını bulamadın mı?" diyen çocuğa karşı artık kendini tutamadı ve omzuna bir yumruk indirdi. Gri saçlı çocuk kaçmaya başladı ama yollarına çıkan sarı saçları iki yandan balıksırtı örülmüş bir kız çocuğu onlara engel oldu.

"Abi, Yoss, neler oluyor? Niye kaçıyorsunuz, oyun mu oynuyorsunuz?" dediğinde gri saçlı çocuk ağzını açtı ama yeşil gözlünün bakışlarını görüp sustu. Onun yerine su yeşili gözlere sahip çocuk, "Hayır Minik Zambak'ım, sadece abinle biraz koşuyorduk, spor yapasımız geldi. Ama sen yorulursun." Dedi kızan bir sesle. Kendi de 6 yaşındaydı, sarışın kızda. Ama her zaman onun abisi gibi davranırdı, aslına abisi ile arasına 2 yaş vardı ama olsundu. O Yoss'du, onlardan daha güçlü olabilirdi. Ne olursa olsun Minik Zambak'ını korurdu.

Kız çocuğu gülümsedi ve iki çocuğun elini tuttu. Gülümseyerek, "Annemler bizi bekliyor," dedi ama sonra dudaklarını büzerek, "Yoss, senin de gitmen gerekiyormuş. Ne zaman geleceksin?" diye sordu hüzünlü bir sesle. Yeşil gözlü çocuk gülümsedi, "Sen beni özlediğinde Minik Zambak'ım." Dedi ve sarışın kız hemen gülümsedi. Sol yanağından çocuğu öptü ve kızararak köye doğru koşmaya başladı. İki çocuk arkasından gülümsüyordu. Yeşil gözlü olan birkaç dakika sonra konuştu, "Haklısın Morning. Bir Zambak'a tutkunum ben."

Sky sessiz bir şekilde girdiğim transtan çıkmamı bekliyordu. Ancak nefes sesleri yeniden düzelmemi sağlamıştı. Gözlerim dolu doluydu, hissedebiliyordum. Gözlerim istemsizce bileğimdeki bilekliğe ve kolumdaki zambak dövmesine takıldı. Sol gözümden bir yaş düştü, önce kirpiklerime, oradan ise yanağıma. Onun öptüğü yere, Minik Zambak'ımın öptüğü yere.

İlk göz yaşı soldan düşerse acıdandır, derler. Bu benim için geçerli değildi. Sol demek, o demekti. Sol gözyaşı, onun öptüğü yere gelirdi.

Minik Zambak'ımı bulacaktım, nasıl olacaktı bilmiyordum ama o benim miniğimdi. 

Bana geri gelirdi, o güzel kül gözlerindeki ışığı benden gizlemezdi.