5

118K 2.9K 1K
                                    


Saniyesinde geri çekildiğimde şok içinde ona bakıyordum.

"Ne yapıyorsunuz siz!" Tabiri caizse mal gibi kalmıştım.

"Irmak ben... Ben gerçekten özür dilerim." Hızlıca benden uzaklaştığında elleriyle yüzünü sıvazlıyordu. "Kendimi kaybettim."

Ben resmen taş kesilmiştim. Kımıldayamıyordum. O ise benden en uzak köşede mırıldanarak özürler diliyordu.

Bir şey demeden çıktım odadan. Ne tepki vereceğimi şaşırmıştım.

📏📏📏

Okul bitmiş, eve gelmiştim. Bugün girdiğim derslerden hiçbir şey anlamamıştım. Aklımdan Erdem hoca çıkmıyordu.

Yakışıklıydı, bir sürü kızı hayran bırakacak bir vücudu vardı. 25 Yaşındaydı. Çoğu öğrenci çekinirdi ondan. Öyle çok tatlı bir öğretmen olduğu söylenemezdi.

Kafayı yememe çok az kalmıştı. Tek yapabileceğim şey bu olayı hiç yaşamamış gibi davranmak olmalıydı. O değilde bu adam beni niye öptü?

İşte bu kısmı düşünürsem gerçekten delirirdim. Günümün böyle sonlanacığını düşünmezdim.

Peki bu olayı sevgilime anlatmalı mıydım?
Hızlıca kafamı iki yana salladım. Murat'a bile anlatmayacağım bir olaydı.

Saate baktığımda gece 10 olduğunu gördüm. Bu ara Eren ile çok fazla konuşamamıştık. Rehbere girdim ve onu aradım.

"Alo?" Eren konuştuğunda arkasından gelen müzik sesi ile kaşlarımı çattım.

"Partide misin?" Dan diye sorduğum soruya "Evet Naz'ın doğum günü partisi." Diye cevap verdi.

Bugün yaşadığım şeyler yetmez mi Allah'ım?

Naz'ın Eren'e aşık olduğunu herkes bilirdi. Eren de bilmesine rağmen nasıl gitmişti? Gittiyse bile haber verebilirdi.

"İyi eğlenceler." Diyip hızlıca yüzüne kapattım. Bugün gerçekten iğrenç ötesi bir gün olmuştu.

Bir an önce uyuyuyp bugünden kurtulmak istiyordum.

📏📏📏

"Çıkarın kitapları gençler."

Malum olay yaşanalı 2 gün olmuştu. O olaydan sonra girdiğim ilk matematik dersiydi. Dünde dersimiz olmasına rağmen cesaret edip girememiştim.

12. Sınıfın sayısal bölümündeydim. Diş hekimliği istiyordum.

Hoca dersi anlatırken arada gözlerimizi kesişiyordu ama ikimizde hemen kaçırıyorduk.

İki ders bitmiş tenefüse girmiştik.

"Irmak iyi misin? Bugün baya moralin bozuk gözüküyor." Murat'ın endişeli sesi ile ona gülümseyip "İyiyim sadece yorgunum." Dedim.

"Hadi kantine gidelim." Dediğinde kabul ettim.

Okulumuzun kantininde nakit geçmiyordu. Herkese özel kantin kartı veriliyordu.

Murat muzlu süt aldığında sıra bana gelmişti. Bir tane çikolata aldığımda kartı verdim. Yetersiz bakiye sesi ile kantinci ablayla ufak bir bakışma yaşadık.

Murat kendi kartını uzattığında ondan da yetersiz bakiye sesi duyuldu.

"Kalsın abla." Diyip gidecekken bir anda iri bir beden kantinciye kartı uzattı. "Bir su birde şu çikolata."

Erdem hocayı görmemle sertçe yutkundum. Para ödendiğinde çikolatayı alıp bana verdi.

Gözlerimi yüzüne çevirmeden elindekini aldım ve "teşekkürler hocam." Diye mırıldandım.

Murat ile birlikte tekrar yukarı, sınıfa çıktık. Tam sırama oturup çikolatamı yerken yanıma Eren geldi.

Allah'ım sizi bana sırayla mı gönderiyorlar?

"Biraz konuşalım mı Irmak?"

Çikolatamsan bir ısırık daha aldım.

"Yok konuşmayalım." Meydan okurcasına gözlerine baktığımda yutkundu. Tepkimde sonuma kadar haklıydım.

Bir şey demeden gittiğinde Murat kaşlarını çattı.

"Noluyor la?"

Müthiş Ankara şivesi ile sorusunu sorduğunda omuz silktim. Sadece çikolata yiyip sonsuza kadar konuşmak istemiyordum.

📏📏📏

Kitap hakkındaki yorumlarınızı alabilir miyim?

Matematik Hocam /+18/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin