Bazen bazı anlardan ölümüne kaçardınız. Yüzleşmeniz gerektiğini bildiğiniz halde bu yüzleşmeyi elinizden geldiğince ertelemeye çalışırdınız. Çünkü sonuçlarından korkardınız.
Yoongi de saçlarını yıkama bahanesiyle yukarı kaçıp, Jungkook kapıyı çalana kadar üst katta saklandığı zaman sadece sonuçlardan kaçmaya çalışıyordu. Sonuç belliydi ve buna çoktan alışmaya başlamıştı ama yine de ölesiye korkuyordu o sonuçtan. Ertelemek için elinden geleni yapıyordu çünkü o sonucun kalbini acımasızca yarıp onu akan kanların arasında bırakacağını biliyordu.
Kapıyı Hoseok açtığında Yoongi merdivenlerden iniyordu. Jungkook'a az önce yaptığı şey yüzünden ters bir bakış atarak piyanoya doğru ilerledi tepki vermeden. Hoseok, Jungkook'un korkmuş suratıyla eğlenerek salondaki koltuğa kurulduğunda küçük olan bir an ne yapacağını bilemeden girişte. Ardından korkanın çocuğu olmaz ideolojisine sonuna kadar bağlı biri olduğuna karar vererek Yoongi'nin yanına yerleşti.
Yoongi önceki ders yaptıkları alıştırmalardan birini gösterip onu tekrarlayıp hatırlamasını istediğinde Hoseok onları izliyordu. Eşini daha önce defalarca kez ders verirken görmüştü. Aslında öğretmen değil, bir müzisyendi ancak parasal açıdan sıkıştığında birçok kez ders vermişliği olmuştu.
Jungkook alıştırmayı tekrarlarken Hoseok koltuktan kalkıp yanlarındaki koltuğa oturdu yakından izlemek için. Aslında amacı gerçekten sadece izlemekti ancak Jungkook'un Yoongi'ye çaktırmadan ona saçma sapan yüz ifadeleri yapması içindeki çocuğu tetiklemiş, ona karşılık verip güldürerek pratik yaptığı melodiyi karıştırmasını sağlamıştı ve bu da eşinden ters bir bakış kazandırmıştı ona.
"Öğrencimin dikkatini dağıtırken ona nasıl bir şeyler öğretmemi bekliyorsun?"
Hoseok sırıtarak omuzlarını silkti. Aralarında hiçbir sorun yokmuş gibi davranmak onun en sevdiği aktiviteydi. Ne zaman tartışsalar birkaç dakika içinde Hoseok her zamanki neşeli haline dönerdi ve bu Yoongi'yi çileden çıkarırdı çünkü umursamıyormuş gibi hissettirirdi ona.
Ama Hoseok yeni fark ediyordu ki aslında Yoongi'nin yanında tüm duygularını ortaya serebilecek kadar rahat hissetmiyordu kendini. Oysa onun en yakını Yoongi değil miydi? Bu farkındalık onu devirebilecek büyüklükte bir dalga olarak ona çarptığında canı yanmıştı. O anda en yakınını kaybetmiş gibi hissetmişti.
"Bir saattir çaldığı şeyi karıştırması gerçekten benim suçum mu? Bence öğrencini suçlamalısın."
Jungkook öğretmeninin sinirini ona yöneltmesinden korkarak gözlerini irileştirdi ama Yoongi'nin tüm dikkati hala eşindeydi. Buna güvenerek sessiz kalıp melodiyi tekrarlamaya devam etti.
"Öğrencim senin yakınlarda olmadığın derste bunu gayet iyi çalıyordu. Kesinlikle dikkat dağıtıcı bir unsursun şu anda."
"Bu çok seksi olduğumu kabul ettiğin anlamına mı geliyor? Haklısın kesinlikle dikkat dağıtacak kadar seksiyim."
"Egonu etrafa saçmayı yan odada yaparsan eğer saatimiz dolmadan öğrencime faydalı birkaç bilgi aktarmayı umuyorum."
Hoseok sırıtarak onların dalaşmalarından yakaladığı açık ile piyanonun rastgele tuşlarına basarak kendi kendine saçma sapan melodiler oluşturmaya çalışan Jungkook'u gösterdi. "Bu öğrenciden mi bahsediyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
night like this
FanfictionTutkulu bir ilişki sürdüren Namjoon ve Seokjin çifti, onların tek kavgalarının sebepleri olan oğulları Jungkook ve Jimin.