KRAL 'IN İSTEĞİ

13 5 3
                                    

Athena o gün Medusa'ya bakan herkesi lanetledi, ardından da o ve kardeşlerini tapınaktan sürgün etti.

O günden sonra Medusa ve iki kardeşi başka bir diyarda bir mağarada erkeklerden ve insanlardan nefret ederek yaşamaya başladı. Öyle ki hiçbir insanoğlunun gelmeye cesaret edemeyeceği bir dağın en üstündeki karanlık bir mağarada kendilerini sonsuzluğa hapsettiler.

Bambaşka bir yerde Persues adlı bir gencin annesi bir kralla evlenecekti ve kral Persues'ten kurtulmak için şahane bir plan yaptı.

'Persues !' dedi bir gün genç adama ardından ekledi 'her ne kadar beni baban kabul etmesen de ben seni oğlum kabul ediyorum ve senden bir şey istiyorum.' Persues onu sevmeyebilirdi ama annesine tapıyordu.

'nedir?' dedi Persues merakla 'senin gibi bir kral benden ne isteyebilir?' dedi küçümseyerek.

Kral gülümsedi . 

' biliyorsun ki artık çevik ve genç değilim. Eski halimden eser yok. Ama annen en güzel hediyeyi hak ediyor.' durdu 'düğün hediyesi olarak ona Medusa'nın başını getirir misin?'

'iyi de o sadece bir efsane !' dedi Persues

'unutma evlat hiçbir efsane yalan değildir. Gerçeklerle harmanlanmış öykülerdir ve duyduğuma göre Medusa'nın başı sonsuz güzelliği de getiriyormuş. Annenin buna çok sevineceğinden eminim.'

'pekala eğer gerçekse onu bulacağım!' dedi Persues.

'bulucağına eminim' dedi kral minnetle.

o günün sonlarına doğru Persues saraydan ayrıldı. Bulması gereken bir yaratık vardı ve düğüne çok az kalmıştı. Birkaç kasabada gezdi ama kimse Medusa'nın nerede olduğunu bilmiyordu. Ama bir gün onunla karşılaştı Prometheus'la.

Uzun bir patikadan iniyordu, karşısında ise bir atı üzerinde son derece büyük duran bir adam vardı. Yaklaştıkça anladı kim olduğunu. Adam yanından tam geçerken başıyla selam verince ise tüm cesaretini toplayıp konuştu onunla.

'inanamıyorum sensin sen Prometheus'sun' dedi gözleriyle onu süzerken. Efsanelerde o kadar betimlemesi yapılmıştı ki onu gören birinin tanımama imkanı yoktu.

'evet-evet sen beni biliyorsun ' dedi Prometheus hafif şaşırarak 'ama ben seni tanımıyorum' dedi Titan ' kimsin sen?'

'Ben Persues uzaklarda artık yaşamayan bir kralın oğluyum. Kim olduğumun bir önemi yok' dedi.

Prometheus atından atladı. 'her zaman kim olduğunun önemi vardır Persues. ' dedi gülümseyerek. Sonra yerde kocaman bir ateş yaktı . 'Ve hikayeni dinlemek isterim'

Persues attan atladı Prometheus'la konuşma şerefine erişeceği için çok heyecanlanmıştı. Ve öyle de oldu o gece sabaha kadar  Prometheus ile sohbet ettiler.

'peki' dedi Prometheus güneşin doğmasına yakın 'bu yoldan nereye gidiyordun?' dedi ormana bakarak.

'aslında Medusa'yı arıyordum.' dedi Persues.

'Medusa mı?' dedi Prometheus şaşkınlıkla 'onun artık tapınakta yaşamadığını biliyor musun? Tüm insanlar biliyor mu?' dedi 

'Medusa gerçek mi?'

'evet dünyanın en güzel kadını.' dedi titan 'yüzü o kadar güzel ki bir bakan yine bakmak için bahane arar.' sonra güldü ve düzeltti 'arardı demek istedim, artık bir canavar. Uzun zaman önce dünyaya sürgün edildi.'

'peki nerede?' dedi Persues.

'onunla ne işin var?' dedi titan

'sadece görmek istiyorum yerini biliyor musun?' dedi Persues yalan söyleyerek. Eğer kafasını alacağını söylerse yerini söylemez diye düşünmüştü.

'hayır' dedi titan 'ama mutlaka bilen bir kahin çıkar. Pes etme devam et.' dedi ayağa kalkarken. Sonra ona baktı 'benim gitmem lazım sohbetin çok güzeldi.'

'seninde Teus' dedi Persues 'belki bir gün yine karşılaşırız' dedi umutla. Prometheus ise cevapsız bıraktı ve atına atlayıp hızla oradan ayrıldı.

Persues de biraz sonra kalkıp yoluna devam etti, kasabaya varana kadar da durmadı...


MEDUSA'NIN LANETI Where stories live. Discover now