Bölüm 2

8K 195 62
                                    


Yorumlarınızı eksik etmeyin tepkilerinizi merak ediyorum

Bu arada önceki etüt sahnesi Devranın dershaneye gelmesinden bir hafta sonraydı

O bir haftayı kapsamlıca anlatmak istemedim

İyi okumalar bebeklerim

« buradasın benimlesin »

Arabanın klimasından üfleyen sıcak hava kısa sürede beni ısıtmıştı. Arabanın sıcaklığı iyice uykumu getirmiş ve mayıştırmıştı. Bindiğimizden beri ikimiz de tek kelime etmemiştik. Başta kabul etmeyecek gibi olsam da biraz da emrivaki ile arabasına binmemi sağlamıştı. Neyseki yol çok da uzun değildi. Uykumun gelmemesi için radyoya uzanmadan önce ona baktım.

"Açabilirsin," dedi tok bir sesle. Klasik bir müzik duyulduğunda hemen değiştirdim, evren de uyumamı istiyordu sanırım. Yavaş ritimli bir yabancı şarkıda durduğumda saati de üstte görmüştüm. 8'i biraz geçmişti.

Evde beni bekleyen bir ailem olsaydı şimdiye aramışlar ve nerede kaldığımı sormuşlardı. İkisi de Yunanistan'da işlerinin başındaydı. Bazen, hatta çoğu zaman Türkiye'de hâlâ bir kızları olduğunu unutuyorlardı. Alışmıştım.

Devran "Daldın yine düşüncelere?" diye sorarken kafamı koltuğa yaslamış ön camdan dışarıyı seyrediyordum. Başımı ona doğru çevirdim. Kapandı kapanacak gözlerimi fark etmiş olmalı ki yumuşak bir ifadeyle tebessüm etti. Son duyduğum, "Ah Irmak, ah küçük kız," demesiydi.

Gözlerimin aralanmasıyla "Şş, bir şey yok bebeğim," sesini duydum. Kafamın sert bir göğse yatırıldığını ve bedenimin havalandığını hissettim. Gözlerimi açamıyordum resmen, bilincim yerinde değildi. O yürümeye devam ederken kucağında daha da küçüldüm ve göğsüne sırnaştım.

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanırken yatakta iyice gerildim ve kocaman esnedim. Yatakta doğrulurken evimden başka bir yerde olmanın farkındalığıyla kalbim korkuyla çarptı. Çığlık atacakken kendimi tuttum. En son arabada Devran yanımdaydı. Olabilir mi diye düşündüm, gerçekten uyanamamış ve onun beni kendi evine getirmesine sebep olmuş muydum?

Avcumu alnıma vurmak istedim, nasıl bir salaktım ben.

Hızlıca ayağa kalktım ve üzerime baktım. Sadece altımdaki pantolonum gri bir eşofmanla değiştirilmişti. Bir dakika, ne demek değiştirilmiş? Lütfen düşündüğüm şey olmasın! Ben kocaman olmuş gözlerle yere bakarken kapı açıldı ve içeri Devran girdi. Gülümseyen yüzüne ayrı bir şaşırdım, nereden geliyor bu rahatlık yani.

"Günaydın asi kız," dedi sönmeyen gülümsemesiyle. "Uyanmışsın bakıyorum."

Yok canım uyuyorum ben hala. Sinirle soludum. "Beni neden evine getirdin?" Evet fazla asice söylemiştim ama haklıydım. Kollarını göğsünde birleştirdi.

Göğsüne başımı yaslamış kabanımı ve atkımı çıkarmasını seyrediyordum. Bir eliyle belimden beni desteklerken bir eliyle onları askılığa asıyordu. Aklıma dolan anılarla sertçe yutkundum.

"Dershanenin başlamasına 1 saat var. Kahvaltı hazır, istersen yiyip birlikte geçelim." Derken odadan çıkmaya yönelmişti. Hiddetle "İstemiyorum!" dediğimde ise "Aşağıda bekliyorum," demiş ve odadan çıkmıştı.

O çıktığında "O zaman neden soruyorsun ya?" diye bağırarak beni duyduğundan emin olmuş ve uyurken dağıttığım yatağı bir kez daha dağıtmıştım. Sabah sabah atmıştı tepem. Ne olurdu sanki uyandırıp evimi sorsaydı, dünden razıymış gelmeme.

Komodinin üzerine bırakılmış çantamdan telefonumu bulup kontrol etmek için açtım. 0 mesaj, 0 arama. Hayal kırıklığıyla sıkışan kalbime ağırlık çöktü sandım. Benim için endişelenecek kimsem yoktu. Neden kimin evinde olduğumu sorun ediyordum ki, beni önemseyen yoktu. Arayıp soran da yoktu.

YASAK +18Where stories live. Discover now