17

7.3K 584 129
                                    

"He is my everything And more than that"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"He is my everything
And more than that"

✮ ✮ ✮


Bugün Jin'in günlerdir hazırlık yaptığı o gün; namjoonun doğum günüydü. Günlerdir heyecanla bu güne hazırlık yapıyordu. Ve bütün o uğraşlarına da değmişti. Teknenin her yeri ışıl ışıldı.

Tekneyi yeşil ve mavi karışımı loş bir ışık aydınlatıyordu İçeri kısmın bir tarafı boydan boya bir masa kaplıydı. Üzerinde yemekler ve bir sürü değişik içkiler vardı. Tekne iki katkıydı alt katında odalar bulunuyordu. Üst katına ise uzun yüksek masalar konulmuştu.

Teknenin tam girişinde kocaman bir pankart vardı. "İyi ki doğdun sevgilim" yazıyordu. Teknenin en üst kısmında ise şarkıları ile eğlendiren bir dj vardı. Tekne çoktan dolmuştu ama hâlâ beklenilen ikili gelmemişti. Jungkook bu satte kadar namjoonu oyalamakla görevliydi

Dakikalar sonra Jin heyecanla yerinde zıpladığında geldiklerini anlamıştım. Bakışlarımı Jin'in baktığı yere çevirdiğimde nefesim kesildi. Bu mecazi bir anlamda değildi gerçekten nefes alabildiğimi hissetmiyordum.

Jungkook nefes kesici gözüküyordu. Üzerinde ona çokça yakıştırdığım boğazlı kazaklardan biri vardı.Altında ise deri bir pantolon ve ince belini daha da ortaya çıkaran bir kemer. Baştan aşağıya siyah olmasına rağmen parlıyordu.

Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Namjoonun gelişi adına havai fişekler patlatılmış herkes alkışlamaya başlamıştı. Ama ben donup kalmış gibiydim. Tek yaptığım şey jungkook incelemekti. Kazağı kollarını sarmış ve ve kaslarını iyice ortaya sermişti. Göğsü ise taş gibi sert duruyordu. Saçlarını kenara doğru yatırmıştı. Boğazına kadar uzanan kazak çene hattını daha keskin gösteriyordu.

Yutkunarak zar zor bakışlarımı ondan çektim. Göğsüm verdiğim nefesle rahatlarken kendimi toparlayarak namjoona sarıldım. Herkes tek tek namjoonu tebrik ederken. Pasta kesilmiş ve asıl eğlence başlamıştı. Dj kendi kafasına göre birşeyler çalmaya başladığında herkes dans etmeye başlamıştı.

Tekne yavaş yavaş denize doğru açılıyordu. Açıkçası biraz korkuyordum çünkü akşamdı ve deniz pek görünmüyordu ve dans eden insanlar yüzünden tekne daha çok sallanıyordu bu da her an düşecek hissi veriyordu.

Önümdeki pastayı yemeğe devam ederken üzerimdeki bakışları umursamamaya çalışıyordum. Eğer ki umursarsam bir dakika bile düşünmeden ona doğru çekileceğimi biliyordum.

"Pastayı bu kadar sevdiğini biliyordum?" Yanımdaki hajun konuştuğunda ağzımdaki lokmayı yutup omuz silktim. Kulaklarımı onun sesini doldurduğunda başımı ona doğru çevirdim.

"Sen onun hakkında ne biliyorsun ki?" Dedi kaşlarını çatarak. Bu ifadesini biliyordum. Bu ifade ilerde hiç iyi şeyler olmayacağının işaretiydi.

just fri(end)sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin