İLK KARŞILAŞMA

49 21 18
                                    

Her şeyin başladığı bir gün vardır ya mutluluğa giden bir yol yada ölüme götüren bir yol peki ya ölüme giden yolda sevdikleriniz varsa işte o zaman işler değişir.

Gece

Oturmuş Babam ve üvey annemin dediklerini düşünüyordum babam annemin ölümünden 2 ay geçmeden evlenmesi yetmezmiş gibi üvey Annem in lafı ile beni Amerika'ya yatılı bir okula gönderiyor eşyalarım hazırdı biraz okulu araştırmak istiyordum.

Yatağa oturup telefonumu aldım okulun adını yazdım okulun adı bile saçma Gizem okulu diye isim mi olur isimi girince hiç bir şey çıkmamıştı neden çıkmadı acaba üstünde kafamı yormak istemedim telefonu masaya bırakıp kendimi rahat bir uykunun kolarına bıraktım.

Saat 08:00

Alarmın sesi ile derin uykumdan uyanmayı başardım. Yataktan kalkıp banyoya yürüdüm kısa bir duş alıp çıktım. Akşam ayarladığım kıyafetleri üzerime geçirdim hazırlanıp son kere boy aynasından kendime baktım giydiğim beyaz tişört ve kot tulum üstümde güzel durmuştu kahve saçlarımı dağınık topuz yapmıştım yüzüme makyaj yapmamıştım kahve gözlerim her zamankinden daha yorgun duruyordu yüzüme yakışan bir buruna sahip olduğum için şanslıydım son olarak dolgun dudaklarıma lipbalm sürdüm siyah kol çantama telefonumu bırakıp koluma taktım bavulumu alıp aşağı indim.

Üvey anneme kısa bir bakış atıp Babama döndüm her zaman ki gibi gözünde tek bir mutsuzluk yoktu sevgi kırıntısı bile yoktu. Hiç bir şey demeden beyaz ayakkabılarımı giydim babamın sesi ile arkama döndüm. "Her ay para göndericem sakın başını belaya sokmaya kalkışma birde seninle uğraşamam." Benim paraya değil senin sevgine ihtiyacım var Baba diyemedim desem ne değişecek ki. Kafamı salayıp dışarı çıktım havalimanı yakın olduğu için yürümeye karar verdim. Havalimanına gelince dönüp arkama baktım artık buraya dönmek bile istemiyordum. Hızlıca yürüyüp içeri girdim.

Başımı uçağın camına yaslayıp uçağın kalkış yapmasını bekliyordum. bir süre sonra yanıma gelen hostes'i görünce kafamı kaldırdım. Hostes sarı saçlarını yukarıdan toplamıştı mavi gözlerini arka planda bırakan gözlükleri ile orta yaşlı duruyordu kemerli burunu yüzüne yakışıyordu hafif dolgun dudaklarına pembe bir ruj sürmüştü giydiği mor kıyafeti ile iyi görünüyordu."kemerlerinizi takın lütfen birazdan kalkış yapıcaz" dedikten sonra yanımdan ayrıldı kemerimi taktıktan sonra kulaklığımı takıp gözlerimi kapatım.

Koluma dokunan el ile gözlerimi açtım yine aynı hostes ti kulaklığımı çıkartım onu dinlemeye başladım. "Birazdan iniş yapıcaz Efendim kemerlerinizi kontrol edin lütfen" diyip diğer yolcuları uyarmaya devam eti uyduğum için kemeri açmayı unutmuştum. Bir süre sonra uçak iniş yapmıştı uçaktan inimiş etrafıma bakıyordum sözde halam beni alıp okula bırakacaktı ama halla yoktu. Halamın sesini duyunca arkama döndüm sonunda gelmişti hiç değişmemişti siyah saçlarını aşağıdan toplamıştı yılardır taktığı o gözlük gözündeydi siyah çiçekli uzun bir elbise giymişti. "Gece çok işim var seni hemen okula bırakıp gitmeliyim acele edelim." Diyip hemen yürümeye başlamıştı insan bir hoş geldin der ama nerde anca nefret etsinler sevmesinde zaten ondan gelecek sevgiden de hayır gelmez arabanın kapısını açıp öne bindi bende bavulumu arkaya bırakıp arabaya bindim.

Bir süre sonra GİZEM OKULU tabelasını gördüm okulu görünce içim ürpermişti neden dir bilmiyorum ama korkutucu gelmişti. Araba durunca arabadan indim bavulumu alıp halam ile okulun girişine doğru yürüdük görevliler ile konuşup yanıma gelmişti."hadi geç içeri sana odanı göstericekler." Diyip gitmişti şaka gibi görevlilerden en genci yanıma gelip konuşmaya başlayınca başımı kaldırdım hayı hayır ben kısa değilim onlar fazla uzun."odan 3. Katta orda ki görevliler sana yardımcı olur" diyip gitmişti okula girince şaşırmıştım içerisi gayet güzeldi. merdivenlere doğru yürümeye başladım tek başıma asansöre binmeye korkuyordum gerçi biri olsada korkuyorum ama sorun değil.

3. Katta gelince görevlilerden birine odamı sormuştum neyseki ingilizce biliyordum orta okuldaki hocam sağ olsun dersini sevdiğim için her gün ingilizce çalışırdım. Bana odamı gösterdikten sonra yerine geri döndü odaya girdiğimde çok şaşırdım. Nasıl yani ben tek mi kalacaktım burda normalde bir kaç kişinin daha olması gerekmiyormuydu? Açıkçası buna sevinmiştim biri ile odamı paylaşmak istemiyordum. Hemen eşyalarımı yerleştirip okulu gezmak istiyordum.

Sonunda eşyalarımı yerleştirmiştim telefonumu cebime atıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde fazla kişi yoktu hem erkeklerin hem de kızların kaldığı bir okul olduğu için sevgili olanlar vardı. Çiçekler ile dolu bahçeyi görünce oraya doğru yürüdüm çök güzel gözüküyordu. Sesler ile arkamı döndüm neden bu kadar çok bağırıyor bunlar hepsinin baktığı yöne doğru bakınca 3 erkeğe baktıklarını gördüm en önde duran çok yakışıklıydı kahve saçları uykudan yeni uyanmış gibi duruyordu gözleri keskin bakıyordu boyu baya uzun du yanındakiler de bir o kadar yakışıklıydılar el ele tutuşan çifte bakınca kızın da onlara baktığını gördüm sevgilisi sinirli duruyordu haklı yani sevgiline bak onlara niye bakıyorsun ki tabi bakılmiyacak gibide değiler ki ama neye bağırıyor bunlar hiçmi yakışıklı erkek görmedi bunlar onlara doğru yürüdüğümde konuşmalarını duydum. "Dün olanları duydunmu okula girmeye çalışanlar olmuş kameraları etkisiz hale getirmişler görevlileride baya dövmüşlerdi sizce onlar mı yaptı" neden bağırdıkları anlaşıldı onlardan şüphe ediyorlardı.
Onları dinlemeyi bırakıp çardağa oturdum.

buraya doğru geldiklerini görünce biraz korkmuştum açıkçası üçü aynı anda oturunca biraz yana kaydım karışıma oturan çocuk konuşunca başımı ona çevirdim. "Korkma insan yemiyoruz" dediğinde diğer ikisi gülmeye başladı ne yani ben insan yiyorsunuz mu dedim. "Korkmadım niye korkayım sizden"diye cevapladığımda dudakları yukarı kıvrıldı. "Beli oluyor biz gelince yanakların niye kızardı." Dediğinde afaladım hemen elimi yanaklarıma bastırdım. "Kızarmışmı" hayır ya yanaklarım korkunca heycanlanınca yada utanınca hep kızarırdı. Yanıma oturan çocuk konuşmaya başlayınca elimi yanaklarımdan çektim. "Merak etme çok kızarmamış bu arada ben Edwin" diyip elini uzatmıştı gülümseyip elini sıktım. "Bende Gece" dediğimde biraz şaşırmışlardı ismimi değişik buldular büyük ihtimal.
Edwin' nin karşısın oturan çocukta elini uzatıp. "Bende David" demişti onun da elini sıkınca karşımda oturan keskin bakışlı çocuğa baktığımda. "Alex"demişti insan bir elini uzatır diye içimden geçirdim birden elini uzatınca şaşırmıştım açıkçası elimi uzatıp elini sıkmıştım. "Memnun oldum kırmızı yanak" demişti ne dedi o kırmızı yanak mı döverim ben bunu boyu uzun olabilir kasları da olabilir yakışıklıda olabilir niye övüyorum ben bunu neyse ne döverim ters ters baktığımda dudakları kıvrılmıştı. Gıcık ne olacak birden David Hayır diye bağırınca ona baktık Alex denen Gıcık "Noldu" diyince ona dönüp kulağına yaklaşıp bir şeyler söylemişti Alex'in gözleri beni bulunca birden kaşları çatılmıştı kaçsam mı acaba Alex "sakın başkasının yanında bize bu isimler ile hitap etme" demişti iyide neden ne var isimlerinde. "Neden" diye sorduğumda sinirlice baktı ben ne yaptım şimdi. "Seni ilgilendirmez" niye bu kadar kaba bu. "Ne diye hitap edicem" dediğimde gözleri üzerimde gezindi."Tanımıyormuş gibi yaparsın"
Dediğinde "Tamam" diyip kalkmıştım ne biçim tipler bunlar. Çiçekler ile dolu bahçeye doğru tekrar yürüdüğümde birinin Gece dediğini duydum sesin geldiği yöne baktığımda bana doğru gelen Edwin'i gördüm neden geliyordu bu şimdi...

Bölümü nasıl buldunuz?

Sizce Edwin Gece'ye ne diyecek?

Sizce Gece nasıl biri?

Oy verip yorum yapmayı unutmayın İyi okumalar:)

GİZEM OKULUWhere stories live. Discover now