3. BÖLÜM

20 2 5
                                    

"Sakinim. Sakinim. Sakinim... Huhhh... Tamam, olabilir böyle şeyler. Dünyanın sonu değil ya. Ayrıca bir daha mı geleceğiz dünyaya be!"

İçim içime sığmıyormuş gibi hissediyordum. Çocuğa resmen evlenelim demiştim ya. EVLENELİM!

Ben salak mıyım acaba? Bu iş olmaz böyle. Erkenden teşhis koyarsam daha iyi. Erken teşhis hayat kurtarır sonuçta değil mi?

Gelen bildirim sesiyle nefesimi tuttum. Keşke bir daha bırakamasam o nefesi diye düşündüm. Telefonum sanki düşmanımmış gibi yavaş yavaş yaklaştım.

"Ne yazdı ki acaba? Bakmadan nereden bileceksin Nisan?" Kendimi zorbalamada elime su dökemezdiniz. En iyi olduğum konudur.

"Of yeter ya! O da devam ettirdi sonuçta. O bana rezil olmuyor da ben ona mı oluyorum?" Kendi kendime hırslanmada da çok iyiydim. Zaten bir de koç burcuydum o yüzden hırs gelince kendimi zorbalamayı bırakın, mükemmelim diye yere göğe sığdıramazdım kendimi. Zaten mükemmelim de, neyse.

atls.aksy: Görüldü atmanı utanmana bağlıyorum.

atls.aksy: Hem gerilmene de gerek yok,

atls.aksy: Nikah tarihini baya zaman sonraya aldım ;)

Dalga mı geçiyorsun canım? Valla şu konuların dersi olsa çalışırdım ya. Kitaplarda böyle olmuyordu hocam. Niye kandırıyorsunuz biz masum okurları?

karaer.nisan: Utanmadım şaşırdım sadece

karaer.nisan: Çok bir ani geldi de

atls.aksy: Bir dahakilerde önceden haber veririm ben sana o zaman, olur mu?

karaer.nisan: Olur.

karaer.nisan: Teşekkür ederim.

atls.aksy: Rica ederim, ne demek.

O noktalama işaretleri koyuyor diye ben de koymuştum ama böyle çok ciddi hissediyordum ben. Konfor alanım noktalama işaretlerinin olmadığı mesajlaşmalar olabilirdi hatta.

karaer.nisan: Ya bir şey istesem senden olur mu?

atls.aksy: Her şeyi isteyebilirsin benden Nisan, ben de dahil her şeyi...

Şimdi ben bu cümleden sonra nasıl böyle saçma bir şey isteyim? İsteyemedim tabii ki.

karaer.nisan: Attığın resimde gördüğüm kitaplar çok güzeldi. Hangi kitaplar olduğunu soracaktım.

Annem hep ne kadar iyi kıvırdığımı söylerdi. Haklıymış demek ki.

atls.aksy: İstediğin bu olsun. Ben senin önüne kitaplar dolusu şiir sererim istersen.

Ama... Ama! Bana. Bunları. Böyle. Söyleme. Düşerim ben. Hep düşüyordum kitaplarda. Burada da düşerim ki düşüyorum da zaten.

Onun yazdığı şeyin devamını getirmesini bekleyemeden aklımdaki soruyu da sordum:

karaer.nisan: Ya sen beni nerden buldun?

karaer.nisan: Hesabına baktım biraz. Fransa'da değil misin sen?

atls.aksy: Sen de haklısın. Çok ani girdim olaya değil mi?

atls.aksy: Baştan alalım o zaman. Ben kendimi tanıtıyım sana. Sen de bana...

atls.aksy: Olur mu?

karaer.nisan: Evet, evet olur. Çok daha iyi olur.

atls.aksy: Tamam o halde. Adım Atlas Aksoy.

atls.aksy: Annem Fransız, babam Türk. Ben Fransa'da yaşıyorum. Ailem Türkiye'de...

atls.aksy: 18 yaşındayım. Kitapları, müzikleri, şiirleri, basketbolu ve filmleri çok severim. Yani şuan aklıma gelenler bunlar.

karaer.nisan: Peki ya, yağmur? Yağmuru sever misin?

atls.aksy: Hayır, sevmezdim eskiden. Yağmurların insanların gizledikleri şeyleri ortaya çıkardığını düşünürdüm. Duygularını, anılarını, kırıklıklarını...

atls.aksy: Ama seni gördüğüm gün...

atls.aksy: O gün ben sana, sen yağmurda kimseyi umursamadan dans ederken aşık oldum Nisan.

atls.aksy: O yağmurda dans etmek istedim seninle. O kadar özgür gözüküyordun ki, ben seninle özgür olmak istedim.

atls.aks: Ben o gün o yağmurda seni sevmek istedim.

atls.aksy: Yani evet severim yağmuru, çünkü sen çok seviyorsun,

atls.aksy: Ve ben ilk defa savunmasız hissettiğim yağmurlarda biriyle el ele koşmak istiyorum.

BERCESTE (Texting)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora