Kavga

184 23 88
                                    

ÇMultimedya: Bury Me Alive by We Are The Fallen

...

Tipik bir yaz günüydü. Durmadan insanları eritmek istercesine bunaltan bir sıcak, neşesini dünyayla paylaşmak isteyen parlak bir güneş, durmadan vızıldayıp duran sinekler ve daha nicesinin yaşandığı bir yazın sıradan bir gününü yaşıyorlardı Slender Malikanesi'nin sakinleri.

Jeff, hiçbir amacı olmadan öylesine koltukta uzanmışken bir yandan da oyun oynamaya çalışan Ben'i tekmeleyip duruyordu. Daha doğrusu ayağını sürekli Ben'e doğru savuruyor ancak onun bitmek bilmeyen saçmalıklarına alışmış olan Ben'den hiçbir tepki alamadığı için gittikçe sinirleniyordu.

Aynı ortak oturma odasının başka bir köşesinde en az Jeff kadar sıkılmış olan Clockwork, Nina ve Toby de bebeklerin neden leylekler tarafından getirildiğine inanıldığına dair koyu bir tartışmaya girişmişti.

Ortam oldukça gürültülü olduğu için zemin katta bulunan salonun bahçeye açıldığı upuzun camların önünde oturan Helen ile Liu, izledikleri son Quentin Tarantino filmi olan Pulp Fiction filmi hakkında kendi görüşlerini paylaşıyordu.

Kimsenin beklemediği bir anda koltuktan baş aşağı sarkan Clockwork ile Ben'in ağzının içine ayağını sokmaya çalışan Jeff'in gözleri buluştu. Bulundukları amaçsız durumdan epey sıkılmış olan iki yakın arkadaş adeta birbirlerinin zihinlerini okuyarak başlarını salladı.

"Hey sikik elf, ayağımı yemeyi bırak da işemeye gideyim."

"Umarım ölürsün aptal herif!"

"O zaman beni özlersin."

Jeff, nihayet Ben'in bebeksi ellerini arasından ayağını kurtarmayı başardığında Clockwork de kendi bahanesini söyledi.

"Hey bakın, bir yengeçle dövüşen bir leylek!"

"Birisi onları ayırsın!"

"B-bu gerçek de-değil Nina, s-sadece bizi ekme-ye ça-çalışı-yor."

"Oh."

Ve o ikisi konuşurken aradan sıvışmayı başaran Clockwork, kendisine koridor köşesinden tuhaf el işaretleri yapan Jeff'in yanına doğru yürüdü. O kadar aptal duruyordu ki Jeff'in suratına bir yumruk çabakilirdi.

Arkadaşça bir yumruk elbette.

"Ne sikim yapıyorsun?"

Jeff, sol elini havaya kaldırarak Clockwork'e durmasını işaret etti. Fazlasıyla heyecanlı duruyordu ve lafının bölünmesini istemediği son derece belliydi.

"Boktan muhabbeti kes, iş konuşmak için buradayız."

Clockwork kollarını bağdaştırdı ve alaycı bir yüz ifadesi takındı.

"Başını kıçından çıkar, sende uyuşturucu satacak kapasite yok."

"Diğer iş."

"Ah, doğru."

Jeff, diğer odaların aksine karanlık olan epey uzun koridorda yavaşça bir oraya bir buraya yürümeye başladı. Durmadan volta atarken oldukça ciddi bir ifadesi vardı, sanki kimseye anlatamayacağı bir derdinden bahsetmesi gerekiyormuş gibi ciddiydi.

Sanki hayatının en büyük kararını alacakmış gibiydi.

"Diğerlerine de haber vermeliyiz."

Clockwork son derece yumuşak bir ses tonu kullanarak konuştu. Bunun fazlasıyla önemli bir durum olduğunun o da farkındaydı ve işleri batırmak istemiyordu. Bu, berbat etmemeleri gereken; hatta belki de hayatlarında daha önce üstlendikleri en büyük görev olabilirdi.

"Hayır! Yani, hayır. Fazla riskli."

Jeff aniden olduğu yerde yürümeyi bıraktı ve korkmuş bir ifadeyle Clockwork'ün yüzüne bakmaya başladı.

"Başka yolu yok Jeff, görevi başarmak istiyorsak diğerleri de bilmeli!"

"Başka bir yolu olmalı!"

"Ama yok!"

Göz temasınından kaçınmak için başını yere eğen Jeff, korku dolu bir şekilde mırıldandı.

"Ya daha önce konuştuğumuz şey?"

"Onu başaramayız, bunu konuşmuştuk!"

"Denemek zorundayız!"

"Ne bok yediğinizi sanıyorsunuz?"

İkisi de birbirine bağırıp durmakla fazla meşgul olduğu için arkalarından gizlice yaklaşan Masky'i ne Jeff ne de Clockwork fark etmişti.

Suçüstü basılmış bir çocuktan tamamen farksız olan iki katil odaya giren proxye bakıyordu. Porselen maskesi epey kirlenmiş olan Masky ise bir cevap beklercesine onları izliyordu.

Lanet olsun, fazla ses çıkarmışlardı ve planları onların aptal hamleleri yüzünden bozulmuştu ve aptal Masky hemen-

"Masky! Tam da görmek istediğim adam!"

Onunla el sıkışmak adına elini uzatan Jeff'i görmezden gelen Masky, sakin fakat ürkütücü bir sessizlik içinde Clockwork'e yürüdü. Masky'nin Clockwork için pek sevgi dolu düşünceleri olmadığı malikanede kalan kişiler için epey yaygın bir gerçeklikti.

Aynı tehditkar havaya sahip bir şekilde baş selamı verdi.

"Clockwork."

Selamı alan Clockwork su görmüş kedi misali gerilmişti, biraz önceki rahat havasından eser yoktu.

"Masky."

Aralarında rahatsız edici bir sessizlik oluşurken elinin havada kalmasına sinirlenen Jeff, sergilediği aptalca davranışın fark edilmemiş olması umuduyla elini indirdi.

Masky ve Clockwork birbirlerini söz kullanmaya ihtiyaç duymadan tehdit etmekle meşgulken kendini huzursuz hissetti Jeff. Bu sessizliği bozmak istedi.

"Sana bir sır versek saklayabilir misin gizemli maske surat?"

Masky'nin tek kaşı havaya kalkarken neyin içine düştüğünü sorguluyordu. Efendisinden sır saklamak kesinlikle yapacağı son şey bile olmazdı ancak onların sırrını öğrenmek için öncelikle güvenlerini kazanması gerekiyordu. Kızdan emin değildi fakat Jeff budalasının ağzının fazla sıkı olmadığının farkındaydı.

Bu iş bir bebekle kumar oynamak kadar kolay olacaktı.

"Hayır Jeff, planda bu yoktu!"

Clockwork sinirli bir ifadeyle bağırırken Jeff, onu sakinleştirmek için elini güven verir bir tavırla omzuna yerleştirdi.

"Rahat ol ve bana güven Clocky, her şey kontrolüm altında."

"Bunu batırırsan kendini ölü bil sikik."

Daha fazla bu saçmalığa katlanamayacak olan Masky, sabırsız bir şekilde ayağını yere vurdu.

"Dökülün."

Samimi bir gülümseme takınan Jeff dramatik bir şekilde elini havaya kaldırdı ve son derece ciddi bir sen tonu kullanarak konuştu.

"Söylesene Masky, daha önce hiç zengin olmak istemiş miydin?"

...

Arkadaşlar bu boş bir hikaye, Crack treated seriously(absürt komediye ciddi davranılıyor) türünden hatta. Yani kişilikleri tamamen uymayacak doğal olarak bu yüzden gelip şu şunu yapmaz demeyin.

Bu komedi amaçlı olan sayılı AU'larımdan biri ve lütfen bunu benim için bozmayın.

Ha bir de n'olur komikmişim gibi davranın.

Ördekler 1-2 bölüm sonra geliyor merak etmeyin. Ama siz bölüm istiyor musunuz?

Creepypastalar İle Geleneksel Ördek Yarışları Ve Bir Ton Boktan ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin