KIZIL ŞARAP🔥

4 bölüm

4 cü bölüm ~

"Ağlama la mia ambra (kehribarım)"

Dedi yaklaşarak gözlerimdeki yaşlari sildi
"Baban.. baban o çok iyi birisiydi "hıçkırdım tekrardan kaşlarını çattı

"Koca ihtiyar iyi olduğu için mi ağladın?" Değişik biçimde sorması ve hitabı ile gözyaşlarım içinde ufaktan gülümsedim

"Sen anlamazsın "dedim gözlerine bakarak Kaşları çatıldı anında

"Eline tek gülün dikeni bile batsa o güle düşman olurum ben küçük kuş"

Dedi gözlerime kenetlenirken ve devam etti
"O yüzden anlamazsın deme tüm evren şahittir çimen gülü" ağzım hafiften aralandı beklemediğim cümleler içinde her şey durmuştu..

"Diken için güle düşman olunmaz"dedim gözlerimi ellerime çevirirken

"Canını yakan her şeye düşman olurum" dedi karanlıkta ışık bulmuş gibi

Cevab veremeyeceğımı anlamış ve getirdiyi poşetten çıkardığı kremi yeniden eline aldı "arkanı dönermisin Mahi " hafiften ona arkamı döndüğümde saçımın arkasındaki bandaja uzandı elleri tenimin sıcaklığı buz gibi ellerinin dokunuşuyla irkildim
Yavaşça bandajı çıkardı ve kremi sürmeye başladı korkuyordu öyle özenle sürüyordu ki babamın dokunuşlarını hatırlatıyordu bana.

elleri titriyordu elleri...

Bitirdiğinde arkamı döndüm o an kendi acımı bile unutturdu o bakışlar gözleri kıpkırmızıydı.

"Neden doldu yeşiller? "diye sordum yutkunarak bana acımıştı işte..

"Sadece düşünüyordum ki "Diye başlayarak düşündüğümü doğrulayacak işte "sus sus konuşma"
diye aniden ellerimi dudaklarına kapattım. Nazikçe ellerimi dudağından çekti o an gözümden onun misaliyle inci tanesi düştü gözleri an be an takip etti süzüldüğü yeri sahi neydi onun konuşmasını engelleyip Zorlukla yutkunduran ?

"Sadece düşünüyordum ki bir insana nasıl yakışır bu denli yaralar" kapattığım gözlerimi açtım yutkundum tekrar ve tekrar "bence daha çok çirkin ördek yavrusuyum" dedim duyduğundan bile şüpheli olduğum sesimle "ama çirkin ördek yavrusu bilmiyordu ne kadar güzel olduğunu " İşte bu söz yetmişti. gülümsedim, gülümsedi ,gülümsedik

"İstersen duş al rahatlarsın sonra yemek yeriz ne dersin ?" Diye sordu bakışları bendeydi. kafamı sallayarak onayladım.

Banyoya doğru irerledim kafam o kadar dumanlıydı ki gerçekten aklım beynim çökmüş haldeydim üzerimdeki beyazlara baktım beyaz tenim ve giydiğim gecelikte duran siyahlar yaralar sararmış kabuk tutmuş ya peki ruhumda ki yaralar kabuk tutarmıydı kime güvenecektim ben kime

Suyun ferahlatan nefes aldıran rahatlığı mayışmamı sağladı gül kurusu şampuandan sürdüm saçlarıma mandalina kokulu vücut losyonundan sürdüm sevdiğim en sevdiğim koku beni rahatlatan

Bornozu giyinip küçük havluyla kafamı sararak banyodan çıktım yatağın üstünde duran beyaz tişört ve pantolonu ve iç çamaşırını giyindim. Biraz olsun rahatlamıştım..

Kapıyı açarak merdivenlere irerledim ahşap merdivenler duvarlarında  asırlık izler olan malikaneyi eşsiz kılıyordu.
Eskiden benimde evim böyleydi..

İç çekip inmeye başladım indikçe Kulağıma melodi doldu ardından ise melodiyle birlikte mırıldanan onu..

amerikan mutfağı olduğu için çok rahat görülmesi mümkündü televizyondan çalan müzik ve İtalyanca şarkı mırıldanan o adını bile bilmemem ironik değil mi ?

"Ne kadar izleyeceksin La mia ambra (kehribarım)"  yakalanmanın verdiği anla gözümü kaçırdım.

"Şarkının sözlerini anlamaya çalışıyorum" dedim bir nevi öyleydi.

Il cuore mio non dorme mai
Per inventarti accanto a me
Non brucia mai questa città
C'è ancora un uomo insieme a te
Ma se in fondo al cuore tuo
C'è un ragazzo sono io

Kalbim asla uyumaz
Yanımda olman için
Asla yanmaz bu şehir
Hâlâ seninle olan bir adam var
Ama eğer kalbinin derininde
Bir erkek varsa (o) benim

Ve söylemeye devam ediyordu bir taraftan söylemesi hoşuma giderken bir taraftan anlamını merak ediyordum.

"Beni sövdün mü ?" Diye sordum çatdığım kaşlarımın arasında önce gülümsedi sonra güldü ve işte kahkaha çatık kaşlarım havalandı bir süre izledim...

"Çok hayalperestsin bence " dedi gülümseyip

Gülümsedi gülümsedim gülümsedik..

Oy vermeyi unutmayınn