Yansıma

Ukte

Akşamüstü havanın ağırlığı giderek artmıştı. Bilye, elinde tuttuğu zarfın köşelerini parmağıyla kıvırıyordu. Günün bu saatini seviyordu, başını pencereye koymak istemişti, fakat şoför otobüsü epey hızlı sürüyordu bu yüzden de camlar titriyordu. Bu durum hoşuna gitmiyordu çünkü o kadar yorgundu ki bir şeye, birisine yaslanmak istiyordu.

Dik durdu ve ellerini bağlayıp dışarıyı seyretmeye başladı. Bu seans onu epey yormuştu ve bu da yetmiyormuş gibi artık hislerini açıkladığı bir defter tutacaktı. Bu verilen sorumluluk pek hoşuna gitmemişti. 

Ardından telefonu çaldı. En yakın arkadaşı Elif'in arayacağını düşünse de gelen telefon çağrısı ikinci telefonundandı.

Diğer telefonunu eline aldı  ve bilmediği bir numarayı epey cazibeli bir şekilde açtı. 

-Benim küçük değerli bilyem olacak mısın bakalım? Diye övgülerde bulunuyordu, kırklı yaşlarında bir moruk.

Kısa ama net bir telefon  görüşmesinden sonra Bilye nihayet kafasını toparlamış ve kendini evine atabilmişti. Dolabını açtı uzun uzun bakmaya başladı. Bu donukluğunu nasıl aşması gerektiğini psikoloğuyla konuşmuştu. Fakat aşmak istediğinden emin değildi. Bir iç çekti ve en seksi gece kıyafetlerini yatağının üstüne diziverdi. 

Ardından soğuk bir duş alıp tekrar yatak odasına döndü. Saat 8'Deki randevusunun yaklaştığını fark etmesiyle yatağına yanaştı. 

Duşa girmeden önce gece kıyafetlerini yatağına koyduğuna emindi. Fakat hiç birini bulamamıştı. 

Tekrar dolabını açtı ve onları orada bulunca birini hızla giyip, üzerine de güzel bir elbise giydi. Aynada uzun uzun kendisini inceledi. Saçlarının uçlarını kurutmaya vakti kalmamış olacak ki Bilye adeta bir deniz kızını andırıyordu. Gerçekten saf bir güzelliği vardı fakat bunu asla kendisine yakıştırmazdı. Bir şey ne kadar temizse o kadar kirlenmiştir derdi kendi kafasında. O yüzden bunu bir hakaret olarak algılardı kimi zaman.

Ardından kırklı yaşlarında, takım elbiseli hafif şişko bir adam onu karşıladı. Mahallenin başına kadar yürüdüler ve adam park ettiği arabasının kapısını açıp Bilye'ye baktı. Bilye teşekkür ederek arabasına bindi ve oradan ayrıldılar.

Adam Bilye'nin güzelliği karşısında adeta dilini yutmuş gibiydi, tek gecelik ilişkiler yapan ve iş adamı olan bu şahıs genelde öfkesini gece birlikte olduğu bu kadınlardan çıkartırdı. Ama şuan canı biraz sıkkındı, çünkü Bilyeye bunu yapamayacağını ve rahatlayamayacağını düşündü. Ama resmen güzelliğine kapılmış ve kendisini önce bir yemek teklifi ederken bulmuştu.

Ardından bu tekliflerin önü arkası kesilmedi ve harika bir akşam geçirdiler. Gece saatlerinde kendilerini sarhoş bir şekilde otel odasında buldular. Bilye ahenkli bir şekilde dans ederek soyunuyordu. O giyisilerini çıkardıkça adam artık düşüncelerini kafasında netleştirmişti. Kendisi uzun boylu ve biraz kilolu birisiydi. Ve genelde birlikte olduğu kadınları hor kullanıp öfkesini atsa da bunu Bilyeye yapmamıştı. Bilye gayet mutlu ve huzurlu hissediyordu.

Ertesi günü tek başına uyandı. Baş ucundaki komidinin üzerindeki paraları saydı ve tekrar uykuya daldı. Epey yorulmuş ve her yeri ağrıyordu.

Çok geçmeden telefonu çaldı. Arayan en yakın arkadaşı Elifti bu sefer.

-Derin nerede kaldın herkes gelmeye başlıyor. Diye söylenmeye başladı.