1.5

9.8K 929 119
                                    

iyi Okumalar muzlu pudinglerim !

iyi Okumalar muzlu pudinglerim !

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


.
.
.

Sabah gözlerimi araladığım andan şu ana kadar tahmini 25 dakika geçmişti ancak Odadan çıkacak Cesareti kendimde bulamamıştım . Öylece odada gezmiş banyoda işlerimi halletmiştim , bu esnada farketmiştim ki dün öyle rahat ve cesur Olmamın sebebi dedemin yanımda olmasıymış. Evde yıldırım bey ve oğullarıyla tek O lduğum gerçeği yine yüzüme çarparken Oturduğum Yataktan kalktım .

Odanın çıkışına yürüyüp odadan çıktım . asma kat olma sebebiyle , salonu görebiliyordum ve Orada kimse yoktu . Bu bir nebze rahatlamama sebep olurken Merdivenlerden inip salona ulaştım , Artan şüphelendirici şekilde sakin ve boştu . şaşkın ördek Misali etrafa bakarken Pars'ın sesi duyuldu :

" Günaydın , Hüptrik . "

Ona doğru dönüp sessizce Karşılık Verdim .
. " Günaydın . . "

" Kahvaltıyı bahçeye hazırlatmıştık Senin uyanmanı bekliyorduk bizde . "

Dudaklarımı birbirine bastırıp Konuştum :
" Siz? Abilerinde mi burada ? "

Tebessüm edip başını salladı . " Senin için eminim zordur ana yapacak bir şey yok "

Mutfaktaki bahçe kapısına Yürürken peşimden geldiğini biliyordum . Bahçeye çıktığında ilk gördüğüm gösterişli masa oldu . sonrasında ise canım ailem

ikizler her zamanki gibi mimiksizken Yıldırım bey ise gülümsüyordu .

Çekingence Pars'ın yanındaki bos yere oturdum."günaydın"

Yıldırım bey karşılık verirken ikizler sessiz kalmakla yetinmişti. Sessiz geçen bir kahvaltinın ardından-ki stresten bir şey yiyememiştim- Yıldırım Bey'in isteği üzerine kahve içmek için salona geçtik.

Daha önce görmediğim ve hizmetli olduğunu düşündüğüm yaşlı bir kadın mutfağa Kahve yapmaya giderken Yıldırım Bey gözleri üzerine toplamak için sahteci öksürdü.

"Alin..."

Ona baktım hızla."Efendim?"

"Sen...yani nasıl desem? 18 yaşındasın..."

Tebessüm ettim. Ben on sekiz olmuştum değil mi? Doğru.

"Evet?" Dedim devan etmesi için. Ama lafları boğazına dügümlenmiş gibiydi.

" üniversiteye gitmiyorsun?" Dedi ne diyeceğini bilemeyerek.

Omuz silktim. "Hastaneye yattım biliyorsunuz... bu esnada üniversite sınavlarını kaçırdım tabi."

"Bu sene yeniden hazırla-"

"Hayır... açıkçası başima bunlar gelmese de derslere asılan biri değildim zaten. "

Aslan kaşlarını çattı."Okumayacak mısın?" Dedi katı sesiyle. Bu durum onu sinirlendirmişti galiba.

"Hayır... " elimi enseme atıp kaşıdım.

You'll also like

          

"Çizim yapıyorum ben, yetenek sınavına gireceğim."

Üçü de bunu beklemiyot olacak ki bir kaç saniye ses çıkmadı.

Yıldirım beyin yüzündeki gülümseme solunca gergince nefes aldım. Ne olmuştu şimdi?

'"Annen... o da çizim yapar." Basimı salladım.

Annemin çocukluğumdan itibaren yönlendirmesiyle çizmeye baslamiştım zaten. O, bu hobinin bana bir tür terapi olduğunu düşünmüştü ki haklıydıda.

Çizerek kafamı boşaltırdım ben kendimi bildim bileli.

"Türkiyedeki sınavlar da bitmiş olmalı. Önümüzdeki yaza kadar vaktin var. Seni bir kursa yollarız. Elin profesyonelleşsin."

Dedi Arslan hizmetli kadının önüne bıraktiğı kahveden bir yudum alırken. Bir anlık dediğine şaşırsam da sonrasında gülümsedim.

Beni umursuyordu galiba.

"Olur..." dedim heyecanla. Kendimi tutamamıştım. Arslan gözlerini kavesinden çekip bana yönlendirdi ve derin bir nefes aldı.

"Baba, ben araştırır bulurum iyi bir yer. " yıldırım bey durgun şekilde başını salladı.

Annemi düşünüyor olması tuhafıma gitmişti.

Aslan sözü devralırken babasının dikkatilini çekmek için elindeki fincanı ses yapacak şekilde orta sehbaya bıraktı.

"Brandon ve Venessa'ya karşı davayı bugün açacak avukatlar. Karşi taraf yeterince korktugu için velayet işini iki haftaya hallederim. "

Duyduğum isimlerle yüreğime bir ağrı çoktü. Annemi öldürmüşlerdi. Ve ben bunu kimseye söyleyemiyordum.

Sadece Hazar dedem biliyordu. Ona danışmalıydım bu konuda. Ve tabi Tamer bey konusunda.

Yıldırım bey ve bu olayi anlatmam gerektiğinin farkındaydım ama yaşadıklarım bana hala film sahnesi gibi geldiği için cesaret gösteremiyordum.

Yıldırım bey ve ikizler bu konuda fikir alış verişi yapmaya devam ederken Pars ayaklandı ve dikkatleri üzerine çekti.

"Hayırdır?" Dedi Aslan göz kırparak.

Benim abiler yakısiklıydı şakasız.

"Mekana gideyim bir hava alayım abi. Kaç gündür boğuldum."

O da hala hem kabullenememiş hem de sindirememişti bütün bu olanları, onu anlıyordum.

Yıldırım Bey ses çıkartmazken Arslan söze girdi bu defa"Çok dağitma Pars, mümkünse sabahlama ve başına bela açma."

Tamam ben de avrupalıydım ama bunların rahatlığı beni benden almıştı şu anda.

Pars adam babasına ve ağabeylerine gideceğim kafa dağıtacağım diyordu ailesinin tek dediyse "başına bela alma"?

Pars sessizce evden çıkarken derin bir nefes alip dudaklarımı araladım.

"Dedem gelecek mi?" Üçunün bakışı baba dönerken Yıldırım Bey tebessüm etti.

" bayağı benimsemişsin babamı, sevindim."

"Öyle...o olmasa şuan İngileterede hastanede olurdum muhtemelen."

"Hayır." Dedi hatır sesiyle baba Atalar

"... seni illaki bulur alırdım."

Ama daha önce ne buldun ne aldın ne de biliyordun? Demek istesem de kelimelerimi yuttum. Onu kırmak istemiyordum.

Hüptrik ; AlinaWhere stories live. Discover now