YEİS

3 0 0
                                    

Biliyor musun Yeis;

Çocukken ablamlar ile birlikte akşam saat 19:30'u beklerdik. Saat gelse de babamız elinde market poşetleriyle gelse diye. Her akşam o market poşetinde 3 tane çikolata olurdu. Zaman geçti ve biz artık büyümeye başladık. Bazı günler çikolata olur, bazı günler olmazdı. Ne kadar çok büyürsek o kadar çok azaldı market poşetindeki çikolatalar. ''Baba çikolata almadın mı?'' diye sorardım masumca. Babam da ''markette çikolata satmıyorlarmış artık'' deyip gülümserdi. O küçük çocukların akşam 19:30'u heyecanla beklemediği zaman anladım büyüdüğümüzü. Aradan çokça yıllar geçti ve artık liseye başlamıştım. Kocaman kız olmuştum ve her sabah daha hava aydınlanmadan kalkar otobüs durağına yürürdüm. Okulum çok uzaktı. Gidişim 1 buçuk saatimi alıyordu. Tabii ilk defa uzakta bir okula gidiyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Otobüste ya ineceğim durakta inemezsem diye içimi korkular sarardı. Zaman işte her şeyin ilacıdır ya. Bir şekilde alıştım yola da, okuluma da. Hep bi tek kalma korkusu vardır bende. Arkadaşlık kuramayacağımı düşünürdüm. Dolu dolu 4 senemi geçirdim ve çok güzel arkadaşlıklar da kurdum. Hiç kazık yemedin mi diye soracak olursan, uuuffff hem de ne kazık yedim. Kazığın da kazığını gördüm ben. Öldürmeyen acı güçlendirir Yeis :)

Geçmişi yâd ederken bazı bazı gülümsüyorum. İyi ki o okula gitmek için direttim ve gittim. Çok güzel zamanlardı iyisiyle de kötüsüyle de. Okulda herkes çorap değiştirir gibi sevgili değiştirirken, ben sadece bir kişiden hoşlanmıştım. Öyle çok aşk insanı değilimdir :) Çocuk bana açılana kadar açılamadım ona. Aynı sınıftaydık ve derslerde ya ben onun tam önünde otururdum ya da o benim tam önümde otururdu. Bu heyecan verici bir durumdu. Kendi kendine bile gülümsetiyordu insanı. Tabii şimdi bunlar pek bir şey anlam ifade etmiyordur çoğumuz için ama o zamanlar bizim için tatlı heyecanlanmalardı. Sonra çocukta benden hoşlanınca defterden birbirimize yazmaya başlamıştık. İkimizin de en yakın arkadaşı aynı kişiydi ve arkadaşımıza nasıl söyleyeceğiz diye düşünüp düşünüp duruyorduk. Belli bir süre söylemedik ama sonradan anladı tabii. Nasıl mı anladı? Birbirimize sürekli bakıp bakıp sırıtışımızdan :) Biz diğer liseli çocuklar gibi değildik. Masumduk ve çok utangaçtık. Ahh çok tatlı bir durum ya :) Sonra nasıl ayrıldığımıza gelecek olursak, hemen anlatıyorum;

Lise 1'de aynı sınıftaydık fakat biz meslek lisesinde okuduğumuzdan dolayı lise 2'de bir meslek bölümü seçip sınıflarımız ayrılacaktı. O zamanlar geldi çattı ve ikimizin de bölümleri farklı çıkmıştı. Tesadüftür ki bizim sınıf full kız sınıfıydı ve onun sınıfı de full erkek sınıfıydı :)) Neyse sınıflar ayrılınca ve bölümler farklı olunca, herkes kendi bölüm katında derslerini görüyordu ve birbirimizi çok sık göremiyorduk :)) Bu şekilde de birbirimizden koptuk gittik. Zaten çok fazla konuştuğumuz da yoktu çünkü çok utangaçtık. Böyle saf ve temiz bir lise aşkım olmuştu. Zaten bir tek ondan hoşlanmıştım. 4 Yıl boyunca başka da sevgili yapmamıştım. Bu da böyle bir anıydı Yeis :)))

Günlüğüm YeisDove le storie prendono vita. Scoprilo ora