Genç adam deri ceketini eline alıp mutfakta yemek yapan eşinin yanına uğramıştı. Eşinin beline arkadan sarılıp uzun, kahve saçlarının açıkta bıraktığı boyna öpücük kondurdu. Eşi, gence gülümseyip "Söyle bakalım, ne istiyorsun?" dediğinde oyuncu tavırla kaşlarını çatıp biraz öne doğru eğilerek "Ne zaman bir şey istedim." dediğinde güzel kadın kıkırdadı.
Ellerini doğradığı salatalık malzemelerinin çekip eşine doğru döndü "Dün?" diye yanıt verdi genç adama. Sarı saçlı adam, eşinin gülen dudaklarına öpücük koyup "Olabilir. Yine isteyemez miyim bebeğim?" dedi tek kaşını kaldırarak. Kahve saçlı kadın, ince ve zarif ellerini kocasının boynuna çıkartıp "İsteyebilirsin Seung." dediğinde genç adam kocaman gülümsedi.
Birazcık geri çekilip sırıtarak "O zaman oğlumuzu markete götüreceğim." dedi sanki hiç markete minik oğlu ile gitmemiş gibi. Kahve saçlı kadın başını iki yana sallayıp "Ah hiç söz dinlemez misin sen Seung." diye çıkıştı eşine. Genç adam omuz silkip "Genellikle öyle dersin bebeğim. Küçük bir hatırlatma." diyerek, göz kırparak, kıkırdayıp hızla eşinden uzaklaştı.
Güzel kadın, eşinin peşinden salona geçerken "Sen... Ah senle başa çıkmak zor." dediğinde genç adam bir nevi izin de almıştı. Eşine doğru kollarını iki yana açıp yaklaşırken "O zaman gidiyoruz?" diyerek eşini teyit etti. Genç kadın gülümseyip eşinin kolları arasına girdiğin de "Gidiyorsunuz salak adam." diyerek izin verdi.
Sarı saçlı genç eşinin yanaklarına ardı ardına öpücük koyup geri çekilerek minik oğullarının odasına doğru adımladı. Kahve saçlı kadın, eşinin sevincine gülüp mutfağa tekrardan geçerek son kalan salatayı yapmaya döndü.
Sarı saçlı genç, oğlunun odasının odasına geldiğinde açık mor olan kapının önünde durup tıktıklayarak "Tık tık." diye ses çıkarmıştı. Küçük çocuk yaptığı resmi bırakıp babasına kıkırdarken her zaman ki oyunu devam ettirdi. "Kapının aykasından çık çık!" diyerek güldü. Sarı saçlı adam, oğlunun gülüşünün bir parçası olduğu için sevinip kapıyı açarak aralık yerden başını uzattı.
Oğlu ile göz göze geldiğinde kocaman gülümseyip "Hazırlanma vakti!" dedi heyecanla minik çocuk yaptığı resmin boyamak üzere gelen babasıyla dudaklarını büzüp "Ne için ki baba?" diye sormaktan kendini geri almadı.
Genç adam içeri girip oğlunun açık sarı tonuna sahip dolabına adımlar iken düşünüyormuş gibi yaptı. "Hımm, küçük ve eğlenceli bir sürüş." dediği gibi minik çocuk oturduğu küçük sandalye den kalkıp hızla babasının yanına koştu. Babasının önünde durduğunda ışıl ışıl olan gözleriyle "Geyçekten mi?" diye sordu peltek bir şekilde.
Genç adam, oğlunun heyecanına ortak olarak minik oğlu ile aynı boya gelip kucağına aldığında aynı kendisi gibi sarı olan saçlara yumuşak bir öpücük koydu. "Evet bebeğim. Şimdi de hazırlanma vakti." diyerek kucağındaki oğlu ile birlikte kıyafet seçti.
Seçtiği kıyafetleri küçük çocuğa giydirip saçlarına kokulu bir öpücük koyarak tekrar kucağına aldı. Odadan çıkıp merdivenleri oğlu ile kıkırdayarak inip sofrayı hazırlayan eşinin yanına geçti tekrar. Kahve saçlı kadın, oğlunun tatlılığına gülüp kollarını açarak minik çocuğu kucağına alıp iki yanağına da sıkı öpücük koydu. Bununla küçük çocuğun kıkırdaması artarken güzel kadın "En son uyuyordun miniğim." dedi oğlunun uykulu gözlerine bakarak.
Küçük çocuk şirince gülümseyip "Uyudum anni ama sonya uyandım. Sonya da dedim ki biyazcık boyama yapayım. Sonya da babim geldi. Sonya hazıylandık ve en sonda senin yanına geldik anni." diyerek annesine tatlı tatlı açıklama yaptı. Genç kadın oğlunun bıcır bıcır konuşmasına dayanamamış ve pofuduk yanaklarını acıtma dan ısırmıştı.
Küçük çocuk, annesinin kollarından kaçmaya çalışıp minik, kısa kollarını babasına doğru uzattı. Genç adam, oğlunu eşinden kurtarıp eşinin ısırdığı yanakları öpmüştü. Dış kapıya doğru kucağında ki oğluyla adımlar iken minik çocuk babasının kucağında arkasını dönerek peşlerinden gelen annesine baktı. "Anni mayketten senin için ne alalım ki?" diye sorduğunda genç adam oğlunun bu küçük yaştaki hareketine kıkırdadı.
Kahve saçlı kadın elini çenesine götürerek düşünüyormuş gibi yaptı. Heyecanla oğlunun ışıl ışıl gözlerine bakıp "Her zaman ki baharatlı cips ten alır mısın benim için bebeğim?" oğlunun ve kendisinin tek sevdiği abur cuburu söyledi. Küçük çocuk babasının ayakkabılarını giydirdiğini unutup heyecanla yerinde kıpırdanıp küçük küçük zıplarken "Alıyım anni." diyerek annesine havadan öpücük attıp babasının elini tuttu.
Genç kadın, oğlunun sevincine ortak olarak dizlerinin üzerine eğilip anlına öpücük koydu. Geri çekildiğinde "Sıkı sıkı tutunuyorsun tamam mı bebeğim?" dediğinde küçük çocuk kafasını uslu uslu salladı. Güzel kadın oğluna memnuniyetle gülümseyip ayağa kalktığında eşine bakıp kaşlarını çatarak "Hızlı sürmek yok Seung." diye her zaman ki uyarısını yaptı kocasına.
Sarı saçlı adam eşinin yanağına öpücük koyarak "Minik oğlumuz varken ne hızı güzelim." diyerek oğlunu kucağına alıp hızla evden çıkmıştı. Eğer hızlı davranmasaydı eşi tarafından yine azar yerdi.
Asansöre binip aşağı kata indiğinde evin önündeki siyah Kawasaki ZX-6R olan motorun önünde durdu. İlk oğlu için aldığı kaskı oğluna takıp sonra da kendi hazırlığını yaparak motora bindi. Küçük oğlunu da önüne aldığında artık küçük çocuk için eğlenceli, kısa ama güzel bir yolculuk başlamıştı.
Bu tutkusu dört yaşından önce başlayıp hiç bitmeyecek türdendi.
🤎🤍
Bu arada konun doktorluk tan çok motorlar ile ilgisi var 🙃🎸🏍️
12.01.24