DÜĞÜN VE İLK DANS

215 70 130
                                    

Arkadaşlar Merhaba. 4 . Bölüm ile aranızdayım. Biliyorsunuz yeni bir yazarım desteğiniz benim için çok çok önemli, ama görüyorum ki okuma sayısı çok ama oy ve yorum çok az. Lütfen desteklerinizi esirgemeyin. Ben her hafta vote dolmasa dahi bölüm atıyorum siz de yeni yazarı üzmeyin lütfen . Oy ve yorumları dolduralım. Şimdi size iyi ve keyifli okumalar canlarım.

Yusuf Mirhan Üsra Mira ile çarpıştıktan sonra uzun bir süre kendisine gelemedi.
Daha sonra annesi ve kız kardeşini mağazadan alıp Mardin'e geri döndüler.Diğer tarafta ise Üsra ve ailesi alışverişlerini tamamladılar.Eve döndüler. Düğün gününe kadar olan hazırlıkları tamamlandılar. Üsra Mira ise ara sıra aklına çarpıştığı uzun boylu delikanlı geliyordu. Kendisi bile kendisine şasırıyordu.
Tabi Yusuf Mirhan ise aklından  o yeşil ormanda güzel gözlerde bir ömür hapis kalmak istiyordu, bir ömür o gözlere bakmak istiyordu.Ama daha önce hiç aşık olmadığı için ikisi de duygularını anlamlandıramıyorlardı. Kaç gündür işlere bile aklını tam olarak veremiyordu.Ve bu durum kardeşi Affan 'ın gözlerinden kaçmıyordu.

Affan: Ağabeyim hayırdır, kaç gündür sende bir  değişiklik, bir haller var ne oldu?
Yusuf Mirhan: Yok bir şey bremin ( erkek kardeş) öyle dalmışım sadece.
Affan: He ağabey ben de yedim. Çabuk söyle aklına takılan o güzel kız kim? Bu dünyada hangi güzel ve bahtsız bedevi yengem olacak?
Yusuf Mirhan: Bana bak alırım seni ayağımın altına, doğru düzgün konuş ağabeyin ile .
Affan : Birde o güzel, bahtsız bedevi yengeme çok teşekkürlerimi ilet, bizi senden kurtardığı için,bir an hiç evlenmeyip başımıza kalacan sandım.
Bunu dedikten sonra gülmeye başladı aynı anda kaçıyordu çünkü ağabeyi kalemleri ona fırlatıyordu.
Yusuf Mirhan: Defol Affan dedi ve aynı anda kalemleri fırlatıyordu.
Affan: Çok sevgili yengeme selamlar deyip odadan koşarak kaçtı.

Düğün günü gelip çattı. Üsra Mira kına gecesi için kırmızı bir ğıftan seçmişti ve onu giymişti. Bir de hafiften makyaj yapmıştı. Saçlarını ise önce fön çekip sonra bukle yapmıştı. Yerine göre giyinmesini çok iyi bildirdi. Aşiret kızıydı o nede olsa . Başına ise hafiften tülbent örtmüştü .Ve de çok güzel olmuştu.

Yusuf Mirhan ise siyah takım elbisesi ile çok yakışıklı duruyordu.Yola çıkıp Urfa' ya vardılar.İki aile de önce yadelerine gitmişlerdi. Hasret gidemişlerdi. Akşama kına vardı. Hepsi hazır sayılırdı.

Kına gecesi çok güzel geçiyordu. Herkes çok eğleniyordu. Gerek gelin arabasını sallamak olsun, gerek damadı havaya kaldırmak olsun, gerek gelinin damadın önünde dans edip testiyi kırması olsun, gerek damat ağacı olsun her şey çok güzel devam ediyordu. Hatta kınayı zorla Üsra Mira ' ya yoğurttular. Çünkü kürtlerde adettir, kınayı yoğuran genç kız bir sonraki gelin adayı idi. Üsra istemeyerek de olsa ısrarlar sonucu kabul etmişti.

Yusuf Mirhan ise erkekler kısmından gizlice Üsra Mira ' yı izliyordu. Onun düğüne gelmesine çok şaşırmıştı. Ve onu kırmızı ğıftan ile gördükten sonra ona en çok yakışan rengin kırmızı olduğuna karar vermişti. Bu kız çok güzeldi hatta haddinden fazla güzeldi ve onun kalbine zarardı.

Aileler dağıldıktan sonra gelin ve damat ile gençler baş başa kalmıştı.Gelin ve damat Reyhani oyunu oynarken gençlerde kendilerine eş seçip oynuyordu. Yusuf Mirhan bir gencin Üsra Mira ' yı oyuna kaldıracağını anladığı an ondan önce davranıp Reyhani oyununa kaldırdı geç kızı.

Yusuf Mirhan: Bu dansı bana lütfeder misiniz hanımefendi?
Üsra Mira ise çarpıştığı adamı düğünde görmenin şaşkınlığı içindeydi. Hemen kendisini toplayıp.
Üsra Mira: Olur dans edelim dedi.
Birlikte o kadar güzel Reyhani oyunu oynadılar ki gelin ve damat bile hayran hayran onları izledi. Uyumları bile çok güzeldi. Hayran olmamak elde değildi.En son ise ellerini toprağa vurup gibi yapıp alnına koydu. Bunun manası "toprak oluncaya kadar" benimsin demektir.Bunu damat hariç hiç bir genç yapmaz iken Yusuf Mirhan ' in yapmasına herkes şaşkın şaşkın bakmıştı, özellikle Üsra Mira.

AŞK BİR HAYAL Where stories live. Discover now