two worlds collide

28 - you got a fetish for (m)y love

"Mızıkçılık yapma da oyna Jungkook, ben kazanıyorum işte." diyip gülümsedi Taehyung. Oynadıkları kart oyununda alfayı birkaç kez arka arkaya mağlup ettikten sonra alfanın kendisine tolerans gösterdiğini düşünmüş, başka bir oyuna geçmişlerdi. Ama bu oyunda da Jungkook öylesine kötüydü ki Taehyung yeniden kazanmaya başlamıştı. "Mızıkçılık değil bu. Oyunun kurallarını kendi kendine değiştiriyorsun, 'ben böyle biliyorum' diyerek kazanıyorsun oyunu. Haksızlık." diyerek kartları masaya fırlatıp koltukta geriye yaslandı Jungkook. "Kazandın sayıyorum bu oyunu da."

"Ama böyle tadı çıkmıyor, kazandığımdaki ifadeni görmek istiyordum. Ne yapsak, baştan mı oynasak ki?" dedi Taehyung, Jungkook'un yanına uzanmadan önce. Bacaklarını alfanın bacakları üzerine atarak uzandı koltuğa, sonrasında gözlerini kapattı. "Neyse boş ver. Sonra devam ederiz, bebekler gibi mızıldıyorsun," dedi, sırf Jungkook kışkırtıldığında ne yapıyor merak ettiği için.

"Mızıldıyorum, öyle mi?" sırtını dikleştirdi Jungkook. "Taehyung, bugün benimle uğraşmak istiyorsun gibi geldi bana. Sebebi var mı?" diyerek ellerini Taehyung'un bacaklarına yerleştirdi, sıktırdı yavaşça. Omega, bunu severdi. Bacaklarına masaj yapılması onu o kadar rahatlatırdı ki, uykusu gelir, mayışırdı. "Bunu yapmaya devam edeceksen dediğin her şeyi kabul edebilirim şu anda." mırıldandı omega.

"Kucağıma gelsene."

Taehyung'un kapalı gözleri açıldı anında. Alfaya bakarken, onun şaka yaptığını düşünmüştü ama bakışları fazlasıyla ciddiydi, bu yüzden söylediğinin şaka olmadığını anladı. "Sen kucağımdayken masaj yapacağım bacaklarına. Gel hadi,"

Taehyung usulca kalktı koltuktan. Dizleri üzerinde duraksadı, sonrasında ellerini alfanın omuzlarına yerleştirerek, tek bacağını Jungkook'un kalın bacakları üzerinden uzattı, yavaşça oturdu dizlerine.

Jungkook'un ona aşık olduğundan habersiz günlerinde, bunu sık sık yaparlardı. Taehyung, alfanın kucağına oturur, bacaklarına masaj yapmasına izin verirdi. Böylece rahatça uyuyabilir ve kabus görmeden geceyi atlatabilirdi. Ama durum bu sefer farklıydı.

Kasıklarında oturduğu kişinin kendisine ne denli aşık olduğunun farkındaydı, zira o anda kokusu bile öylesine değişmişti ki, Taehyung'un başı dönmüştü hafiften. Aldırmadı, elleri hâlâ alfanın omuzlarındayken, biraz daha öne doğru geldi. "Masaj yap," dedi, başını alfanın göğsüne yaslamadan.

"Aç bacaklarını biraz." Jungkook'un sesi kulağını sıyırıp gitti, kalp atışlarını duyabiliyordu artık. "Bacakların sertleşmiş sanki, kas mı yaptın, omega?" dedi Jungkook gülerek. Onaylar şekilde mırıldandı Taehyung, "Evde spor yapıyorum, belki ondan sertleşmiştir." diyerek başını kaldırdı hafifçe, alfanın çenesine doğru.

Jungkook ellerini omeganın bacaklarında nazikçe gezdirirdi, bunun onu nasıl rahatlattığını biliyor, ekstra özen göstererek ovuyordu bacaklarını. "Nasıl hissediyorsun?" diye bir soru yöneltti omegaya. "Bayılacak gibiyim," dedi Taehyung. "Ellerinin arasında kayıp gittim resmen."

"Sadece masajla mı? Kim bilir se-," diyip durdu Jungkook. Yutkundu. Aklına gelen düşünceler, Taehyung'a aşık olduğu yıllar boyunca bastırdığı, gizlediği düşüncelerden başkası değildi. Kucağımda, diye geçirdi içinden. Aşık olduğum, hayallerimde süslediğim omega, kucağımda.

"Jungkook?" Taehyung, uzandığı göğüsten başını kaldırarak, endişeyle alfanın gözlerine baktı. Jungkook o an eli ayağına dolanmış gibi, hızla atan kalbini tek eliyle söküp koparmak istercesine bir hızla Taehyung'un bacaklarından çekti ellerini. "Şimdi olmaz," diye mırıldandı, tam Taehyung'u kucağından kaldırıp koltuğa bıracaktı ki, korktuğu başına geldi.