24. Bölüm : Bir , İki Ve Üç

15 4 1
                                    

Long Story Short - Taylor Swift


-" Nereye ufaklık?"

Minik Varis iyice düşündü. Düşünürken yüzü çok tatlı oluyordu. Adam küçük çocuğu sokakta tek başına bırakmak istemiyordu. Ailesi eğer buradaysa kaçırıyor gibi görülüyor olabilirdi ama sadece çocuğa kötü insanların zarar vermesini istemiyordu. Mantıklı düşünemiyordu ama karşısında kayıp bir çocuk vardı. Çocuğun adresini biliyor olmasını umdu.

Varis düşündü , gideceği başka bir yer var mıydı? Onların evine gitmek istemiyordu. Peki annesinin ailesi. Onlar Varis'i seviyorlardı. Onların haberi yok muydu? Onlar da istemiyor muydu Varis'i? Başka gidecek yeri olup olmadığını düşünüyordu. Mahalledekiler ona sahip çıkmamışlardı zaten. O kadar önemli değildi demek ki. Ya da yetimhanede daha iyi bir geleceği olacağını düşünmüşlerdi.

Varis başka bir seçenek aradı. Başka gideceği bir evi, kaçacağı bir deliği yok muydu? Ne yapacaktı ? Tek şansı babasının ailesiydi. Ayrıca babasını çok seviyorlardı. Varis'i de severlerdi değil mi? Sonuçta babasının çocuğuydu.

Kızıl saçları rüzgarla uçuşuyordu küçük çocuğun. Üzerinde siyah bir pantolon ve aynı renkte şişme bir mont vardı. Kahverengi çantası da tıka basa doluydu. Kimin aklına gelirdi ki küçücük çocuğun koskoca yetimhanedeki tüm yetişkinleri atlatıp kaçtığını.

Kaçtığı er ya da geç anlaşılacaktı. Çok fazla vakti yoktu ve bunun o da yeterince farkındaydı. Yemek yemeyi bitiren çocuklar yokluğumu fark etmezdi ama Füsun ederdi, Elif de ederdi. Büyük ihtimalle Aras'ta. Eğer mektubu okumazsalar Varis'in yokluğunu hemen görevlilere söyleyebilirdi. Ve onu ararlardı. Okusalar belki saklardılar, sabaha kadar en azından.

İhtimaller ihtimal olarak kalacaktı yani ne kadar vakti olduğunu tam olarak kestiremese de acele karar vermesi gerekiyordu.

-" Etiler'de yaşıyorum , nereye kadar gidebilirseniz , yani gidebilirseniz tabii."

Etiler ters yöndeydi ama genç adam çocuğu tek başına orada bırakamazdı. Çocuğun başına neler geleceğini bilemezdi. Bu yüzden onu evine kadar bırakmayı planlıyordu , sokağın ortasında bırakamazdı.

Varis de korkmadı değil. Yabancı bir adam ona zarar verebilirdi. " Daha kötü ne olabilir ?" dedi kendi kendine. " En kötü annemlerin yanına giderim , bu bana ödül bile." . Gerçekten bu yaşta bir çocuğun bunları düşünmesi üzücüydü ama hayat buydu.

Genç adam o kadar da güvenilmez birine benzemiyordu. Varis'in değişiyle babasına benziyordu. Onun da saçları siyahtı. Varis kendini kandırıyordu , güvende hissetmek için adamı babasına benzetmeye çalışıyordu.

Genç adamın gözleri gecenin karanlığında ay gibi parlıyordu, esmer teninin ortasında iki yeşillik açmış insanlara görsel bir şölen sunuyordu. Sakallarını daha yeni kesen adamın yanakları neredeyse yeni alınmış bir defterin ilk sayfası gibi temiz ve pürüssüzdü. Güvenilmeyecek birine benzemiyordu ama önemli olan yüzü değil içiydi ama Varis bunu pek bilmiyordu. İyi ki de o gün öğrenmemişti ama öğrense iyi olurdu.

Adam çocuğu son bir kez daha süzdü . Bu çocuğu eğer şimdi o almasaydı başka biri ona zarar verebilirdi. Geldiği tarafa geri dönecekti ama bu sorun olmazdı gibi , zaten Etiler'e çok yakınlardı aslında.

-" Atla öne."

Çocuğa göz kırpıp ön kapıyı açtı. Çocuk tereddütle bindikten sonra çocuğun ardından kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna oturdu.

Taçsız PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin