Selaaam tekrar geldik biraz geç oldu ama yazacak vaktimiz olmadı 😥 her neyseee bu bölüm bence çooook güzel ama sizinde fikirlerinizi merak ediyorum. Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayıııın iyi okumalar. 🥳🥳🥳
"Bazı yaraların ilacı sevgidir."
/SUDE
Gelişme olup olmadığını öğrenmek için gittiğim karakoldan eve geldim. Annemle babam bir şeyler diyordu ama duymuyordum. Şuan tek isteğim duş alıp uyumaktı.
Dolabımdan eşyalarımı aldım. Telefonumu aldığımda , Instagramdaki fake hesabımdan gelen bildirimi gördüm. Bu hesabı "onunla" konuşmak için açmıştım. Hikaye atmıştı. Bakmamam lazımdı ama merakıma yenik düşüp baktım. Bir kızla hikaye attığını gördüm. Yüzümde acı bir tebessüm oluştu . Bazı anıların, duyguların, insanların , dokunuşların , fotoğrafların ve seslerin mazide kalması lazımmış. Çok düşününce saçmaladığımı hissediyordum.
Kendime gelmek ister gibi kafamı iki yana salladım.Banyoya girdim ve kapıyı kilitledim. Üstümü çıkarıp kirli sepete attım. Aynaya baktım, gerçekten yüzüm berbat olmuştu.
Üç gündür karokala gidip geliyordum. Hatta bazen gün içerisinde iki-üç defa gidiyordum. Babam beraber gelişmeleri öğrenmek istiyordu. Fakat Belçim benden daha yorgundu ve yalnızca bir kere gelmişti.
O gelmek istemediğinden ben gidiyordum. Ama gitmemin sebebi daha çok dört duvar arasında sıkışıyor gibi hissetmemdi. Bir şeyler yapmadan durmak çok zordu.Siyah gözlerim yorgun , büyük dudaklarım bükük, kaşlarım çatık ve siyah saçlarım karışıktı. Kendimi böyle görmem moralimi bozdu . Burnumda ki piercingi çıkardım ve duşa girdim. Saçımı kuruttum ve pijamalarımı giyip çıktım. Annem yemek hazırlamıştı , gidip yiyecektim ama midem bulanıyordu.
Hazal'ın, en yakın arkadaşımın gözlerimin önünde ölmesi beni her anlamda çok kötü etkilemişti ama bunu insanlara göstermek istemiyordum.
Odamdan telefonu aldım ve mutfağa gittim. Tam oturmuştum ki yemeğin Hazal'ın en sevdiği yemek olduğunu gördüm.
Dondum. Donakaldım... Neden?Ben hep böyle mi yaşayacaktım?Artık her an onu hatırlayıp acı mı çekecektim? Dışarıya karşı ne kadar soğuk olsam da içimdeki fırtınalarda sürüklenirdim.İnsanlar bu fırtınaları görmek istemezdi. Bu yüzden de iyi olduğumu zannediyorlardı. Ama aslında değildim ve bunu en iyi anlayan nadir insanlardan birini kaybetmiştim.
Annem ve babam sürekli bir şeyler söylüyordu ve bu kafamdaki gürültüleri arttırıyordu.
Midemin bulantısı da arttığında
dayanamayıp, tabağıma doğru eğdiğim başımı kaldırdım ve "Yeter!Yeter bir susun artık" dedim. Sandalyeyi sesli bir şekilde ittirerek ayağa kalktım ve koşarak odama girdim. Kapıyı kapattım. Sırtımı kapıya yaslayıp derin derin nefesler almaya başladım. Sinirlerim çok gerilmişti. Sakinleşmem gerekiyordu.Kendimi daha iyi hissettiğimde sırtımı kapıdan ayırdım ve karşımdaki masama doğru ilerledim. Masanın üzerindeki telefonu aldım. Belçim'i bugün hiç aramamıştım. Telefonumu açıp birkaç tuşa bastım ve Belçim'i aradım. Telefonu kulağıma yasladım Dördüncü çalışta açıldı.
"Alo," dedim ve ekledim."Nasılsın?"Bir süre ses gelmedi. Ardından "Sence?" diyen yorgun sesini duyduğumda bir şey diyemedim. Başımı eğdiğimde aramızdaki sessizliği Belçim bozdu. "Sen nasılsın?"
"Aynıyım," dedim.
"Bu arada ben sana söylemeyi unuttum," dedi bir anda. "Annemler beni İstanbul'a gönderecek. Senin de gelmen için bu akşam size geleceğiz. Bizimkiler sizinle konuşacaklar,"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM
Action12.Sınıf'ın son haftasından bir onceki hafta yaşanılan bir katliam,kardeş gibi olan üç arkadaş,beklenmedik kişiler ve duygular. Hazal,Sude ve Belçim 12.Sınıfın son haftasında eğlenmek için okula gelirler.Ama birden okulu basan adamlar büyük bir katl...