Atlas: Aleyna'm
Aleyna: Sevgilim
Aleyna arkama doğru koştu. Şoktan çıkıp arkamı döndüm. Aleyna, Atlas ile sarılıyordu. Bir yandan sevinirken bir yandan kızgındım. Sevgili olmaları benim onlarla daha çok karşılaşmam anlamın geliyordu. O da beni gördüğüne şaşırmış olacak ki ağzı açık kaldı. En sonunda konuşmaya başladı.
Atlas: Yen- ay pardon, sinirli bacı
Asya: Ansiklopedi
Dedik birbirimize bakıp.
Atlas: Ansiklopedi ne alaka bacım
Asya: Lan sen misin Aleyna'nın sevgilisi
Aleyna: Ne oluyor, tanışıyor musunuz
Asya: Sinir bozucu komşumun arkadaşı. Daha sabah tartıştık arkadaşıyla
Atlas: Ayyy o ne biçim kavgaydı
Aleyna: Ne oldu ki
Atlas heyecanlı heyecanlı anlattı bütün kavgayı.
Aleyna bana dönüp imayla baktı. Kafamı olumsuz anlamda salladım.
Asya: Bakma öyle,asla olmaz
Aleyna: Sen öyle san
Diyip sırıttı.
Atlas: Merak etme Ayaz yok
Diyip o da sırıttı.
Asya: Şükür namazı kılacağım artık
İkisi birden kahkaha attığında hemen fotoğraflarını çektim. Fotoğraflarını çektiğimi farketmediler sanırım. Çok yakışıyorlardı. Uzun süre konuştuktan sonra eve gitmeye karar verdim.
Asya: Ben artık gidiyorum
Aleyna: Biraz daha dursaydın
Atlas: Aynen yenge
Suratına anlamazcasına baktım. Pot kırdığını farketmişcesine gözlerini sonuna kadar açıp eliyle ağzını kapattı.
Asya: Yenge?
Saniyelik gülümseyip garip sesler çıkardı.
Atlas: Hiç ya öylesine dedim
Hiç inandırıcı değildi.
Asya: Eh, peki madem, görüşürüz
İkisi de görüşürüz dediklerinde banktan kalktım ve eve doğru gitmeye başladım. Bir kaç kere yanlış yola girsem de sonunda evi buldum.
Anahtarı almak için elimi cebime soktuğumda anahtarı almadığımı farkettim. İçimden kendime birazcık(!) küfrettikten sonra telefonumu açıp abimi aradım.
Binanın dışındaki zil çalışmadığı için zile basmadım. Abim talefonu açmayınca bir kaç kere daha aradım. Telefon yine açılmayınca aramaktan vazgeçtim. Muhtemelen uyuyordu.
Yorulduğum için iki binanın arasına geçip duvara yaslandım. Canım sıkıldığı için Ayaz ile uğraşmaya karar verdim.
Ne yapsam diye düşünürken aklıma gelen fikirle yerden çok da büyük olmayan bir taş aldım. Büyük bir taş alıp atarsam cam kırılırdı ve camın parasını almaktan çekinmezdi.
Aldığım taşı odasının camına attım. Biraz bekledim. Bir hareket veya ses olmayınca bir tane daha taş attım. Bu sefer beklemeden yerden taş aldım. Tam atacakken Ayaz'ı gördüm. Hemen içeri gitti.
Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken elimdeki taşı yere attım. Ayaz gelince bana gülümseyip bir anda üzerime bir kova dolusu su döktü.
Beklemediğim için refleksle çığlık attım. Tekrar Ayaz'a baktım ve bana sırıtarak baktığını gördüm.
Asya: Seni şerefsiz herif. Bu soğukta su mu dökülür
Ayaz: Niye olmasın
Asya: Niye olsun. Hasta olacağım senin yüzünden
Ayaz: Taş atmasaydın sen de. Neyse artık evine gir
Tam konuşacakken pencereyi kapattı. Penceresine bakakaldım. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Çömelip yere oturdum.
Hava çok soğuktu. Bir yandan rüzgâr esiyor bir yandan da hava kararıyordu. Kış ayındaydık ve ben ıslak hâlde dışarda kalmıştım. Soğuktan titriyordum. Yanıma mont almamıştım.
Hapşırmaya başladığımda hasta olacağımı anladım. Son bir umut abimi tekrar aradım ama yine ulaşamadım. Artık öksürmeye başlamıştım. Ciğerlerini döküyordum neredeyse.
Ses gelince sesin geldiği yere baktım. Ayaz hızlı hızlı buraya doğru geliyordu. Sessizce ne yaptığını izliyordum. Yanıma geldi ve bir elini alnıma koydu. Bir küfür savurdu ve beni kucağına aldı.
Ayaz: Niye evine gitmedin
Asya: Anahtarım yoktu
Dedim hâlsizce. Nefesini dışarıya verdi ve yürümeye başladı. Kendi evinin olduğu apartmana girdi. Sanırım evine gidiyorduk.
Hazırda bölüm olmasına rağmen üşendiğim için yayımlamadım ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu
HumorKatkıları için @Seungminintheworld ve @DevrimSudeTan Arkadaşlarıma teşekkür ediyorummm Yeni taşınan iki kardeş Çok yakın iki ev Karşılıklı camlar Ya biri diğeriyle konuşmaya çalışırsa?