" Tek bir şey soracağım. Sen de tek bir cevap vereceksin." Hemen sözünü kestim.
" Sonra gideceğine söz ver." İşimi riske atamazdım.
" Söz." Başımı olumlu anlamda salladım.
" Peki tamam sor." Önce yutkundu adem elması yavaşça hareketlendi. Ardından dudaklarını ıslatıp konuştu.
" Ali'yi seviyor musun Fahriye? Onunla gerçekten evlenmek istiyor musun?" Sertçe yutkundum. Birkaç saniye sessiz kaldım.
" Nereden duydun?" Sadece bu soruyu sorabilmiştim.
" Bir önemi var mı?" Soruma soruyla karşılık verdi. Başımı olumsuz anlamda salladım.
" Neden soruyorsun ki?" Elini saçlarına atıp sinirle karıştırdı.
" Sence nede-" Yüksek çıkan sesiyle hemen uyardım.
" Şştt sessiz ol." Sorgu dolu kızgın gözlerini gözlerime sabitledi. İşte şimdi kaçacak yerim kalmamıştı.
" Abim öyle istedi." Dedim kısık bir sesle. Bu durumu kimse bilsin istemiyordum ama 'evet' desem kendimi asla affedemezdim.
" Abinin ne istediği sikimde bile değil. Sen onu istiyor musun?" Ağzından çıkan küfürle şaşkınlıkla yüzüne bakmıştım. Ama şuan ettiği küfürün bile farkında değildi.
" Bana fikrimi soran yok." Dedim bakışlarımı yere sabitlerken.
" Ben varım." Düşüncelerime birinin saygı duyması iyi hissettirmişti. Bu yüzden açıkça konuştum.
" İstemiyorum." Sesli ve rahat bir nefes bıraktı dışarıya doğru. Ardından hızla konuştu.
" Bundan sonrası bende. Ben herşeyi halledeceğim." Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.
" Neyi halledeceksin?"
" Yarın isteme falan olmayacak. Bana güven." Başımı hızla olumsuz anlamda salladım.
" Ali olmazsa bir başkası olacak. Abim beni her şekilde evlendirecek. Hiç tanımadığım biri olmasındansa böylesi daha iyi." Başta anlamasa da sonrasında anlayışla bakmıştı yüzüme.
" Tamam ben konuşurum abinle. Rahat bırakır seni." Artık abim beni rahat bıraksa bile olmazdı. İpler çoktan kopmuştu.
" Beni bu evde istemiyorlar." Dedim bunu sözlü olarak dile getirmek epey zordu. Gözümden düşen yaşlar bunun kanıtı niteliğindeydi zaten. Zorda olsa devam ettim sözlerime.
" Ve ben istenmediğim bu evde daha fazla kalamam." Yaşlar bir bir yanaklarımdan süzülüyordu. Yabancı bir adama içimi dökecek kadar çaresizdim.
" Fahriye sen misin?" Yengemin sesini duymamla irkildim. Anladığım kadarıyla merdivenlerden bahçeye iniyordu. Hızla ona doğru döndüm.
" Git çabuk!" Başını hızlıca sallayıp beni onayladı. Ve dudaklarından son sözleri döküldü.
" Sana söz veriyorum Fahriye herşeyi halledeceğim. Yarın bu saatlerde dertlerinden kurtulmuş olacaksın." Hızla bahçeden çıkmıştı.
Bende bunu fırsat bilip evin girişine doğru ilerledim. Sözlerinde ciddi miydi bilmiyorum ama içim ona inanmak için can atıyordu. Belki de yalnızca umut ediyordum.
" Ne yapıyorsun kız gece gece dışarıda?" Yengem hafif bir sitemle sormuştu bu soruyu.
" Hiç uyku tutmadı da hava almaya çıktım." Dedikten sonra hızla yanından geçip odama çıktım.
Yatağıma girdiğimde aklımda yalnızca onun sözleri vardı. İçimde bir yerde umut yeşermeye başlamıştı.
&