Selam! Yeni bölümle geldim.
Normalde bölüm saatini 19.00 olarak belirlemiştim ama evde olmadığım için geç yayınlamak zorunda kaldım.
Normalde bölüm yayınlamadan önce son kontrolü yaparım ancak bu bölüme kontrol yapamayacağım maalesef. O yüzden yazım yanlışları varsa affola....
Bir önceki bölüm heyecanlı bir yerde bittiği için sizi fazla bekletmek istemiyorum. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur. Satır arası yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar...
Medya: İmay Yavuz
—
"Ben katil değilim!" Dedim.
"Katilsin hemde annenin katilisin!"
"Saçmalıyorsun." Dedim gülerek.
"Annen öldü! Onu öldürdün! Nasıl katil değilim dersin?" Sinirlenmeye devam ediyordu birazdan üstüme yürümeye de başlardı. Hep yaptığı gibi...
"Bana suç atmaktan vazgeç artık! Sende duydun doktorlar kimseyle bir alakası olmadığını söyledi."
"Yalan! Hepsi yalan. Doktorlar da biliyor ama susuyorlar." Her seferinde itiraz ediyordu, alışmıştım.
"Sus artık, sus! Yeter! Nasıl bir babasın sen?" Derin bir nefes aldım. "Küçücük bedenimle nasıl birinin canına kıyabilirim? Onu ben öldürmedim! Kendine gel artık!"
"Ben gayet kendi-" diyordu ki sözünü kestim.
"Annem öldü! Kabullen artık! O beyin kanaması geçirdi ve öldü! Bana sen öldürdün diyerek acı çektirmekten vazgeç artık! Yeter!" Gözlerim dolmaya başlamıştı. "Onu ben öldürmedim!" Birkaç göz yaşı yanağımdan süzüldü. "Annemin ölümüne üzülüyorum ve o içimde hep bir burukluk olarak kalacak ama sen de kabullen artık o öldü ve sebebi hiçbir zaman ben olmadım!"
"Sus!" Dedi üstüme yürürken.
"Hani, dedin ya; soyisimlerimiz farklı diye... İyi ki farklı Kartal Durmuş! Senin gibi lanet bir adamın soyadını taşımaktansa hiç tanımadığım birinin soyadını taşırım daha iyi." Arkamı döndüm ve motoruma doğru adımlamaya başladım.
Yaşlar gözlerimden su gibi akmaya devam ederken Kartal'ın sesini duydum. "Gülsüm'ün mezarını açtıracağım."
Hızla arkamı dönüp dehşete düşmüş bir yüz ifadesiyle ona baktım. "Ne?!"
"Herkes senin nasıl cani bir katil olduğunu öğrenecek! Sen anneni öldürdün! Sen bir katilsin ve hiçbir zaman benim kızım olmayacaksın!"
"O mezar açılmayacak!" Son sözümü söyleyip motoruma döndüm ve binip hızla uzaklaştım.
Ben bebekken dahi baba sevgisi görmemiş bir insandım. Bebekliğimden beş-altı yaşlarına kadar teyzemde ondan sonra ise babamda kalmıştım. Çoğu hafta sonu teyzemlere gitsem de genel olarak maalesef babamda kalıyordum. On sekiz yaşıma geldiğimde ise hem okuyup hem çalışmış ve kazandığım ilk paramı biriktirip bir motor almıştım. Sonraki aylar ise kendimi bir boks salonuna yazdırıp spor yapmaya başlamış ve birkaç yıl sonra müsabakalara çıkmaya başlamıştım, artık boks sayesinde ikinci bir gelir kaynağı elde etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZAEN
Teen Fiction"Kaza! Kaza olmuş!" - Ama artık anlamıştım. Aşk vardı, ilk görüşte aşk ise kaderin bir cilvesiydi... - Karısına hâlâ aşık. Ondan bahsederken gözlerinin içi parlıyor ve bu benim canımı yakıyor. - "Garip olan bunlar değil." Dedim tane tane. "Garip ola...