7. BÖLÜM

47 4 15
                                    

   Ve birden JYP'den telefon geldi.
"Alo? Pd-nim?"
"Alo? Soo şirkete gelir misin?"
"Tamam." Dedim ve telefon kapandı. Minho,
"Noldu?" Diye sordu.
"Sorun yok JYP beni çağırdı. Sende gelsene benimle." Diye cevapladım.
"Tamam üstüme bir şeyler alıp geliyorum." Dedi. Bende telefonumu ve anahtarımı alıp çıktım.

   Arabaya bindik. O arabayı sürerken bende onu izliyordum... Direksiyonu sola kırarken göz göze geldik. Kızardığıma emindim...
"Ne oldu sevgilim? Neden öyle bakıyordun bana?"
"Ha? He yo-yok ben senin nasıl arabayı sürdüğüne bakıyordum..." Dedim... BEN MAL MIYIM AW?
"Bebeğim ne oldu? Neden bu kadar streslisin?"
"Belli oluyor muydu?" Diyip yakamı gevşettim. Minho gülümsedi ve,
"Rahat ol kuzum, bizbizeyiz bak."

YHA KUZUM DEME ISTE ONU DEME AMK

   Neyse sakinim... 2 dk sonra şirkete vardık ve JYP'nin odasına girdik. En başında olduğu gibi, ben kapıyı tıklattım, Minho gülümseyip bana yer verdi. Dejavudaydım sanki...

   Jyp,
"Soo? Tek gelmemişsin, ama ne mutlu ki bu benim için bir fırsat! Konserde Senorita performansını sergileyceksiniz. Ve şimdi çıkabilirsiniz." Dedi. BARI ALISTIRA ALISTIRA SOYLESEYDIN BE ADAM!
Neyse, Lino'ya baktım çıkarken. Yüzü gülüyordu, e tabii sonuçta benimle yakın dans edecekti ya mutlu olur beyefendi! Her neyse, havadan sudan konuşarak eve gittik.

   Kapıyı çaldım ve açan Binnie oldu. Gözleri kıpkırmızı, teni solgun, her zaman dudakları pespembe olan çocuğun dudakları kuru ve renksizdi.
"Uh- h-hoş geldiniz çifte kumrular." Dedi titreyen sesiyle.
"Ne oldu Binnie? Yüzün çökmüş resmen." Dedim montumu çıkarırken. Lino bizi pür dikkat dinliyordu. Binnie aşırı durgun ve gergin olan üyelerin yanına oturdu. Burnunu çekti ben Minho'nun yanına otururken.
"Off! Çok aptalım! Neden kavga ettim  ki onunla?!" Diyip alnına vurmaya başladı.
"Kimle kavga ettin? Chan nerde?" Diye sordum.
"Chan'la kavga ettim! Bugün Chan sizden 5 dakika sonra çıktı. Markete gideceğini söylemişti. Bir süre gelmeyince marketin yolunu tuttum. Daha kolay olsun diye bir ara sokaktan geçerken sarışın bir kızla opustugunu gördüm..." Dedi. Kanım donmuştu. Chan böy.e bir şey yapacak çocuk değildi! İnanamıyordum... 

   Kollarımı sıvadım ve Chan'ın odasının kapısını tıklattım.
"Channie? Orda mısın?" Dedim. Burun çekerek,
"Git! Sende bana inanmayacaksin sonuçta!" Dedi.
"Ön yargılı davranmamalisin Channie." Dedim sakince.
Yine açmadı... Bu sefer belki açar diye Silent Cry söyledim,
넌 그저 그렇게 아무렇지 않게
넌 웃고 있는데 들리는 네 말에
You always say "I'm okay" 하지만 다 보여
너의 마음속 외로이 흐느끼는 너

조용한 방 불을 끄고 나면
환하게 웃고 있던 넌 점점 시들어가
아무도 없는 빈 공간
가끔 긴 한숨만 들리는 밤
너의 마음속 외로이 흐느끼는 너

현실에 메마른 눈 ey
네 마음속의 오아시스 따위는 보이지 않아
여전히 헤매는 you
내가 한 발 가까이 다가가 ooh

말없이 외치는 너의 목소리를 내가 들어줄게
맘속 한켠에서 길을 잃어 더는 지치지 않게
서툴게 닫아 둔 너라는 그 공간 문틈 사이로
내게만 들리는 silent cry
그동안 숨겨둔 silent cry-

Dememle Chan devam ettirdi,

조용히 감춰둔 너의 눈물을 이젠 보여도 돼
내게 woah woah woah
익숙해진 혼잣말 이제는 내게도 들려줄래
너만 아파하지 마
내게 줘 네 silent cry woah

같이 울어 줄게 (줄게)
그만 참고 let it go go go
힘 빠지면 잡아 줄게 (줄게)
기대기만 해 cause I won't let you go

참기만 하는 것도 쉽지 않은 것 같아
혼자서 노력해도 안 될 때도 많은데
넌 웃고 싶지 않은데도 웃고 있어 왜
괜찮아 라는 말은 내가 대신해줄게

말없이 외치는 너의 목소리를 내가 들어줄게
맘속 한켠에서 길을 잃어 더는 지치지 않게
서툴게 닫아둔 너라는 그 공간 문틈 사이로
내게만 들리는 silent cry
그동안 숨겨둔 silent cry

조용히 감춰둔 너의 눈물을 이젠 보여도 돼
내게 woah woah woah
익숙해진 혼잣말 이제는 내게도 들려줄래
너만 아파하지 마 (아파하지 마)

너의 맘속에 비가 내릴 때
내가 같이 맞아 줄게
버티고만 있지 마 내가 우산을 펼게

벅차오르는 눈물을 막기에는 벅차 보여
빗물이 고여 빗물이 고여 모든 일이 꼬여
밝은 너의 뒤에 어두운 그림자
내게 들켜도 돼 숨기지 마

Silent cry
Silent cry

내게만 들리는 silent cry
그동안 숨겨둔 silent cry

조용히 감춰둔 너의 눈물을 이젠 보여도 돼
내게 woah woah woah
익숙해진 혼잣말 이제는 내게도 들려줄래
너만 아파하지 마
내게 줘 네 silent cry woah

   Ardından sakince kapıyı açtı. O an Minho'dan daha beterdi... Bana bakamıyordu. Utandığı buradan belliydi. Dudakları kızarmıstı hatta kanıyordu!
"Chan dudakların kanıyor!" Dedim telaşla.
"O-ow sorun yok, sadece yıkamaya çalıştım o kadar..." Dedi. Boynuna sarılıp ne olduğunu sordum. İçeriye bakacaktım fakat izin vermedi.
"Seninde moralini bozamam olmaz odaya giremezsin..." Dedi. Bende kafamı sallayıp onu kendi odama davet ettim. Kabul etti ve yatağıma oturduk.

   Chan elleriyle oynuyordu. Burnu kızarmıştı. Şişmiş gözlerinden hâlâ yaşlar akıyordu.
"Haydi anlatmaya başla..." Dedim.
"Tamam. Ben markete gidiyordum, sonra sahte bir sarışın bana yaklaştı. Kız açık giyimişti. Kız evine gelmemi teklif etti. Onu görmezden geldim. Ben onu görmezden geldikçe o bana daha çok yaklaştı. Sonra deri ceketimde bir acı hissettim. Kız tam belime bıçak tutuyordu. Beni tehdit ede ede ara sokağa soktu. Hiç bir şey yapamazdım yapsaydım beni öldürecekti. Beni duvara yasladı ve beni öpmeye başladı. Karşılık vermedim ama o dahada zorluyordu sınırları. Sonrada Changbin geldi ve bizi gördü işte. Kız onu görünce kaçmaya başladı ve başardıda. Soo yemin ederim benim bir suçum yok... Skz ve Stay'lerin üstüne yemin ederim ki hiç bir suçum yok, lütfen bana inan..."

《°•Lino•°》Where stories live. Discover now