Bugün tüm gün uyudum galiba, bugün derken işte pazartesi iftardan önceden bahsediyorum. Kolay geçiyor ya ramazan Allah'a şükür. Her neyse bugün iftarda tuzumuzu arkadaki dışarı kaşıklarının paketinden sağladık, annem benim için ta içerden gitti getirdi. Babam o sırada tuzu gayet iyi falan zırvalıyordu, ona da bir laf verdim de hatırlamıyorum şu an her neyse. Sonra akşam namazını kıldık ve çaya oturduk hamd olsun, annem dolaptan bir leblebili az çekirdekli bir poşet buldu sadece, abim de geldi şey diyor leblebileri teker teker göstererek bunu mu yicez bunu mu yoksa bunu mu biz de güldük iyiydi. Ben de zaten dün de demiştim Çamlıca'ya gidelim mi diye tatlı bir şey olmadığını da görünce iyi denk geldi dedim içimden ve bir daha teklif ettim kabul etti gibi oldular biraz tartışma kararsız kalma vs. sonrası sekiz rekat teravih kılıp çıktık çok şükür. Dedemiz yine oradaydı, dikkat çekici bir insan annem onu görünce aklına dedem geldi ve onu özlediğini söyledi, dur bir Fatiha okuyayım ruhuna. Eve gelirken bimin yanındaki bakkal açıktı abim şey dedi bu tarz zamanlarda da bakkala gitmeye yüzüm olmuyor hani hiç gelmezdik de marketler kapalıydı mecbur gibi, ben annemle gidelim dedim abim Asuman gitsin diyordu sonra abim dedi annem ben niye gidiyorum ya diyordu sonra abim dedi Asuman la ben gideceksem tek ben giderim dedi benim gidesim vardı beraber gittik. Ben etrafa baktım dedim hurma var mı? Yoktu, her neyse tuzu aldık arabaya bindik. Eve gelince maden suyu yaptı babam içine limon doğrayıp koymuş vay be! Görüyor musun? Her neyse Designated Surviver izledik salonda. Bakkaldan arabaya binince de babam evde var mı maden suyu diye sormuştu zaten, kimse bilmiyordu abim de dedi yoksa bile gitmem tekrar bakkala varmış Allah'tan, hehe hamd olsun. Neyse sonra ben odama geçtim falan işte; Yalı Çapkını, Tünel, Max Planck tatlı falan sahur vakti şimdi 04.47 byee.
