Klausun Doğuşu
Bir zamanlar sadece insandım. Bir fani, bir ölümlüydüm. Şimdi ise acımasız bir yaratığım. O günü hiç bir zaman unutamıyorum. Bir kadın vardı, ona aşıktım. Fakat o beni kanım için kullanmıştı. Yaptığı küçük hatada beni başla biri yapmıştı. O gece onunla odadaydık. Bir şeyler içiyorduk ve o gece bana aslında ne olduğunu ve bunca zaman kanımı nasıl içtiğini itiraf etmişti. O anki korkuyla ondan uzaklaşmaya çalıştım. Fakat beni yakalayıp öldürmüştü. Hesaba katmadığı tek şey o gece onun kanı ile ölmemdi. Uyandığımda ortada yoktu. Kendime geldiğimde çok aç ve sinirliydim. Dışarı çıktığımda gece 01.23 civarlarıydı. Çok az insan vardı. Bunu fırsat bilip gözüme kestirdiğim kadını ardından bir adamın kanını kurutana kadar içmiştim. O an kendimi kaybetmiştim. Başım dönüyor, kulaklarım çınlıyordu. O günden sonra kendimi güneş almayan odalara kapatmıştım. Bir gün biri ile tanıştım. Benim güneşte yürümem için bir büyü yapmıştı. Ve işe yaramıştı. O günden sonra hayatıma sabahlarıda devam etmeye başladım. Zaman geçtikçe tek kalmaktan sıkılmaya başlamıştım. Sonunda büyük adımı atmıştım. Kendime bir ırk yaratmıştım. Hepsi benim emrimdeydi. Zaman geçtikçe yenileri geldi, ölümler oldu. Ama her seferinde yıkılmadım.Günümüz Klaus
Dominic geldiğinden beri işlerim kolaylaşmıştı. Valeria'nın tabutta olması tamamen onu güvenliği içindi. Cyrus hala bir hamle yapmamıştı. Yapacağı zaman Valeria'nın zarar görüceğini biliyordum. Bu yüzden onu odamdaki gizli bölmede tabutun içinde saklıyordum. Dominic'i fazla bekletmeden salona geçtim. Geldiğimde bir masumun kanıyla besleniyordu. Pek umrumda değildi açıkçası. "Evet geldim? Planın tam olarak nedir acaba?"
"Bunun için o kıza ihtiyacımız var Klaus biliyorsun."
"Hayır gerek yok!"
"Bana karşı çakmak istemezsin Klaus"
"Senden daha tecrübeliyim Dominic sen sadece üst düzey büyüler yapabiliyorsun. Ama Valeria seni parçalayacak kadar güçlü bunu unutma. Büyülerin ona işlemez belki bana işler."
"Neden o aptalı koruyorsun Klaus?"
"Kız melek kanı taşıyor aptal herif!"
Şaşkın bir şekilde baka kaldı.
"Nasıl?" Diye sordu.
"Kızın annesi melekmiş. Aile bireyleri ölmeden önce kıza bütün güçlerini bırakmış. Ve tabiki Cyrus benden hızlı davranmış."
"Ne abarttın Cyrus ile evli değil ya sonuçta?"
Öylece baka kaldım.
"Sen şaka yapıyorsun."
"Maalesef nişanlısı." Dedim ciddi bir sesle.
"Bunca zaman ne yapıyordun Klaus?"
"Kes sesini! Son uyarım Dominic!"
"Öyle olsun sert çocuk. Ben insan avlamaya şehire gidiyorum."
"Git!" Dedim sadece. Ardından tekrar odama dönüp masama oturdum. Gelen telefonu açıp yanıt verdim. "Evet. Kimsiniz?"
"Ursulahı geri ver Klaus!"
"Vay,vay vay Cyrus sonunda aklına geldi."
"Ursulayı geri ver yoksa kapında beni ve askerlerimi karşında bulursun."
"O kadar korktum ki anlatamam Cyrus"
"Bunu sen istedin Klaus"
"Demek beni karşına alıyorsun. Ne yazık, beni düşman olarak seçmen." Diyip telefonu yüzünü kapattım. Cyrus'un karşısına çıkartmam gereken kişi Valeriaydı. Tabutunu açmak ve açmamak arasında kararsızdım. Zor durumda kaldığımda açabilirdim. Ama kalmayacağım için sorun yok. Daha fazla oyalanmadan güvenlikleri arttırdım ve bina içindeki askerleri artırdım.
Büyük savaş yaklaşıyordu. Cyrus, Ursula için gelip yanında Valeriyı da almak isteyecekti. Fakat Valeria ortada yok... Ne tesadüf. Sadece Valeria için Ursulayı bağışladım. Yoksa çoktan kalbi elimde olurdu. içeri giren Dominic çok telaşlıydı. fark ettiğim şey karnındaki bıcaktı. Gözümün önünde yere yığılmıştı. Dakikalar içinde odaya yabancı vampirler sarmıştı. İşte beklenen atak gelmişti. Cyrus partiye katıldı. Dakikalar içersinde kendisinde odaya girmişti.
"Naber? Sana geleceğimi söylemiştim değil mi?"
kısa bir kahkaha attım Cyrus'a döndüm. "Kendini çok mu güçlü sanıyorsun" pişkin bir ifade ile; "Güçlüyüm Klaus. Benden yaşlı ve üstün olman, güçsüz olmam anlamına gelmiyor."
Boğazımda olan parmakları nefesimi kesiyordu. Yaptığım hamle ile Cyrus zeminle bir olmuştu. Ayağımla kafasına sertçe bastırıyordum. "Ahmak herif. Hala anlamadın değil mi? Ben senden üstünüm."
"Siktir git Klaus!" Ayağımı çektiğimde hızlıca ayağa kalkıp, karşıma dikildi. "Ursula nerde?" Gıcık bir ifade ile; "Merak etme az bir şey acı çekiyor."
Lafımı tamamladığımda, yüzüme sert bir yumruk yemiştim. "Sert çocuk." Diyip belimden çıkardığım bıçağı kalbinin tam yanına sapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valeria İlk Kan +18
Vampire"Mezarlığın eski taşları, ay ışığının altında hüzünlü bir melodi gibi parıldarken, şehirin sessiz sokaklarında bir gizem hüküm sürüyordu. Geceye gömülen bu şehir, sırlarla dolu bir geçmişi saklıyordu; derin karanlıkta, vampirlerin gölgesi yavaşça uz...