2. Bölüm

12 2 0
                                    

Kendimi kendi odamın yatağında buldum. Gerçekten rüya değilmiş. Uyanır uyanmaz odamdan çıktım ve hemen kalabalığı aramaya başladım. Otel gerçekten çok büyük, bu yüzden gezmesi de zor!

İstesek de, istemesek de kalacağımız bu yerde çevreyle tanışmamız gerekiyordu. Sürekli Uzaya bağlı bir şekilde kalamazdım.

Kalabalığı görüp içine karıştığımda yanıma sarışın, uzun saçlı ve yeşil gözlü bir kız yanaştı. Bana biraz baktıktan sonra gülümseyip konuşmaya başladı.

"Selam!"
"Selam..."

O, böyle bir durumda nasıl bu kadar heyecanlı olabilirdi ki?

"Ben Albay!" diyerek elini uzattı. "Memnun oldum!"

Çekinerek elini sıktım. "Yıldız...bende memnun oldum..."

Bana bakarken heyecanlı bir şekilde gülümsüyordu. Neyin nesi bu kız? Sevmedim değil, ama neden bu kadar soğuk kanlı?

Albayla ellerimiz sıkışmaya devam ederken yanımıza bir kız daha geldi.

"Selam..."

Bu kızı hatırlıyorum... Hani şu Birbirlerimizi öldürmeyeceğiz, değil mi? diye söyleyen kız.

Albay heyecan içinde karşıladı kızı. "Selaam!"

"Şey... sizin içinde bir sakıncası yoksa arkadaşlığına bende dahil olabilir miyim..?"

"Tabii!" diye sevinçle söyledi Albay, "Tabii ki de olabilirsin!"

"Ben Mira, Mira Erbilek."

"Albay Çelik!"

"Yıldız Zümrüt..."

"Arkadaşlar... Size güvenmek istiyorum. Kesinlikle ama kesinlikle, kimseyi öldürmeyeceğiz. Değil mi?"

Albayın yüzü azda olsa düşmüştü. Hiçbir şey demeden Miraya baktı. "Tabii..."

Miranın dediği gibi, ben arkadaşlarıma güvenmek istiyorum. Ama ya onlar güvenmezlerse bizlere? Ya ihanet ederse bizlere? Sırf bu aptal yerden kaçabilmek için, ya ihanet ederse bizlere? O zaman ne olacak?

Uzayı yeni arkadaşları ile seyrediyordum. 4 kişilik grup kurmuşlar bile... Birisinin kafasında motor kaskı bile var.

Gördüğüm sinirli adamda oradaydı. "Havalandırmaya bile girdim dostum. Havalandırmadan bile çıkamıyoruz amına koyayım!"

Albay Uzaya baktığımı fark edince oda dönüp baktı, ve hemen ardından ayarsız ses tonuyla konuşmaya başladı. "Ya, bak! Gelin, onlar ile de tanışalım!"

Mira Albaya isteksiz bir şekilde baktı. "Albay... biliyorum arkadaşlarımız olsa daha iyi ama, onlara güvenebilir miyiz?"

"Saçmalama Mira, cinayet işleyecek değiller ya!"

Albay kendinden emin bir şekilde erkek grubunun önüne doğru yaklaştı ve omuzları dik bir şekilde karşılarına geçti. Bizde Mira ile mecburen Albayın yanında durduk.

"Günaydın gençler!"

Erkek grubu Albaya ayar olmuş bir şekilde bakışlar atıyordu. Uzay bana doğru gülümseyerek, "Günaydın." dedi. Oha! Bana bakarak dedi bunu. "Günaydın Uzay."

"Uzay...? Adımı nereden biliyorsun?" Hassiktir... Doğru ya.

"İlkokulda aynı sınıftaydık! Hatırlamadın mı!" Tanrım... Stalkladığımı falan anlamış olmasın?

Bir kaç saniye bakıştığımızdan sonra hemen konuşmaya başladı. "Yıldız!" Oha! Hatırlamış beni!

Uzay ile biraz gülüştükten sonra yanındaki diğer adamlar bana bakmaya başladı. Ama sanırsam niyetleri kötü değildi.

"Ben Toprak Altun. İyi geçinelim." Sinirli adam dediğim... Gerçekten baya kaslı ve iri!

"Deniz Gencer. Söz veriyorum olay çıkarmayacağım!"

"Uzay Başaran." Biliyorum aslanım biliyorum soyadını...

Motor kaskı takan adam maskesini çıkarttıktan sonra, "Bu yüzü iyi hatırlayın." dedi egolu bir ses ile. "Çevik Yüksel."

Bu şekilde azda olsa -arkadaş- olmuş olduk. Çok uzatmadan bizim grup ile otelin etrafını dolaşmaya başladık. Gerçekten 5 yıldızlı bir otel gibi! Her şeyi var resmen. Herkesin odası var, yemekhanesi var, spor salonu var, barı var, say da say! Üstelik burada bedavaya kalıyoruz!

Oteli hemen hemen ezberledim sayılır. Yemekhane, spor salonunun hemen yanında, spor salonu ise hemen çamaşırhanenin yanında.

Yemekhaneye grubumuz ile girdiğimizde, ikiz kızlar, onların yanında ise bir erkek gördük. Onlar da grup olmuşlardı! Albay dayanamadan gruba doğru el sallamaya başladı ve sadece ikizlerin biri karşılık verdi. İkizlerin ikisi de sarışın ve mavi gözlüydü! "Selam kızlar!"

"Selam, tanışmalıyız değil mi? Ben Kumsal, yanımdaki kardeşim ise Ekin."

"Merhaba arkadaşlar."

"Merhaba Ekin, ve Kumsal!"

Arkalarındaki kapüşon takan çocuk tavandan gözlerini alıp bize ters ters bakmaya başladı. Korkma yemeyeceğim!

Albay meraklı bir şekilde çocuğa döndü ve, "Sana da selam, adın ned-"

"Alparslan Dağlı, sizin?" Beklediğimden daha nazik bir cevaptı.

"Albay, Yıldız ve Mira." Sadece kafa salladı, ve tavanı izlemeye devam etti. Her türden insan var gerçekten burada!

9 kişinin hepsiyle de tanıştım. Neredeyse akşam olmuş, biraz odamda dinlensem iyi olur.

Dürüst olmak gerekirse, şuan ki oda benim odamdan daha güzel! Ama sadece huzur bulamıyorum...

Yatağıma yattım ve gece lambasını açtım. Yorganıma sarıldım. Yarın uyandığımda, çıkıp birinin bütün her şeyin aslında bir rüya olduğunu söylemesini istiyorum...

Karanlık OtelWhere stories live. Discover now