bence okuyunca anlarsın | end

17 6 14
                                    

••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"

kameraya bakın!" annem elinde ki telefonu bize doğrulttuğunda hyuck elini omzuma attı ve gülümsedi. aynı şekilde bende gülümseyip ona baktım. şanslıydım.

"seo, hyuck'a değil kameraya bak!" annemin sert uyarısıyla gülüp kameraya döndüm. bugün sevgililer günüydü."tamamdır çektim!" hyuck omzumda ki elini indirip avuç içimi öptü. her hareketine o kadar düşüyordum ki nasıl anlatacağımı da bilmiyordum. sadece gülümsedim.

"annemlerin yanından artık ayrılalım, sıkıcılar." donghyuck kulağıma doğru fısıldarken onu onaylayarak elini tuttum. "nereye gideceğiz?" omuz silkti.

"bilmem, nereye gitmek istersin?" dudaklarımı büzdüm. aklıma herhangi bir yer gelmemişti. "senin istediğin bir yere gidelim." hyuck bir süre bana baktıktan sonra gülümsedi ve yürümeye başladı. ona ayak uydururken aynı zamanda arkamızda kalan annemlere baktım. gittiğimizden hala habersizlerdi.

"nereye gidiyoruz?"

"sürpriz." gülümsedim. tüm herşeyimle ona uymak hoşuma gidiyordu.

arabanın yanına geldiğimizde hyuck binmem için ön kapıyı açtı. teşekkür edip bindim ve onunda yerleşmesini bekledim.

ona hislerimi itiraf etmemin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçmişti. kısa bir süre değildi, söylemesi ne kadar kolay gelse de bu sürede bir çok anı biriktirmiştik. ailelerimiz daha fazla yakınlaşmışlardı. mutluydum doğrusu, aksini iddia etmem yalan olurdu.

"seni çok güzel bir yere götürüyorum." güldüm ve omuz silktim. "söylemiyorsun ama, merak ettim."

"az sabret, sürpriz dedim bende." birşey demeden başımı camdan dışarıya çevirdim. hava yağmurluydu ancak bugün yağacak gibi değildi. yağsa da sorun olmazdı zaten.

"sence yağmur yağar mı?" camdan bakarken ona sorduğum soruyla birkaç saniyeliğine bana döndü. "bilmem. ama yağdığında fena olacak gibi." başımı salladım.

"3 ay sonra okulumuz bitecek." evet, mezun olmamıza sadece 3 ay kalmıştı. "okul bittikten sonra ne yapacağız?" dediğime gülümseyip bana döndü kırmızı ışıkta durunca.

"ne yapmak istersin?" dudaklarımı büzdüm. sadece onunla olmak istiyordum, birşey yapmak önemli değildi.

"birlikte olalım yeter." vitesin üzerinde olan elini tutup gülümsemesini izledim ve bende gülümsedim. o her güldüğünde içimde yeni bir şeyler canlanıyor gibi hissediyordum. belki bu kadar bağlanmak normal değildi ama insan sevdikçe bağlanıyordu ve günden güne değişiyordu.

donghyuck ile ilk çıktığımız zamanlar
erken uyanmaktan nefret ederdim. hatta ne zaman sabah dersim olsa hep geç kalırdım ama hyuck bunu değiştirmişti. her sabah evime gelip beni uyandırıyordu ve bu şuan da devam ediyordu. mesela limonlu kek'e bayılırdım, hatta aylarca sadece limonlu kek yiyebilirdim ama hyuck limon sevmediği için artık hem ondan istemiyor hemde yanında yemiyordum.

sevgi ve birliktelik bunu gerektirirdi. bazen insanlar sevdikleri için çoğu şeyden vazgeçmelilerdi.

"neden buradayız?" bakışlarımı etrafta gezdirip hyuck'a döndüm. kolundaki saate baktı ve bana doğru gülümsedi. "geç kalacağız, hadi."

birlikte arabadan indiğimizde hyuck elimi tutup yürümeye başladı. neden buraya geldiğimiz hakkında en ufak bilgim yoktu ama hyuck'un bir bildiğinin olduğunu düşünüyordum. tahminimce sürpriz yapacaktı.

aklımdan geçenlere güldüm. onu o kadar çok iyi tanıyordum ki davranışlarından bile sürpriz yapacağını anlayabiliyordum.

"şimdi gözlerini kapat sevgilim, ben seni tutacağım." hyuck'un dediğini yapıp koluna girdim ve gözlerimi kapattım.

şahsen fazlasıyla merak etmiştim nereye gideceğimizi. çünkü bugün annemler ile birlikte vakit geçirmeyi planlamıştık, hatta bunu hyuck istemişti. neden beni gizlice kaçırdığını anlayamamıştım.

"evet, geldik!"

"gözlerimi açabilir miyim?"

"dur dur, hemen değil. tut elimi." elimi kolundan indirip elini tuttum ve derin nefes aldım. heyecanlanmıştım.

"hazır mısın?" başımı salladım hevesle. "aç gözünü." yavaşça gözlerimi açıp etrafa şokla bakındım.

'will you marry me?'

şokla karışık kahkaha attığımda kendimi tutamayarak yere çöktüm. camla kaplı bir mekanın içerisindeydik ve tavanda koskocaman 'benimle evlenir misin?' yazısı asılıydı.

evet, bu bir evlenme teklifiydi. belki de mutluluktan ağlamam gerekiyordu ama ben kahkaha atıyordum.

"ya seo gerçekten, şuan tüm planımın içine sıçtın!" karnımı tutarak gülmeye devam ederken hyuck'un desteğiyle ayağa kalktım. evet, sanırım cidden planını bozmuştum.

boğazımı temizleyerek gülmemi durdurduğumda donghyuck ellerini belime sardı. "mükemmel birşey yapacaktım ama niye gülüyorsun?" gülümseyerek bende ellerimi boynuna doladım. "sevgilim, bizi biz yapan da bu değilmi? bence eğer duygulanıp ağlasaydım hiç samimi olmazdı." hyuck daha fazla kendini tutamayıp güldüğünde bene güldüm.

ve içten içe dua ettim,
birlikte hep mutlu olalım diye.

"peki o zaman," diyerek ellerini belimden çekti ve cebinden kırmızı bir kutu çıkardı. ne olduğunu anlamıştım tabi ki, bozuntuya vermemeye çalıştım.

"birbirimizi 6 yıldır tanıyoruz, hatta 1 ay sonra 7 yıl olacak. bu süre içerisinde birlikte çok fazla vakit geçirdik. gerek biz gerek ailelerimiz yakınlaştı..." gülümsedim.

"ben seninle daha fazla yakınlaşmak istiyorum seo. aynı eve çıkalım, birlikte yaşayalım, iyi ya da kötü günlerimizde birbirimize destek olalım, ileride çocuklarımız olsun, onlara bakarken gerekirse uykusuz kalalım ama yine de birlikte mutlu olalım." işte şimdi duygulanmıştım.

hyuck önümde diz çöktüğünde heyecanla atan kalbimi es geçtim ve şuana odaklandım. "benimle evlenir misin?" hiç düşünmeden hızla başımı salladım. artık tek bir bütün haline gelecektik.

mutluydum, mutluyduk, mutlu olmaya devam edecektik. birlikte olduğumuz her saniye bizi ve sevgimizi güçlendirecekti.

..

sevgili donghyuck;

seninle tanışalı bugün tam 1 yıl oldu. tuhaf ama sanırım sana fazlasıyla bağlandım. neden mi? bilmiyorum, sadece bağlandım işte. bunu nasıl fark ettiğimide bilmiyorum. neyse, sen bana bakma. tahminimce bu mektubu sana bir sonra ki yıl vereceğim çünkü eğer şimdiden bu hislerimi öğrenirsen yakınlaşmamız imkansız olur. ben seni daha fazla tanımak istiyorum hyuck. belki bir kaç ay sonra birbirimizden uzaklaşacağız ya da bir kaç yıl sonra. kim uzun süre arkadaş kalır ki? şuana kadar hiç 2 yıl konuşup görüştüğüm bir arkadaşım olmadı. bunu lise son öğrencisi söylediği için komik oluyordur, eminim. ama olsun, bu benim dramım öyle değil mi?
ㅋㅋㅋㅋㅋ! her neyse yine uzattım. bu mektupta açığa çıkarmak istediğim asıl şey sana olan hislerimdi. sanırım pek beceremedim, bence okuyunca anlarsın.

kim minseo
13.09.2019


☀️

YA SONUNDA BITIRDIM VALLA ASIRI ZOR YAZDIM SU BOLUMU
HER NEYSE OKUYAN 4 KISIYE COKCOK TESEKKUR EDERIM OZELLIKLE NAZ'IMA(poncigim)

sweet nothings | lee donghyuck Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin