Uçakta eve gidiyorduk. Oğuz doktorun izni ile hastaneden çıkmıştı. Hastanede kalmak istemiyordu. Selen teyze kalması için ikna etmeye çalışsa da Oğuz ikna olmayınca onlar da razı oldular. En kısa zamana bilet alan Alperen abi sayesinde bir gün sonraya, yani bugüne, bilet bulabilmiştik.
Apar topar çıktığımız için Ahu ve Bengü'ye tam veda edememiş gibi olmuştum. Onları özleyecektim. Numaralarını aldığım için bir nebzede olsa da mutluydum, telefondan konuşabilirdik.
Oğuz'un koltuğu yanımdaki koltuktu, yanımızda ise Alperen abi oturuyordu. Bilerek mi ayarlamıştı, bilmiyordum.
"Of çok sıkıldım." diye söylendi Oğuz. "Uyu." dedi Alperen abi çok yaratıcı şekilde.
Gözlerini kapatmış o da uyumaya çalışıyordu. Oğuz dudaklarını çocuk gibi büzerek etrafa boş boş baktı, en sonunda sıkkınca nefesini verdi. Kafasını yavaşça omzuma koyduğunda kocaman gözlerle ona döndüm. Tepkim ile gülümseyip bana daha çok sokuldu. "Oğuz?" dediğimde masumca "Hı?" dedi.
Bu Oğuz benim tanıdığım Oğuz değildi!!!
Benim tanıdığım Oğuz utangaçtı. Ama bu Oğuz temas bağımlısıydı. Ve utanmıyordu.
"Biz şimdi tam olarak neyiz?" diye çok absürt bir soru sordum. Emin olmam gerekiyordu. Zaten dün sabahtan beri baş başa kalamamıştık. Oğuz kocaman gülümsedi "Askerlik arkadaşıyız." dediğinde sinirle geriye çekildim, Oğuz ben geriye çekildiğim için kafası koltuğun koluna çarpmıştı. Kafasını tutup acıyla inledi, umursamadan çatık kaşlarla ona baktım.
"Gerçekten mi Oğuz?!" dedim sinirle. "Öküzsün Oğuz. Git konuşmuyorum seninle." dediğimde triple önüme döndüm. Oğuz şaşkınlıkla bana bakıyordu, "Biricik, güzelim şaka yapmıştım." bana masum masum baktığında omuz silktim. İşaret parmağıyla omzumu küçük çocuk gibi dürttü. "Biricik. Biricik." dedi arka arkaya adımı sayıklayarak.
Ona aldırış etmedim. Hâlâ çocuk gibi omzumu dürttüp adımı sayıklıyordu.
En sonunda ona dayanamayıp "Efendim devrem?" dedim kaba bir sesle. Askerlik arkadaşıydık ya, görsündü asker arkadaşlığını! Oğuz bu hitap şeklini beklemediği için kendini tutmadan sessizce kıkırdadı. Oğuz'un yanında oturan Alperen abi kendini tutamayıp kahkaha attı. Onun uyuduğunu sanıyordum ama uyanıktı ve bizi duyuyordu. Rezalet!
"Affedersiniz sizi bölüyormuş aranıza giriyormuş gibi olmak istemem ama Oğuz kardeşim hödüksün!" deyip Oğuz'un ensesine vurdu. Oğuz kaşlarını çatıp "Sende vur abi, hayat vurmamış gibi sende vur." dedi sitemle. Kendini acındırmaya çalışıyordu ve bunu belli ediyordu. Alperen abi Oğuz'a gözünü devirip "Kendini acındırma kardeşim. Askerlik arkadaşı ne lan? Öküz. Ayrıca aferin Biricik, bu çocuk bundan sonra senin devren." dedi beni destekleyerek.
"Abi ne diyorsun, bu çocuk ne bu arada? Kardeşinim ben, düşmanın mıyım ben senin. Ben onu şakasına demiştim. Biricik benim sevgilim!" dedi kendini savunmak adına. Oğuz bana dönmüş şekilde bunları söylüyordu, Alperen abi bana Oğuz'un arkasından göz kırpıp gülümsedi. Oğuz'a direkt olarak söyletmişti. Sevgilimdi...
Mutluluktan yerimde tepinmemek için kendimi zor tuttum. Kocaman sırıtmamak için yanaklarımın içini ısırdım. Onu biraz süründürmekten zarar gelmezdi değil mi?
"Ne alakası var devrem estağfurullah. Sevgili mevgili bizim kitabımıza ters, sen benim devremsin ne sevgilisi?" dedim ona iğneleyici sesle. Oğuz söylediğine bin pişman olmuş gibiydi masum masum bakarak ne yaptığını sorguluyordu.
Alperen abi onu omzundan ittirerek üzerime doğru onu itti. Oğuz anlamamış gözlerle ona bakınca Alperen abi ona gözleriyle bir şey anlattı, Oğuz anlayınca gülümseyerek bana döndü. Bunlar nasıl ailecek gözlerle konuşuyordu ya?
Oğuz beklemediğim bir şey yapıp beni kendine doğru çekti, sıkıca sarılıp gitmemi engelledi. Yerimde debelenip ondan kurtulmaya çalışsam da izin vermedi, "Şhtt, bir yere kaçmak yok güzelim." dedi kulağıma fısıldayarak. Çok yakındı! Fazlasıyla!
"Sevgilin olarak yanımda kalmanı istiyorum. Kaçma olur mu?" dediğinde saçlarıma bir öpücük bıraktı. "Olur sevgilim bey." deyip ona sokuldum.
Alperen abiyi göremesemde gülümseyerek bizi izlediğine emindim.
"Biricik seni seviyorum." dedi Oğuz saçlarımla oynarken. Aniden aldığım itirafla kafamı kaldırıp ona baktım, güven verecek şekilde gülümsüyordu. "Bende seni seviyorum, uzun zamandır." dediğimde güldü. Hınzır şekilde gülümseyip "Devrem." diye ekledim. Oğuz kaşlarını çatıp "Of Biricik!" dedi.
Oğuz saçlarımla oynamaya devam ettikçe benim uykum geliyordu, yerimde kıpırdandıp Oğuz'a sarıldım. "Oğuz," dedim uykulu sesimle. "Efendim?" dedi saçıma öpücük bırakıp.
"Uyandığımda yanımda ol tamam mı?" diye sordum. Göreve gittiğinde beni yalnız bırakmıştı, yanımda olmamıştı. Oğuz da bunu hatırladığı için saçımda olan elleri donmuştu, saçlarıma uzun bir öpücük bıraktı, özür diler gibiydi. "Yanında olacağım güzelim. Hatta seni sarmayı da bırakmayacağım, sen uyu hadi." dedi saçlarımı okşarken. Belimde duran eli belimi sıkıca kavramıştı, baş parmağı ile belimi okşuyordu.
Ona güvenerek kucağında uykuya daldım.
❦Ağağağağa bayılacammmm galibaaa minnoşlarımmm yerim sizi evlatlarımm (çocuklarıyla gurur duyan anne gibi hissediyorum 🤧🤧)
Kaos dolu bir evren yazdıktan sonra (BELKİ'ye bölüm yazdıktan sonra kxjsjs) bizim çocukların evrenini yazmak nasıl mı hissettiriyor: 💕👌🏻🥰💖💝💆🏻♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASTSUBAY BEYCİĞİM | Texting ✓
General FictionBilinmeyen numara: Seni anan benim için doğurmuş canımmmm Bilinmeyen numara: Hamurunu benim için yoğurmuş canımmmmm Bilinmeyen numara: Küçükken annen büyüyünce seni oğluma alacağım derdi. Bilinmeyen numara: Büyüdüm nikah tarihi ne zaman? Bilinmeyen...